Genç erkeklerde sık görülen sorun: Kıl dönmesi

Aşırı terlemeden şişmanlığa kadar birçok nedeni var.

  • 844
Genç erkeklerde sık görülen sorun: Kıl dönmesi
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Kıl dönmesinin genellikle 30’lu yaşlardaki genç erkeklerde ve kuyruk sokumunda görülmesi nedeniyle, bu sorunun fazla ve sert kıllardan kaynaklanabileceği görüşü ağır basıyor. Oysa kuyruk sokumunun yapısından fazla kiloya kadar pek çok etkenin rahatsızlığa zemin hazırlayabileceğini söyleyen Acıbadem Beylikdüzü Cerrahi Tıp Merkezi Genel Cerrahi Uzmanı Dr. Hakan Yardımcı, “Ancak günümüzde minimal invaziv yöntemler sayesinde kişi, daha kısa sürede bu rahatsızlıktan kurtulabiliyor ve günlük hayata hızlıca dönebiliyor” diyor. 

Küçük bir sorun gibi görünmesine rağmen, kişinin yaşam kalitesini düşüren kıl dönmesi, kuyruk sokumunda ağrılara, akıntı, şişlik, koku, kanama, iltihaplanma ve kaşıntı gibi şikayetlere yol açıyor. Kimilerinde uzun süre hiçbir belirti vermezken, çoğunlukla kuyruk sokumunda apse gelişimiyle kendini ele veriyor. Genellikle gençlerde ve erkek popülasyonda görülen kıl dönmesi sanıldığı gibi, sadece vücut kılları fazla ve sert olanlarda görülen bir sağlık sorunu değil. Aynı sorunun bölgede tüy yoğunluğu olmayan genç kızlarda da görülebildiğini belirten Acıbadem Beylikdüzü Cerrahi Tıp Merkezi Genel Cerrahi Uzmanı Dr. Hakan Yardımcı, “Aşırı terleme, kuyruk sokumu oluğunun dar ve derin olması, bölgede biriken tüylerin uzun süre kalması gibi nedenler de kıl dönmesine yol açabiliyor” diyor. Ayrıca, uzun süre oturarak çalışmak, şişmanlık ve bölge hijyeninin kötü olması da rahatsızlığa zemin hazırlıyor. 

Köstebek yuvası gibi yayılıyor!
Kıl dönmesi tedavi edilmediğinde sorun daha da büyüyor. Uzun dönem devam eden ve tedavi edilmeyen vakalarda, kist boşluğunun iltihaplanması sonucunda cilt altında kronik enfeksiyon meydana gelebiliyor. Enfeksiyonun şiddetli olduğu dönemlerde ateş ve iltihabi akıntı birbirine eşlik ediyor. Dr. Hakan Yardımcı, rahatsızlığın farklı noktalara yayılabileceğine de işaret ediyor: “Rahatsızlık, orta hattın yukarı aşağısına veya sağına soluna doğru fistüller oluşturarak, yeni sinüs ağızları oluşturabilir ve cilt altında köstebek yuvası gibi geniş alanlara yayılabilir.” Kıl dönmesinde, uzun süre (15-35 yıl) tedavi olmayan kişilerde çok nadir olarak epidermoid (deride) kanser gelişimi de var ancak bu durum, kronik enfeksiyon, kronik irritasyon sonucunda gelişiyor.

En kötü yanı nüks etmesi
Kıl dönmesinde oluşan kist cerrahi olarak çıkartılsa bile nüks etme ihtimali var. Ancak tekrar etmemesi için alınabilecek bazı önlemler de bulunuyor. Ameliyat öncesi iyi bir hazırlık yapılması, enfeksiyonun giderilmesi, hijyenik bakımın iyi olması, uygun ameliyat modeli ve ameliyatın titizlikle yapılması olası tekrarların önüne geçiyor. Ameliyat sonrası erken dönemde yaranın korunması ve doktorun önerilerine dikkat edilmesi gerektiğinin de altını çizen Dr. Hakan Yardımcı, “İlerleyen zamanlarda ise, ameliyat bölgesinin tüylerden temizlenmesi ve bölge hijyeninin sağlanması çok önemli.
Kuyruk sokumunda ameliyat sonrasında tüylerin temizlenmesi, tek başına bile nüksleri engelleyebilir.” diyor. Tüylerin temizlenmesinde lazer epilasyon yöntemini öneren Dr. Hakan Yardımcı, sözlerini şöyle sürdürüyor: “Ancak ameliyat sonrası erken dönemde cilt hassas olabileceğinden ilk aylarda önermiyoruz. Yerine jilet ile dikkatlice temizlemek daha uygun. Ayrıca lazer epilasyon, özellikle kuyruk sokumunda çok yoğun ve sert tüyleri olan kişiler veya ailesel olarak hastalığa yatkın olan kişiler için önleyici olması açısından faydalı.”

En etkin tedavi, cerrahi
Kıl dönmesinin etkin tedavisi, cerrahi yolla yapılıyor. Hastalığın cerrahi tedavisinde yıllar boyu kullanılan farklı yöntemler olmakla birlikte, günümüzde minimal invaziv yöntemlerin önem kazandığından bahseden Dr. Hakan Yardımcı, bu yöntemlerden biri olarak son yıllarda öne çıkan diode lazeri örnek veriyor: “İnsanlar artık kıl dönmesinin cerrahi tedavisinde; ameliyatın kısa sürmesini, ameliyat sonrasında günlük aktivitelere ve işe erken dönebilmeyi istiyor. Bunları mümkün kılan diode lazer yönteminde işlemin genel veya lokal anestezi ile yapılabiliyor olması, geniş yara olmaması ve dikişe gerek duyulmaması yeni yöntemin diğer avantajları... Kişi ameliyat sonrası daha az ağrı hissediyor ve kolayca poposunun üzerine oturup banyo yapabiliyor.” 

Fistül lazerle kapatılıyor
Bir lazer teknolojisi olan diode lazer yönteminden, kıl dönmesinin yol açtığı fistülün (tünel) kapatılmasında faydalanılıyor. Diode lazer, verdiği enerji sayesinde dokunun kendi üzerine çökerek fistülün kapanmasını sağlıyor. 
Ameliyat öncesinde bir kür oral antibiyotik tedavisi başlanarak, kist boşluğunun küçültülmesi amaçlanıyor. Ameliyat sırasında, diode lazer işlemine geçilmeden önce, küçük ve ince uçlu bir küret kullanılarak, kist boşluğu iyice temizleniyor. Ardından kıl dönmesinin olduğu sinüs ağzından girilerek lazer uygulanıyor. Yöntem sayesinde tüm boşluk kapatılıyor ve işlemin bu kısmı 10-15 dakika sürüyor.