'Acımız hiç azalmadı, yaramız kabuk bağlamadı'

Ülkücü Şehit Fırat Yılmaz Çakıroğlu, şehit edilişinin 6. yılında Kastamonu Ülkü Ocakları tarafından düzenlenen anma programında anıldı.

  • 3070
'Acımız hiç azalmadı, yaramız kabuk bağlamadı'
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Kuzeykent Konferans Salonu’nda düzenlenen Ülkücü Şehit Fırat Yılmaz Çakıroğlu’nu anma programı Kuran-ı kerim tilaveti ve dualarla başlarken programda oratoryo gösterileri, şiir ve şehit türküsü dinletileri yer aldı. Koronavirüs pandemisi nedeniyle misafir kabul edilmeyen program Kastamonu Ülkü Ocakları’nın sosyal medya hesaplarından canlı olarak yayınlandı.

Programda konuşan Kastamonu Ülkü Ocakları Başkanı Haluk Yakar sözlerinde şunlara yer verdi: “Bilindiği üzere 20 Şubat 2015 tarihinde Ege Üniversitesi'nde vatan hainlerinin kalleşçe saldırısı neticesinde aramızdan ayrılarak dar-ı bekaya göç etmişti Fırat Yılmaz Çakıroğlu. İnanıyor ve iman ediyoruz ki yiğidimizin mekânı cennet, makamı âlidir. İnanıyoruz ki mahşer gününde şehitlerle haşr olacak, Hazreti Peygamberin komşusu olacaktır. Aradan altı sene geçti, altı koca sene. Ancak bizim acımız hiç azalmadı, yaramız kabuk bağlamadı. Yüreğimizin yangını hala devam etmekte, O Yusuf yüzlü yiğidin gülen yüzü gözlerimizin önünden bir an olsun gitmemekte, hayali ise zihinlerimizden silinmemektedir.

'BİZİM HAREKETİMİZ SEFA SÜRME HAREKETİ DEĞİL CEFA ÇEKME HAREKETİDİR'

Kötünün karşısında iyinin, yanlışın karşısında doğrunun, şerefsizin karşısında şerefin, Bâtılın karşısında Hakk’ın mücadelesi verilmiyorsa bu dünyada yaşamın anlamı nedir? Ülkücüyü Ülkücü yapan işte verdiği bu mücadeledir. Davası olan adam, onun uğrunda ölümü göze alandır. Ülkücü şehitlerin ve gazilerin mücadele hayatına bakarsanız bunu tüm manevi ihtişamıyla görürsünüz. Biliyoruz ki bizim hareketimiz sefa sürme hareketi değil cefa çekme hareketidir. Ülkücüler hiçbir zaman sefa sürmediler. Zaten sefaya da talip olmadılar. Biz hep cefa erleriydik. Fırat kardeşimizde her birinin olduğu gibi üniversite okuyacak tahsilini yapacak vatana millete hayırlı bir ülkücü olacak, hayatına devam edecekti. Okuduğu üniversitede hain pkk yapılanmasının yoğun olduğunu fark ederek her Türk evladının yapması gerektiği gibi görev edindi ve bu görev uğrunda şehit oldu.

'FIRAT YILMAZ ÇAKIROĞLU BÜTÜN TÜRKİYE'NİN, TÜRKLÜĞÜN ÖZ BE ÖZ EVLADIDIR'

Fırat Yılmaz Çakıroğlu artık yalnızca Fuat babanın Özlem annenin bir evladı değildir. Fırat Yılmaz Çakıroğlu bütün Türkiye'nin, Türklüğün öz be öz evladıdır. Fırat Yılmaz Çakıroğlu adı artık bir bayrak, bir sembol haline gelmiştir. Bu bayrak asırlarca elden ele devredilecek Türklük yaşadıkça Fırat'ın adı da yaşayacak, yaşatılacaktır. Bizler Ülkü Ocakları olarak nice Fıratlar, Önkuzular yetiştirmek için ant içtik. ‘Varlığımızı Türk varlığına armağan’ ettiğimiz günden beridir din-ü devlet mülk-ü millet uğruna şehadet şerbetini kana kana içmeyi şereflerin en büyüğü saydık. Bugün kutlu ocaklarımızda yetişen her genç kardeşim bir Kılıçkıran, bir Çakıroğlu’dur. Hiçbir menfaat ummadan, karşılık beklemeden damarlarındaki asil kanın gereği olarak bu millet için mücadeleyi göze almış yiğitlerdir.

'BU MİLLETİN DÜŞMANLARINA MERHAMET ETMEYECEĞİZ'

Ve yine bugün Ülkü Ocaklılar var oldukça Ülkü Ocakları, milliyetçi ülkücü harekete nefer yetiştirmeye devam ettikçe ve Allah’ın izniyle Türkiye Cumhuriyetini bölemeyecekler, Türk devletini parçalayamayacaklardır. Buna fırsat vermeyecek asla imkan tanımayacağız. Bu vatanın, bu davanın, bu bayrağın, bu sevdanın, bu milletin düşmanlarına merhamet etmeyeceğiz. Bu duygu ve düşüncelerle Başta Fırat kardeşimiz olmak üzere Türk Devletinin ve Türk milletinin huzuru ve bekası uğruna bu güne kadar verdiğimiz tüm şehitlerimizin mekânlarının cennet olmasını Cenab-ı Allahtan niyaz ediyor. Her birine ayrı ayrı rahmet diliyor ve saygıyla anıyorum."