Bakan Zeybekci'den 'Altın' Benzetmesi

Bakanı Zeybekci 'Altını koyan, kuralı koyar. Kuralı koyan, altını alır'

  • 819
Bakan Zeybekci'den 'Altın' Benzetmesi
TAKİP ET Google News ile Takip Et

BAKAN ZEYBEKCİ: “ALTINI KOYAN, KURALI KOYAR. KURALI KOYAN, ALTINI ALIR”
“TÜRKİYE ETKEN BİR EKONOMİ OLACAKSA, TÜRKİYE SÜRDÜRÜLEBİLİR BİR ŞEKİLDE ÖNÜMÜZDEKİ ÇEYREK YÜZYILLAR, HATTA YARIM YÜZYILLAR BOYUNCA ENERJİ GELECEĞİNİ GARANTİ ALTINA ALMAK ZORUNDA"
“BİRİLERİNDEN TEKNOLOJİ TRANSFER EDEREK, BİRİLERİNDEN BİLİM TRANSFER EDEREK GİDEBİLECEĞİMİZ YERLER BİZİM SINIRLIDIR. BAĞIMSIZLIK DEMEK, EKONOMİK BAĞIMSIZLIK DEMEKTİR”
VEDAT YUNUS İKİZOĞLU (İHA) - Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, artık altını koyanın kuralı koyan, kuralı koyanın da altını aldığı bir dünyada yaşadıklarını belirterek, Türkiye’nin hem altını alan hem de kuralı koyan bir ülke olmak zorunda olduğunu söyledi. 
Türkiye İhracatçılar Meclisi’nin (TİM) Nisan ayı ihracat rakamlarının değerlendirilmesi amacıyla Kastamonu Ticaret ve Sanayi Odası’nda düzenlediği toplantıya katılan Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, son dönemde Türkiye’nin kredi notunun düşürülmek istendiğini belirterek, “Kredi notumuz düşürülmedi ama negatife çevrildi, veyahutta bazı endişeler dile getirildi. Bunlara çok fazla itibar etmeyin. Bunlar 2008 yılında dünya krizinde en çok etkilenen ülkelere en yüksek notu verenlerdir. 2008 krizi patlamadan birkaç hafta önce 2008 krizinde darmadağın olan ve batan dünyanın en büyük bankalarına dünyanın en yüksek kredi notlarını vererek eleştirilen kuruluşlardır” dedi.
“Türkiye, artık kendi kabuğuna sığamaz” diyen Bakan Zeybekci, “Bundan sonra yoluna kendi imkanlarıyla, kendi kaynaklarıyla devam edemez. Türkiye etken bir ekonomi olacaksa, Türkiye sürdürülebilir bir şekilde önümüzdeki çeyrek yüzyıllar, hatta yarım yüzyıllar boyunca enerji geleceğini garanti altına almak zorunda. Türkiye sürdürülebilir bir şekilde hammaddeyi de garanti altına almak zorunda. Türkiye sürdürülebilir bir şekilde artık dünyanın diğer ülkeleri gibi tüketim alışkanlıklarını belirleyen ve tüketim ağlarını kontrol eden bir ülke olmak zorunda. Türkiye bunu başarırsa işte o 200 milyar dolarlar seviyesindeki ihracatını Cumhuriyetimizin 100. yılındaki 500 milyar dolarlık hedefe doğru artık emin adımlarla devam eder” diye konuştu.
“TÜRKİYE’NİN CARİ AÇIĞI YOK, AR-GE VE İNOVASYON AÇIĞI VAR”
2002 yılında 220 milyar dolar olan milli geliri 830 milyar dolara getirdiklerine dikkat çeken Bakan Zeybekci, bu hedefi 830 milyar dolardan 2 trilyon dolara çıkartmak istediklerini ifade etti. Zeybekci, “Bunu Anadolu coğrafyasında yapamayız. Bunu sadece buradaki imkanlarla, üretimle buradaki finansman kaynaklarıyla yapamazsınız. Bunu kültür coğrafyamızla birlikte Türkiye olarak yaparız. İnşallah bunu da Türkiye olarak yeni dönemde yeni etken ekonomi döneminde inşallah hep birlikte başaracağız. Türkiye’nin cari açığı yok, Ar-Ge ve inovasyon açığı var. Türkiye’nin üniversite ve sanayilerle bir araya gelme problemi var. Türkiye’nin bilim merkezi ihtiyaç problemi vardır. Birilerinden teknoloji transfer ederek, birilerinden bilim transfer ederek gidebileceğimiz yerler bizim sınırlıdır. Bağımsızlık demek, ekonomik bağımsızlık demektir. Ekonomik bağımsızlığımızı tam olarak sağlayamıyorsak ekonomik bir şey konuşmaya gerek yok. Ondan sonra birilerinin dediği gibi, ki bunu yabancılar daha çok söyler, altını koyan, kuralı koyar. Kuralı koyan, altını alır. Biz, hem altını koyan hem de kuralı koyan ülke olmak zorundayız. Başkalarından altın isteyerek onlardan kuralı da almak zorunda kalmamamız gerekiyor” dedi. 
2002 yılından beri vermiş oldukları teşviklerle Türkiye’de yaklaşık 150 milyarlık yeni yatırımların yapıldığını vurgulayan Bakan Zeybekci, “Bu yatırımlar sonucunda da yaklaşık olarak 320 bin kişinin ekstra iş sahibi olması sağlandı. Yüzde 10 ihracat arttığı zaman yüzde 10 direkt üretimi arttırmak zorundasın. O kadar fazla mal üretmek zorundasın. Yüzde 10 üretimi arttırmak demek, onu sağlayacak istihdamı sağlamak demektir. Onu sağlayacak yatırımı yapmak demek, bu büyüme demek, bu refah demek, bu ileriye doğru gitmek demek, bu namerde muhtaç olmamak demektir. Bu kendi imkanlarınla, kaynaklarınla kendi finansmanını sağlamak demektir” ifadelerini kullandı.
Zeybekci, “Türkiye’nin kamu borçlarının milli gelirlere oranı şu anda 28 tane AB üyesi 25 ülkeden daha iyi durumdadır. Bankaların sermaye yeterlilik oranlarının 28 tane AB üyesi ülkenin 21’ninden de daha iyi olduğu bir ülkeyiz” şeklinde konuştu.
Önceliklerinin “kültür coğrafyası” olduğunun altını çizen Bakan Zeybekci, şunları söyledi: 
“Kültür coğrafyasından kastımız Orta Asya’dan başlayan, Kafkaslar, Orta Doğu, Körfez, Kuzey Afrika, Balkanlar ve Avrupa Birliği. Bu coğrafya bizim kültür coğrafyamızdır. Bu coğrafyaya ayaklarımız sağlam basıp, bu coğrafyada ham maddemizi ve enerjimizi garanti altına alarak, bu coğrafyanın yeni bir tüketim haline gelmesine ve bunların tüketim alışkanlıklarını belirlemede etkin olmaya, buralarda tüketim mallarını kontrol edeceğiz.”
“TÜRKİYE KÜLTÜR COĞRAFYASI MİRAS OLARAK ECDATTAN KALAN EN BÜYÜK HAZİNE”
Türkiye kültür coğrafyasının miras olarak ecdattan kalan en büyük hazine olduğuna işaret eden Bakan Zeybekci, bu coğrafyanın hiçbir yerinde kötü bir hatıralarının olmadığını ve hiçbir yerde hiçbir şeyle suçlanmayarak gittikleri her yerde muhteşem bir kabulle karşılandıklarını söyledi. Zeybekci, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bu coğrafyada 'kazan kazan' sistemiyle başkaları gibi vahşi bir kapitalizmi, oraları sömürerek değil, orada ham madde kaynaklarını ele geçirmek için oralarda her şeyi mubah gören bir anlayışla değil, onlara da maksimum düzeyde kazandırarak, biz de kazanarak yolumuza bu şekilde devam etmek istiyoruz.”
Bakan Zeybekci, “Karadeniz ile İskenderun Körfezi’ni ulaşım ağlarıyla bağladığımızda, bu coğrafyada ham maddeyi garanti altına aldığımızda, Orta Anadolu ve bu coğrafyada bugüne kadar Türkiye olarak ‘hurdacı’ olmaktan çıkarak, cevheri değerlendirip, başka hiçbir yere bağlı olmaksızın demir, çelik, bakır, alüminyum ve bu şekilde stratejik alanlarda kendimizi garanti altına aldığımızda geleceğe daha sağlam bakacağız” dedi.
Bugüne kadar hep “Türk sanayici ve iş adamları başka ülkelere gitmesin, oralara yatırım yapmasın” diye söylediklerini vurgulayan Bakan Zeybekci, şöyle devam etti: 
“Ama biz şunu söylüyoruz artık; ‘Eğer Türkiye’nin hammadde ihtiyaçlarını sürdürülebilir şekilde garanti altına alacak yatırımlar yapacaklarsa o coğrafyada gitsinler yapsınlar. Eğer Türkiye’nin ara mal ihtiyacını karşılamayı garanti altına alacaklarsa gitsinler o coğrafyada yatırım yapsınlar. Eğer Türkiye olarak bizim girmekte zorlandığımız coğrafyada, dağıtım alanlarına ulaşmakta zorlandığımız bir coğrafyada, mal dağıtmada imkansızlıklarla karşılaştığımız coğrafyada eğer gidip bu dezavantajları avantaja çevirecek kuruluşlarımız varsa gitsinler orada yatırım yapsınlar, üretsinler, oralarda hakim olsunlar. Böylelikle biz dünyada 500 milyar dolarlık hedefe, hizmet gelirlerimizle beraber 650-700 milyar dolarlık hedefe 2023 yılında böyle ulaşabiliriz.”
Konuşmaların ardından Bakan Zeybekci, başarılı işadamlarına plaket takdim etti.