CHP Kastamonu Merkez İlçe Başkanı Bıyıklı: 'İnsanların Geleceği İpotek Altına Alındı'

CHP Kastamonu Merkez İlçe Başkanı Muzaffer Bıyıklı, insanların geleceğinin ipotek altına alındığını savunarak, amaçlarının eskiden olduğu gibi yeniden yok olan demokrasiyi Türkiye'ye kazandırmaya çalıştıklarını söyledi.

  • 505
CHP Kastamonu Merkez İlçe Başkanı Bıyıklı: 'İnsanların Geleceği İpotek Altına Alındı'
TAKİP ET Google News ile Takip Et

CHP Kastamonu Merkez İlçe Başkanı Muzaffer Bıyıklı, insanların geleceğinin ipotek altına alındığını savunarak, amaçlarının eskiden olduğu gibi yeniden yok olan demokrasiyi Türkiye’ye kazandırmaya çalıştıklarını söyledi.

Bıyıklı, Anıt Düğün Salonu'nda gerçekleştirilen CHP’nin 90. yıldönümü etkinliklerinde yaptığı konuşmada, CHP’nin Cumhuriyet tarihinde Türkiye’nin topraklarını paylaşmak ve bu ülkeyi yok etmek için emparyalist güçlere karşı direnişi örgütleyen Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyetleri'nin siyasal bir yapıya kavuşturulması ile cumhuriyeti ve devrimleri gerçekleştirilmesi için siyasi bir güç olarak kurulduğunu belirterek, “Atatürk’ün de dediği gibi CHP, bir sınıfın bir zümrenin bir bölümün bir kitlenin partisi değil, doğrudan halkın her kesiminin yer aldığı bir partidir. CHP günün şartlarına göre bir devlet partisi olarak kurulmuş her dört yılda bir yaptığı nitelikli uzun araştırmacı, inceleyici, katılımcı kongrelerle devlet yönetimine yön vermiş devlet yönetimini bizzat üstlenmiş bir partidir. Bu özellikleri zamanla 50 ve 60 döneminde aynen bugün olduğu gibi dinsel bir takım argümanları kullanarak çoğunlukçu bir anlayışla sandıkta kazandık. Bu ülkede ‘Milli irade biziz, her şeyi biz biliriz, biz yaparız, bizim dediğimiz olur’ düşüncesiyle mücadele etmiş 46’da çok partili hayata geçişle karşımıza çıkan bu anlayışı sonuçta halkımızın da desteğiyle değiştirebilmiş bugünlere gelebilmiş bir partidir” dedi.

CHP’nin görev ve mücadelesinin günümüzde son derece ağırlaştığını ifade eden Bıyıklı, “Devletin kıt olanaklarıyla vatandaşın dişiyle tırnağıyla cumhuriyet döneminde yarattığı değerlerin hepsi satıldı. Kitler satıldı, yollar satıldı, köprüler satıldı, madenler satıldı, en sonunda ormanlarda satılıyor. Satacak başka bir şey kalmadı. Biz köylere gittiğimizde böyle bir şikayet aldık. Dediler ki köylülerimiz burada bizi küçük bir orman depomuz var. Orada 20-30 istiflik orman üretimi oluyordu. Bu sene dediler böyle ucu bucağı görünmedi diye. Bir basit araştırma yaptık. Kastamonu biliyorsunuz orman zenginliği ve kaynakları açısından ülkemizin en zengin ilidir. Kastamonu’da yılda ortalama 650 bin metreküp orman üretimi yapılırken son yıllarda bu 2 milyon metreküpe yükselmiş. Ormanlarımız bir şekilde kesilip satılıyor, paraya çevriliyor. Buna karşıda bir bahaneleri var. ‘Kestiklerimizin yerine yenisini dikiyoruz’ diyorlar ama mümkün değil. Bizim bildiğimiz Kastamonu’da ormanları meydana getiren ağaç türü öyle 3-5 yılda yetişip eskisinin yerinin tutabilecek ağaç türü değil. En az 50-100 yılda yetişebilen ağaç türleridir” diye konuştu.

"BARIŞTAN KONUŞULURKEN SURİYE’YE MÜDAHALEYİ İSTİYORLAR"

Dış politikada Olimpiyat Oyunları'nın Türkiye’de yapılmasını istediklerini ve barıştan, Ortadoğu’da kardeşlikten, güzelliklerden bahsedildiğini aktaran Bıyıklı, “Fakat Suriye’ye derhal müdahale edilmesini savunuyorlar. Bizi yönetenler böyle bir tavır içerisinde. Hatta diyorlar ki: ‘Suriye’yi öyle birkaç gün bombalamak bizi kesmez. Suriye’ye girelim çıkmayalım, yönetimi değiştirelim’ Tabi nasıl bir yönetim geleceğine dair umutları beklentileri var. Orada kendi düşüncelerine göre kendileriyle uyuşacak yönetim umutları var” şeklinde konuştu.

Milli Eğitim Bakanlığı'nın eğitim politikasının iflas ettiğini ve eğitimin yapboz tablosuna döndüğünü söyleyen Bıyıklı, Türkiye’nin iç ve dış borcunun son yıllarda korkunç seviyede arttığını da savundu. Bıyıklı, şunları kaydetti:

“Sağlık politikaları maalesef iflas etti. Vatandaşımıza sağlıkta hiç ücret almadan sağlık hizmetleri sunacağız dediler ancak neredeyse tamamen paralı hale geldi. Artık sağlık hizmetini parası olan alabiliyor. Ülkede IMF’ye borcumuzu bitirdik diye böbürlenerek anlatıyorlar. Ama geçenler bir araştırma okudum. Türkiye’nin iç ve dış borcu son 10 yılda 2 katından fazla artarak 650 milyar dolara çıkmış. Bu borcun bir kısmı kamunun bir kısmı özel sektörün borçlarıdır. Korkunç bir borçlanma. Kamu borçlanma içerisinde, özel sektör borçlanma içerisinde vatandaş da borçlanma içerisindedir”

MUTSUZ BİREYLERDEN MUTSUZ BİR TOPLUM OLDUK

‘Mutlu toplum, mutlu bireylerden oluşur’ sözünü hatırlatan Bıyıklı, tam aksine mutsuz bireylerden mutsuz bir toplum haline geldiklerini ifade ederek, şunları söyledi:

“Yine bir araştırmaya göre son 10 yılda kredi kartları borçları yeni parayla altı buçuk milyardan 255 milyara yükselmiş. İnsanlar korkunç bir borç içerisinde. İnsanların geleceği ipotek altına alınmış. Yani bir anlamda insanlar geleceğini borçlanmış. İşte buna karşılık borçlarını ödeyemeyen yüzlerce insan intihar ediyor, cinnet geçiren insanlar kadınlarımı öldürüyor, yaralıyor, sokak ortasında şiddet gösteriyor. Hani bir söz vardır mutlu toplum, mutlu bireylerden oluşur diye, biz mutsuz bireylerden mutsuz bir toplum olduk. Çalışanların yüzde 45’i asgari ücretle çalışıyor. Korkunç bir şey arkadaşlar. Asgari ücretle çalışanlar kira ödeyecek, evinin mutfağında bir tencere kaynatacak, çocuklarını okutacak ve de başbakanın dediği gibi en az üç çocuk yapacak. Böyle bir toplumuz”

Köylülerin her geçen gün giderek borçlandığını kaydeden Bıyıklı, “Köylülerimizle görüştüğümüzde diyorlar ki bize faizsiz kredi veriyoruz diye verdiler. Aldığımız bir hayvan için yedişer sekizer bin lira borçlandık. Şimdi ödeyemeyince erteliyoruz ama bir miktar faiz uygulayarak borçlarını ertelemişler. Ellerindeki mal varlığı borçlarının yarısını bile karşılamıyor. Diyor ki vatandaş AK Parti iktidara gelmeden önce doğru dürüst malımda yoktu, ancak borcumda yoktu. Şimdi borcum var ama elimde avucumda yine bir şey yok diyor. Böyle bir ülkede yaşıyoruz” dedi.

Üniversiteye kayıtların başladığını hatırlatan Bıyıklı, öğrencilerin Kastamonu’ya gelerek üniversiteye kayıt yaptırmaya başladığını fakat kayıt için gelen öğrencilerin konaklama sorununun ortaya çıktığını ifade etti. Bıyıklı, “Öğrencileri Kastamonu’ya kayıt için geldiler ama kalacak yer aradılar. Şuna şahit oldum. Kredi Yurtlar Kurumu'na (KYK) Başbakan güya bir yenilik bir reform yapacağız diye ranza sistemini kaldırın demiş. O fermanın üzerine bütün ranzalar kaldırılmış, tek kişilik yataklar konulmuş. Bunun sonucunda kapasite yarı yarıya düşmüş. Şimdi Kastamonu KYK Yurdu'nda diyelim ki 2 bin öğrenci barınabilirken bin öğrenci barınabilir duruma gelmiş. Öğrenciler cemaatlerin yurtlarının kucağına düşsün gibi bir anlayışla oralara mahkum edilmeye çalışılıyor. Bizde elimizden geldiğince yardım etmeye çalıştık. Çoğu öğrenciler yurt ücretlerinin yüksekliğinden kayıtlarını dondurup gitmeyi düşünüyorlar. Böylesine bir ülkede yaşıyoruz” ifadelerini kullandı.

Bıyıklı, CHP’nin eskiden demokrasiyi kurmakla aynı anlayışla bugünde karşılaştığına dikkat çekerek, şöyle devam etti:

“Sandıktan çıkan iradeyi kutsama gibi bir anlayışla mücadele edip, demokrasiyi tekrar rayına oturtmak. Bugünde bu anlayışla bu yoksulluklarla, bu yolsuzluklarla, bu düşünceyle mücadelesini sürdürecektir. CHP, bunun için vardır”

"CHP’NİN BAŞÖRTÜSÜYLE BİR SORUNU YOK"

12 yıl önce partiye katıldığını ve şu anda 37 yaşında olduğunu belirten CHP Kastamonu İl Başkan Vekili Yücel Yılmaz ise, “Bu partiye her geldiğimde adı genç olmaktan üzüntü duyan bir insanım. Biz ilkokulu Cumhuriyetçi, Atatürkçü öğretmenlerin elinde okuduk. Bizler ibadeti camilerimizdeki imam amca ve ağabeylerimizden öğrendik. Bizim ne başörtüsü ile bir sorunumuz var ne de insanlarla bir sorunumuz var. Maalesef yıllarca Cumhuriyet Halk Partisi dendiği zaman insanların bizi bu şekilde addetmesinden rahatsızlık duyuyorum ve ömrümün sonuna hiçbir zaman iktidarda göremesek bile CHP’de mücadele etmeye devam edeceğime kendi adıma söz veriyorum” dedi.

Türkiye için birlik olma zamanın geldiğini ifade eden Yılmaz, şöyle konuştu:

“Bugün 90 yaşına giren bu ulu zeytin ağacını büyük önder Mustafa Kemal Atatürk dikmiştir. Bu zeytin ağacı Türkiye’yi 1 Mart tezkeresindeki kararlı duruşu ile Irak bataklığından korumuştur. CHP şimdi de ülkemizi Suriye ve Ortadoğu’daki bataklığına saplanmasından korumaya çalışmaktadır. Bu gök kubbe bu topraklar üzerinde durduğu müddetçe; CHP bayrağı, ay yıldızlı bayrağımız ile dalgalanmaya devam edecektir. Ülkemizin AK Parti hükümetleri tarafından idare edildiği son 10 yılında bugün Türkiye bölgesinde itibarsızlaşmış, yalnız adama dönüşmüştür. Bugün her olaydan sonra bizim gücümüzü, sabrımızı test etmeyin diyen AKP’nin gücü Türkiye’nin Irak’ta başına çuval geçirilerek, Mavi Marmara’da 9 yurttaşımız katledilerek ve en son Suriye’de uçağımız düşürülerek denenmiştir. Sayın başbakan BDP ve terör örgütü buluşması ile ilgili yaptığı açıklamada ya Kandil’e gidin ya da meclise gelin demiştir. Sayın başbakan sizin göreviniz kimsenin Kandil’e gitmemesini sağlamaktır. Bugün ülkemizin demokrasisi, eğitimi, hukuku, basını hastalıklı işçisi, kadını, erkeği, memuru, emeklisi, öğrencisi hastadır. Bugün Türkiye Cumhuriyet Halk Partisi ve onun iktidarına en az 1923’de olduğu kadar ihtiyaç vardır. Ülkemiz için birlik olmak zamanıdır. Bugün ülkemizin aydınlık yarınları için omuz omuza verme zamanıdır. Bugün Cumhuriyet Halk Partisi zamanıdır. Cumhuriyet Halk Partisi varsa, herkes için var. Ülke siyasetinde ilçe başkanlarımız ve değerli partililerimizle birlikte önümüzdeki seçimlerde karamsarlığa kapılmadan elimizden geldiği kadar başarılı olmak için mücadele edeceğimize söz veriyoruz”

Konuşmaların ardından Kastamonulu sanatçı Ahmet Artuk, Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün sevdiği şarkılardan seslendirerek davetlilere keyifli anlar yaşattı.