Devlet Bahçeli: 48 maddenin Meclis'e getirilmesi çok erken

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Başbakan Erdoğan'ın anayasa yapımında uzlaşılan 48 maddeye ilişkin çağrısına cevap verdi. Bahçeli, 'Başbakan'ın iftar programlarında kafasına estiği gibi atıp tutmasına, hezeyanlar içinde seslendirdiği…

  • 353
Devlet Bahçeli: 48 maddenin Meclis'e getirilmesi çok erken
TAKİP ET Google News ile Takip Et

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Başbakan Erdoğan’ın anayasa yapımında uzlaşılan 48 maddeye ilişkin çağrısına cevap verdi. Bahçeli, "Başbakan'ın iftar programlarında kafasına estiği gibi atıp tutmasına, hezeyanlar içinde seslendirdiği çağrılarına kulak asmamız mantıklı ve makul bir tercih değildir. Bu nedenle 48 maddenin Meclis Genel Kurulu'na getirilmesi çok erken, çok zamansız ve çok da gereksizdir." dedi.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, parti genel merkezinde basın toplantısı düzenleyerek gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Bahçeli konuşmasında, yeni anayasa çalışmalarına değindi. Başbakan Erdoğan'ın "Gelin uzlaşma sağlanan 48 maddeyi Meclis'ten geçirelim" şeklindeki çağrısına, Bahçeli toplantıda cevap verdi.

"MASADAN KALKAN TARAF OLMAYACAĞIZ"

Kendilerinin anayasa yapım çalışmaları sırasında masada kalan taraf olacaklarını dile getiren Bahçeli, şöyle konuştu: "Başbakan Erdoğan, öncelikle 48 maddenin hemen Meclis'ten çıkarılmasını istemek yerine, anayasa değişikliğiyle nereye varmak istediğini ve neyi amaçladığını açıklamalıdır. Kaldı ki, Anayasa Uzlaşma Komisyonu görevini başında ve mesaisini sürdürmektedir."

"ÜZERİNDE UZLAŞILAN MADDELER DEMOKRATİK BİR HAVUZDA TOPLANMALI"

"Kuşkusuz uzlaşılan 48 madde yabana atılmayacak kadar önemlidir." diyen Bahçeli, "Bunu küçümsemek, hafife almak ve anayasa uzlaşma komisyonunu sabote edecek müdahalelerde bulunmak bizim tarafımızdan doğru ve ahlaki görülmeyecektir. Israrla ve sabırla üzerinde uzlaşılan maddeler, demokratik bir havuzda toplanmalı ve bu sayı mutlaka arttırılmalıdır." tavsiyesinde bulundu.

Yeri ve zamanı geldiğinde üzerinde uzlaşılan 48 maddenin Meclis Genel Kurul'una sunulmasının bir seçenek olarak ele alınabileceğine dikkat çeken Bahçeli, şuan için Anayasa Uzlaşma Komisyonu'nu bitirecek adımlardan uzak durulması gerektiğine vurgladı. Bahçeli şöyle konuştu: "Yeri ve zamanı gelince gerek ve zorunluluk doğunca mutabakata varılan maddelerin Genel Kurul'a intikali bir seçenek olarak ele alınmalıdır. Ancak şu günkü şartlarda Anayasa Uzlaşma Komisyonu'nu fiilen bitirecek ve sakatlayacak adım ve yaklaşımlardan uzak durulması da bilhassa Başbakan Erdoğan bakımından ciddiye alınması gereken siyasi bir sorumluluktur."

Bahçeli, Başbakan Erdoğan'ın işaret ettiği 48 maddenin Meclis Genel Kurulu'na getirilmesinin gereksiz olduğunu söyledi. Kendilerinin bu günkü ortamda; Anayasa Uzlaşma Komisyonu'nu tökezletecek bir eğilimin içinde olmadıklarını dile getiren Bahçeli, “Başbakan'ın iftar programlarında kafasına estiği gibi atıp tutmasına, hezeyanlar içinde seslendirdiği çağrılarına kulak asmamız mantıklı ve makul bir tercih değildir. Bu nedenle 48 maddenin Meclis Genel Kurulu'na getirilmesi çok erken, çok zamansız ve çok da gereksizdir. Sayın Cemil Çiçek'in Meclis'te grubu bulunan siyasi parti liderleriyle teması da bölük pörçük anayasa yapımına esasen terstir. Başbakan Erdoğan'ın azu ederse uzlaşma masasından kalkmasında bir mani hal yoktur." diye konuştu.

"UZLAŞILAMAYAN MADDELER SEÇİM SONRASINA BIRAKILMALI"

Bahçeli, Anayasa Uzlaşma Komisyonu sonuna kadar çalışarak mutabakat sağlanan maddeleri çoğaltması gerektiğini de kaydetti. Üzerinde uzlaşılamayan maddelerin de 2015 yılında yapılacak Milletvekilleri Genel Seçimlerinin arkasına bırakılmasının, milletin takdiri olduğunu ifade eden Bahçeli, şöyle devam etti: "Bizim açımızdan Başbakan Erdoğan’ın hiçbir samimiyeti, inandırıcılığı ve dürüstlüğü hiç kalmamıştır. İftar programlarını bile istismara, aldatmaya ve dedikoduya alet eden birisine güven duymak, itibardan bahsetmek nafile bir çabadır. 10 Temmuz 2013 günü yandaş bir sendika olan Memur-Sen’in iftarında; aldatmayı ve aldanılmayı çok aşağılık bir hareket olarak gördüklerini söyleyen Başbakan unutmasın ki, kendisinin söz ve icraatları bir aldatma markası olduğundan aşağılık yaftasını çok hak etmektedir."