Doğu Karadeniz Bölgesi'nin Yaşlı Nüfusu Giderek Artıyor

Doğu Karadeniz Bölgesi'nde yaşlı nüfusun giderek arttığı belirtildi.

  • 651
Doğu Karadeniz Bölgesi'nin Yaşlı Nüfusu Giderek Artıyor
TAKİP ET Google News ile Takip Et

 DOĞU KARADENİZ BÖLGESİ’NİN YAŞLI NÜFUSU GİDEREK ARTIYOR

- YAŞLI NÜFUSUNUN GİDEREK ARTTIĞI BÖLGEDEN GÖÇ EDEN GENÇ NÜFUS GİTTİKLERİ KENTLERDE SADECE İŞÇİ OLARAK KALMIYOR, GİRİŞİMCİ OLUYOR
- BÖLGEDE 2004 YILINDA YÜZDE 54 OLAN KADIN İŞGÜCÜNE KATILIM ORANI, 2011 YILINDA YÜZDE 44’E DÜŞTÜ

Doğu Karadeniz Bölgesi’nde yaşlı nüfusun giderek arttığı belirtildi.
Doğu Karadeniz Kalkınma Ajansı (DOKA) uzmanları tarafından 10. Ulusal Kalkınma Planı için Doğu Karadeniz Bölgesi’nde yer alan 6 ilde yapılan araştırmanın sonuçları açıklandı. Ordu, Giresun, Gümüşhane, Trabzon, Rize ve Artvin illerinde yapılan araştırmada bölgedeki eğitim, sağlık, işgücü, istihdam ve çalışma hayatı, gelir dağılımı, yoksulluk ve sosyal koruma, katılımcılık ve örgütlenme, şehirleşme, göç ve yaşam memnuniyeti gibi konular irdelendi.
Yapılan araştırmada Doğu Karadeniz Bölgesi’nin yaşlı nüfusunun giderek arttığı, bölgeden göç eden genç nüfus gittikleri kentlerde sadece işçi olarak kalmayarak girişimci hüviyetine büründüğü belirlendi. Bölgede 2004 yılında yüzde 54 olan kadın işgücüne katılım oranının ise 2011 yılında yüzde 44’e gerilediği kaydedildi.
DOKA kapsamındaki illerden Trabzon ve Ordu’da Türkiye ortalamasının üzerinde bir nüfus yoğunluğu belirlenirken, nüfusun genel durumuna bakıldığında ise 55 yaş üstü yaşlı nüfusun bölgenin toplam nüfusuna oranı, 2012 yılında yüzde 21,71 olarak gerçekleşti. Bu oran Türkiye geneli için yüzde 15,64 olarak gerçekleşirken, bu görünüm, bölgenin dışarıya verdiği genç nüfus göçünü ve özellikle emeklilik sonrası dönüş yapanların oluşturduğu yaşlı nüfus artışını ve binde 13 olan TR-90 kaba doğum hızının Türkiye ortalaması olan binde 16,7’nin altında kaldığını da doğrular nitelikte. Ayrıca, bölgedeki yaşlı nüfus giderek artıyor. .

YÜKSEKOKUL MEZUNLARI TÜRKİYE ORTALAMASININ ALTINDA
DOKA Bölgesi’nde okuma-yazma bilmeyen nüfusun toplam nüfusa oranı Türkiye ortalamasına nazaran yüksek olduğu kaydedilerek “Yüksekokul mezunları ise oransal olarak Türkiye ortalamasının altındadır. Bölge içinde harekete geçirilebilecek genç ve eğitimli -nüfusun iş ve yaşam beklentilerinin karşılanması uzun vadede bu nüfusu bölgede tutmak, bölge beşeri varlıklarını bölge yararına vakfetmek açısından önem arz etmektedir. Eğitimde cinsiyet eşitsizliği eğitim seviyesi yükseldikçe kadınlar aleyhine yükselmektedir” denildi.
DOKA Bölgesi'nde anne ve bebek ölüm oranları Türkiye ortalamasının altında olduğu belirlenirken "Çocuk başına ve gebe başına ortalama izlem sayısı bakımından Türkiye ortalamasının altında bir değer göstermektedir ki bu anne ve çocuk sağlığı için koruyucu sağlık hizmetlerinin yetersizliğine işaret etmektedir. TR-90’da sağlık hizmetlerine erişimde kır ve kent arasındaki fark önem arz etmektedir” sonuçları elde edilirken, İşgücü, istihdam ve çalışma hayatı konularında ise “TR-90’da ortalama ücretlerin Türkiye ortalamasının altında bulunması, çalışanların büyük bir kısmının KOBİ vasfında ve hatta küçük denebilecek 1-9 kişi çalıştıran işletmelerde, asgari ücret sınırında çalıştığını, dolayısıyla çalışan yoksulluğu, potansiyel işsizlik ve güvencesizliğin ve bunun getirdiği sosyo-psikolojik kırılganlığın yüksek olduğunu gösterir şeklinde yorumlanabilir. Türkiye genelinde kadının işgücüne katılım oranı açısından bölgesel düzeyde 2. sırada yer alan TR90’da, tarımın çözülmesiyle birlikte kadının işgücüne katılım oranında düşüş göstermektedir. 2004 yılında yüzde 54 olan kadın işgücüne katılım oranı,2011 yılında yüzde 44’e düşmüştür” sonuçları elde edildi.

TARIM ALANINDA İSTİHDAM TÜRKİYE ORTALAMASININ ÜSTÜNDE
Bölge illeri işgücü piyasası araştırmaları, TÜİK verileri, Kalkınma Bakanlığı çalışmaları, DOKAP ve paydaş görüşmelerinden yola çıkarak, bölgede işgücü, istihdam ve çalışma hayatıyla ilgili şu sonuçlara varıldı:
“Bölge işgücü arzı ve talebi arasında, yani işgücünün nitelikleri ve işgücü ihtiyacı arasında uyumsuzluk; Bölgede tarımsal istihdamın toplam istihdam içerisindeki payı yüzde 55,2 olup, ülke geneli olan yüzde 24,6’nın neredeyse iki katıdır; TR90’da, tarımın çözülmesiyle birlikte kadının işgücüne katılım oranı da düşüş göstermektedir. 2004 yılında yüzde 54 olan kadın işgücüne katılım oranı, 2011 yılında yüzde 44’e düşmüştür. İşsizlik düşük, kayıt dışı istihdam oranları yüksektir. TR90’da 2011 yılında TÜİK’in göreli yoksulluk sınırı olarak kabul ettiği yüzde 50’lik medyan gelirin altında yaşayan kişi sayısı 271 bin kişidir. Bölgemizde 4 kişilik bir ailenin yoksulluk sınırı ise yıllık 3 bin 946 TL olarak kabul edilmiştir. Türkiye geneli verilerine göre yoksulluğun en yüksek olduğu grup ‘okur-yazar değil veya bir okul bitirmeyenlerin oluşturduğu grup iken, en düşük yoksulluk oranı yüksekokul, fakülte ve üstü- grupta gözlemlenmektedir. TR90’ın yoksulluk riskine karşı daha kırılgandır. 2006 ve 2011 yılları arasında bölgemizdeki yoksulluk yüzde 50 medyan gelirde yüzde 13,2 ile yüzde 10,7 arasında, yüzde 60 medyan gelirde ise yüzde 21,1 ile yüzde 17,6 arasında azalarak değişmiştir. TR90’da konut mülkiyetinin yaygın olduğu görülmektedir. TR90’da kent ve köy arasında ikili ikamet yaygın bir geçim şeklidir.”

BÖLGEDEN GÖÇÜN NEDENİ EKONOMİK
Bölgeden yaşanan göçün nedenlerinin de açıklandığı araştırmada “TR90’da göç az gelişmişliğin hem sebebi hem de sonucu olarak değerlendirilmelidir. Göçler temel olarak ekonomik nedenlere dayanmakta; bunu, kamu hizmetlerinin eksikliği ve sosyal hayatın yetersizliği gibi nedenler izlemektedir. TR90’dan bölge dışına göç DOKAP’da ‘yarı-refah göçü’, olarak ifade edilmiştir; bir başka deyişle daha eğitimli, donanımlı ve biraz da mali kaynağı, sermayesi ve daya yüksek pazarlık gücü olan bir kitle bölge dışına göç etmektedir. Dolayısıyla TR90’dan göç edenler gittikleri kentlerde sadece işçi olarak kalmamakta, girişimci olmaktadırlar. Göçmenlerin finansal ve beşeri varlıkları/sermayelerinin bölgeye daha planlı ve düzenli dönüşünün sağlanması dışa göçün kazanımlarını bölgeye çevirmek açısından önem arz etmektedir” ifadeleri kullanıldı.