Erdoğan: Temenni ederim ki adalet yerini bulsun

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Ergenekon davasının kararları ile ilgili yaptığı değerlendirmede yargı sürecinin devam ettiğini hatırlattı. Erdoğan, "Birincil mahkeme bir karar verdi. Birincil mahkemenin vermiş olduğu karar nihai bir karar değildir. Bunun Yargıtay’da tekrar masaya yatırılması söz konusudur. Yargıtay’ın vereceği karar da aslında nihai değildir. Yargı noktasındaki sürecin nihayete ermesine kadar yargı sürecidir. Dolayısıyla temenni ederiz ki adalet yerini hakkı ile bulsun." diye konuştu.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, bayram namazını Süleymaniye Camii’nde kıldı. Cami çıkışı Mimar Sinan’ın türbesini ziyaret eden Erdoğan gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını cevaplandırdı. Ergenekon davasında verilen kararları yorumlayan Erdoğan, “Türkiye’de yasama yürütme yargı kuvvetler ayrılığını oluşturmaktadır. Biz kanaatlerimizi serd ederken bu kanaatlerimiz anayasanın amir hükümlerine ters düşmeden olmak durumundadır. Ben o zaman kanaatimi çok açık net ifade ettim. O kanaatimde herhangi bir sapma söz konusu değildir. Birincil mahkeme bir karar verdi. Birincil mahkemenin vermiş olduğu karar nihai bir karar değildir. Bunun Yargıtay’da tekrar masaya yatırılması söz konusudur. Yargıtay’ın vereceği karar da aslında nihai değildir. Yargı noktasındaki sürecin nihayete ermesine kadar yargı sürecidir. Dolayısıyla temenni ederiz ki adalet yerini hakkı ile bulsun. Kime bundan zarar dide olmasın. Bu beklentimiz bu şekilde devam etmektedir. Bunu çok açık söyleyebilirim.” ifadelerini kullandı.

Muhalefet liderlerinin kararları eleştirmesini değerlendiren Erdoğan, şöyle devam etti: “Gerek anamuhalefetin gerek diğer muhalefetin yapmış oldukları açıklamalar bu süreçle ilgili çok çirkindir. Yargı organı ‘istediğim kararı verdiği zaman iyi, istemediğim kararı verdi kötü’ diye bir mantık olmaz. Şuanda bu süreç içerisinde özellikle anayasa gereği yanılmıyorsam 138. Madde, bu maddeye çok açık net muhalefet söz konusudur. Anamuhalefet partisinin yapmış olduğu açıklamalar bana göre suç teşkil etmektedir. Çünkü bu tür açıklamayı meşruiyet gayrimeşruluk gibi, ‘Bu mahkemelerin hakimlerini ve savcılarını tanımıyorum’ gibi ifadeler bunların hiçbirisi yargı içinde değerlendirilebilecek kanaatler değildir.Bu tamamıyla yargıyı tesiri altına almak yargıya müdahale gibi bir anlayışın içine girmektedir. Bu gerçekten Türkiye’de siyaset yapmanın edebinin de geldiği noktayı göstermesi bakımından çok önemli. Bu şekilde bir siyaset yapılamaz. Siyasetçi konumunu gayet iyi bilecek. Bu tür hakaretlerle kimsenin oyu bu ülkede yükselmez. Nitekim yapılan kamuoyu araştırmalarında da anamuhalefetin oyunun nerede olduğu bellidir. Diğerlerinin oyunun nerede olduğu bellidir. Bu konuda hassasiyetimiz bizim çok farklıdır. Biz böyle bir dalaşmanın içinde AK Parti olarak yer almayacağız.Siyasetçi olarak bu tür açıklamalar karşısında kanaatlerimizi edebi adabı içinde söylemek bizim de ayrıca görevimizdir. MHP Genel Başkanı’nın yapmış olduğu açıklamalar çok çirkin açıklamalardır. Konuyla ilgili olarak da ‘madem ki bu insan örgütün başıydı, buna Başbakan niçin imza koydu’ gibi yaklaşımlar çocukça yaklaşımlar. Anamuhalefet genel başkanı bu ülkede hala genel müdürlükten sıyrılamadı. Bir siyasetçi gibi değil genel müdür gibi çalışıyor. Önce bir genel müdürlükten çıkıp siyasetçi olması lazım. Siyasetçi olduğu zaman da neyi nasıl değerlendireceğini çok daha iyi öğrenir. Bu konuda atamalar nasıl yapılır bunu öğrenmesi lazım.Bu atamalar içinde bir konuda suçu sabit olmamış bir insan için siz kalkıp da şöyledir, böyledir diyemezsiniz. Önümüzde suçlu olan birisi varsa, o zaman tabiî ki böyle bir adımı atmazsınız. Bunlar ne zaman ortaya çıktı diye baktığımızda emekli olduktan sonra ortaya çıkmış olaylardır. Bunların yargının önüne nasıl geldiği konusu ayrıca değerlendirilebilecek konulardır. Buralardan kendine göre bir şeyler çıkarmanın gayreti içinde. En önemli savcı en önemli hakim millettir.Milletten daha büyük bir hakim söz konusu değildir. Son sözü millet söyler.”