GSM şirketi, ölmüş kadını 7 ay sonra 'borcu var' diye icraya verdi

Kastamonu'da 2015 yılında geçirdiği bir rahatsızlık sonucu hayatını kaybeden kadına, ölümünden 7 ay sonra GSM şirketince 'borcunuz var' diye icra takibi başlatıldı. Tek varisi 15 yaşındaki oğlunu yaşı küçük diye muhatap almayan GSM şirketi, bu sefer icra takibini ölen kadının evli kız kardeşine göndererek tahsil etmek istedi.

  • 1019
GSM şirketi, ölmüş kadını 7 ay sonra 'borcu var' diye icraya verdi
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Kastamonu’da 2015 yılında geçirdiği bir rahatsızlık sonucu hayatını kaybeden Zerrin Yavuz’un kullandığı telefon hattı, aradan 3,5 yıl geçmesine rağmen aileye sıkıntı oldu. 7 Şubat 2015 yılında hayatını kaybeden Zerrin Yavuz’un telefon hattı, annesinin vefatı üzerine tek varisi 15 yaşındaki oğlu tarafından kapatılmak istendi. GSM şirketi, yaşı küçük diye Zerrin Yavuz’un oğlunu muhatap almayarak telefon hattını kapatmadı. Bunun üzerine Zerrin Yavuz’un evli kız kardeşi Berrin Aslan, GSM şirketi ile görüşerek yasal belgeleri sundu ve hattın kapatılmasını istedi. GSM şirketi, yasal olarak vasisi olmadığı gerekçesiyle Berrin Aslan’ın da evraklarını işleme almadı. Aile, buna rağmen kapatılamayan telefon hattının Ocak-Şubat ve Mart aylarına ait faturalarını ödedi. GSM şirketi, Zerrin Yavuz’un ölümünün üzerinden 4 ay sonra telefon hattını kendiliğinden kapatarak yasal takip başlattı. GSM şirketi, hattı kapatmak için muhatap almadığı aileyi, bu sefer borcun tahsil edilmesi için 7 ay sonra icra takibi başlatıldığına dair telefona mesaj gönderdi. Aile, bu borcu itiraz ederek 3,5 yıldır faturaların ödendiğini ispatlamaya çalışıyor.

“Borcunuz var diye bize sürekli mesajlar göndererek taciz ediyor”
Baldızı Zerrin Yavuz’un 7 Şubat 2015 yılında bir rahatsızlığı sonucu vefat ettiğini söyleyen Ramazan Aslan, “Vefatından sonra Ocak-Şubat-Mart aylarına ait gelen telefon faturalarını biz ödedik. Bu faturaları ödememize rağmen 2015 yılından 2018 yılına gelene kadar bizlere sürekli haciz işlemleri geliyor. Hem bize hem yeğenimize mesajlar gönderiyorlar. Bu konu hakkında savcılığa şikayette bulunduk. Savcılık şikayetinden de bir sonuç elde edemedik. Hala bizlere mesajlar geliyor, bize borcunuzu ödeyin diyorlar, halbuki bizler bu borcu zaten ödemiştik. Bizim bir borcumuz yoktur. Bu GSM şirketi hakkında işlem yapılmasını arzu ediyoruz” dedi.

Konu hakkında BİMER’e de şikayette bulunduklarını anlatan Ramazan Aslan, “BİMER’e müracaat etmemize rağmen bize kesinlikle bir sonuç gelmedi. O zaman yeğenim 15 yaşında idi, yeğenimi yaşı küçük diye muhatap almadılar. Eşimde bu faturalarla ilgili ödeme yapmasına rağmen yine bizlere hacizler geldi. Fakat bütün girişimlerimize rağmen bu konuyu çözümleyecek bir çaba içerisine girmedi. Bu GSM şirketinden şikayetçiyiz” diye konuştu.

“Bizler, baldızımın borçlarını ödedik, bizim borcumuz yok”
Baldızı Zerrin Yavuz’un vefatından sonra borçları ödediklerini anlatan Ramazan Aslan, “Ödememize rağmen bize sürekli mesajlar geliyor. Yeğenime mesajlar geliyor, yeğenim öğrenci olduğu için sıkılıyor. Eşim bütün borçları ödemesine rağmen hala bizlere 3 yıldır hacizler geliyor, konuyla ilgili mesajlar geliyor. Tüm girişimlerimize rağmen henüz bir çözüm ya da çözüm yolu bulunamadı. Hat kapandı ama hala bizlere mesajlar atıyorlar borcunuzu ödeyin diye GSM şirketinden. Biz bunu savcılığa da verdik, fakat savcılıktan da bir çözüm bulamadık” şeklinde konuştu.

Ramazan Aslan, 7 Şubat 2015 tarihinde vefat eden baldızının telefon hattının 4 ay sonra Mayıs ayında kendiliğinden kapandığını ve aynı yılın Ağustos ayında da telefonlarına borç olduğuna dair mesajlar atılmaya başlandığını kaydetti. Borcun ödenmesi için resmi tebliğinde 15 yaşındaki yeğenine üç yıl sonra 18 yaşını doldurur doldurmaz yapıldığını söyleyen Aslan, “Hem Araç İcra Müdürlüğünden hem de Kastamonu İcra Müdürlüğünden bize sürekli mesajlar atılıp tebligatlar yapılıyor. Sürekli taciz ediliyor, bunun biran önce çözüme kavuşturulmasını bekliyoruz” ifadelerini kullandı.
Aslan, GSM şirketine başlangıçta 234 lira olan borcun faizlerle birlikte şuanda 665 TL’ye yükseldiğini kaydetti.

“Ölen bir kişinin reşit olmayan çocuğu icra edilemez”
Ölen bir kişinin reşit olmayan çocuğunun icraya verilemeyeceğini söyleyen Tüketici Başvuru Merkezi Onursal Başkanı Aydın Ağaoğlu ise, ölü hakkında yapılan icra takibinin de geçersiz olduğunu belirterek, şöyle konuştu: “Ölü hakkında yapılan icra takibi geçersizdir. Varise yönelik yapılan takipte de varisin yaşı reşit olmadığından ötürü vasisi savunma yapabilir. Ancak vasi davasına bakan mahkeme kararı bir süre geciktiğinden ötürü vasi de olmadığından savunmada yapılamıyor. Bu bir ilamsız takiptir. İcradan zarf geldiğinden itibaren 7 gün içerisinde itiraz edilebilir. Fakat 16 yaşındaki bir çocuğun aleyhine yapılmış bir icra takibi ancak 18 yaşını doldurmuş olan ve mahkemece atanmış bir vasi tarafından takip edilebilir. Çünkü reşit olmayan bu çocuğun annesi ölmüş, babası yok. Bu noktada alacaklı olduğunu iddia eden firmanın hukuk bürosu, yasaya aykırı olarak işler tesis etmektedir. Annesi vefat etmiş, yetim kalmış gencimizi açıkça taciz etmektedir. Bu yapılan iş, avukatlık kanununa göre de etik değildir. Türk Ceza Kanonunun 123. Maddesine göre de huzur ve sükunu bozma suçunu oluşturur”

“Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumunun devreye girmesi gerekiyor”
Bu anlaşmazlığın çözümü için Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumunun devreye girmesi gerektiğine işaret eden Tüketici Başvuru Merkezi Onursal Başkanı Aydın Ağaoğlu, şunları kaydetti: “Çocuk, reşit olmadığından ötürü vasi tayini de mahkemece süre gerektirdiğinden savunmasız kalmış, hatta kendisine bu taciz ve saldırıda bulunanları şikayet dahi edememiştir. Şuanda borçlunun vasisi olan genç, 18 yaşını geçmiş ve reşit olmuştur, mahkeme kapılarında da hak arama mücadelesi vermek durumunda kalmıştır. Yani kendisi de dava açarak bu icranın takibinin iptalinin sağlanmasını mahkemeden isteyecektir. Bu Allah’tan reva mıdır? Gencecik bir çocuk, anne yok baba yok. Hayat mücadelesini yapmış. Eğitimine mi yönelsin yoksa mahkeme kapılarında kendisine yönelik yapılan haksızlık karşısında mücadele mi versin. Bugün bir avukata gitse asgari ücret tarifesinden nereden baksanız bin lira bir ücret talep edecektir. Dava açmak içinde yaklaşık 400-500 lira bir para istenecektir. Gencecik bir çocuğun geliri de bulunmuyorsa bunu karşılaması yani hakkını araması neredeyse imkansız hale geliyor. Bu nedenle Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumunun devreye girmesi gerekiyor. Bu firmaya lisans faaliyetini kim verdiyse bu firmanın avukatlar aracılığıyla tüketicinin tacizine karşı gerekli yaptırımın uygulanması gerekmektedir”

“Tüketici Hakem Heyetine gitmeden icraya başvurmak hem hukuka aykırı hem de etik değil”
“Hukuk, kötü niyetlileri korumaz” diyen Aydın Ağaoğlu, şunları söyledi: “Bunlar vefattan sonra üç ay boyunca gelen faturaların bedellerini ödemişler. Daha sonradan ölü hakkında icra takibi yapıp, sonrada bunun vasisi hakkında ilamsız takip yapılması sadece o dönemde yürürlükte olan 6502 sayılı Tüketici Kanununun 68. Maddesi 1. Fıkrasına aykırıdır. Çünkü Tüketici Kanunu, 2017 yılından önce 3 bin 610 liranın altındaki alacak-verecek ihtilaflarında Tüketici Hakem Heyetlerine başvurmayı zorunlu tutmuştur. Tüketici Hakem Heyetine başvuru yapmadan yapılan tüm girişimlerin hukuka aykırı olarak tanımlıyor. Yargıtay’ında bu yönde pek çok kararı bulunmaktadır. Açıkçası Tüketici Hakem Heyetine gitmeden direk icraya başvurmaları hem hukuka aykırıdır hem de etik değildir. Çünkü buradaki muhatap kendisini savunamıyor. Mahkeme de vasi tayin etmek için bekliyor, çocukta yaşı küçük olduğundan dolayı da savunmasız durumda kalıyor. Buna benzer çok sayıda ülkemizde insanlar var. Allah yardımcıları olsun”