'Kamu çalışanlarının alacağı vardır'

TEÇ-SEN Genel Başkan Yardımcısı Erol Kaçakoğlu 'Son 15 yıldır yapılan toplu sözleşme masasından enflasyon oranı üzerinde ücret artışı yapılmamıştır' dedi.

  • 1812
'Kamu çalışanlarının alacağı vardır'
TAKİP ET Google News ile Takip Et

2001 yılından bugüne kadar kamu çalışanlarının özlük, sosyal ve mali hakları için önce Toplu Görüşme Masaları ve daha sonra toplu sözleşme masaları kurulmuştur. Yetkili sendika ile işveren heyeti (hükümet) arasında yapılan Toplu Sözleşme masasının tarafları arasında güç dengesizliği vardır.

Kamu çalışanlarının yıllar itibarıyla oluşan ücret kaybı dikkate alınacak değerdedir. Şöyle ki 2002 yılında (Hizmetli 15/1) 14 çeyrek altın alan kamu çalışanlarının 18 yılda zararı aylık 3 bin 35 lira 50 kuruştur. 20 yıldır yetki verdiğimiz sendika ve konfederasyonların kamu çalışanlarının lehine hiçbir kazanımı yoktur. Hatta kamu çalışanlarının yetkili sendikalardan yıllık 36 bin 426 lira alacağı vardır.

2 yılda bir toplanan Toplu Sözleşme Masasının sonuçları önceden tahmin edilebilir hale gelmiştir. Son 15 yıldır yapılan toplu sözleşme masasından enflasyon oranı üzerinde ücret artışı yapılmamıştır. Ancak yetkili sendikanın ve konfederasyonun aylık bütçesi 30 Milyonun üzerine çıkmıştır. Yıllık bütçesi ise 360 Milyon lirayı geçmiştir.

Yetki verdiğimiz sendika ve konfederasyonların 18 yılda kamu çalışanlarını düşürdüğü sefalet ortadır. Yine yetki verdiğimiz sendika ve konfederasyonların ulaştığı refah ve şatafat da ortadadır.

Kamu çalışanları yıllarca yetki verdiği sendika ve konfederasyonların sayesinde 18 yılda düştükleri geldikleri şatafat ile düştüğümüz sefalet arasında bir tercih yapmalıyız. Mevlâna Hazretleri derki; “Kapalı kapı loktur. Yanlış anahtar vardır.” Kamu çalışanlarına yıllarca alamadığı ve açamadığı ücret kapısını yanlış anahtar kullandığından açamamıştır. “Enflasyonist Standart Ücret” kıskacından kurtulmanın yolu ve yöntemi bellidir. Doğru anahtar ise yetkiyi siyasete hayır diyen sendika ve konfederasyonlara vermektir.

Çözüm basitken, gerçekler ortadayken, vaziyet belliyken zor olanı tercih etmek, denenmişi denemek, gelecek için daha karanlık günlerin geleceğine işarettir."