Okulda Çocukları Başarısız Olan Aileler

Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi (AİBÜ) Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Çocuk Nörolojisi Uzmanı Prof.Dr. Nimet Kabakuş, okullarda başarısız olan çocukların ailelerine uyarılarda bulundu.

  • 687
Okulda Çocukları Başarısız Olan Aileler
TAKİP ET Google News ile Takip Et

OKULDA ÇOCUKLARI BAŞARISIZ OLAN AİLELER

ÇOCUK NÖROLOJİSİ UZMANI PROF.DR. NİMET KABAKUŞ, AİLELERİ BEYİN HASTALIKLARINA KARŞI UYARDI

Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi (AİBÜ) Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Çocuk Nörolojisi Uzmanı Prof.Dr. Nimet Kabakuş, okullarda başarısız olan çocukların ailelerine uyarılarda bulundu. 
Yeni doğan ve gelişim çağındaki çocukların huysuz davranışları ailelere zor zamanlar yaşatırken, okul çağındaki çocukların başarısız olmaları en büyük sorunların başında geliyor. AİBÜ Tıp Fakültesi Çocuk Nöroloji Uzmanı Prof.Dr. Nimet Kabakuş, çocuk hastalıklarıyla ilgili çarpıcı açıklamalar yaptı. Batı Karadeniz Bölgesi’nin çift EEG cihazlı ünitesinin AİBÜ Tıp Fakültesi’nde olduğunu söyleyen Kabakuş, şöyle konuştu: “Çocuk nöroloji hastalıkları çok değişik ağır bulgularla kendini gösteriyor. Bunların başında nöbet geçirme, beklenen psikolojik ve motor gelişiminin geriliği, çocukta algılama sorunu, zaman zaman hafızaya ait efektler gibi şikayetlerle geliyor. Çok sayıda hasta var. Okul başarısızlıklarının çoğu da çocuk nöroloji hastalıklarına giriyor. Çünkü bu başarısızlık durup dururken ortaya çıkmıyor. Biliyorsunuz başarı ya da başarısızlık beyine ait bir fonksiyon. Biz burada Batı Karadeniz’in tek merkeziyiz. Çok yoğun çalışıyoruz. Çift EEG cihazımız var. Tek doktorun çift EEG cihazı olduğu tek yer Türkiye’de burasıdır. O kadar çok hastamız var. Günde 15 ila 20 arası EEG çekiyoruz. Bu rakam bazen bunun üstüne çıkıyor. Ayrıca çocuk nöroloji yoğun bakımına da biz bakıyoruz. Orada da çok ağır hastalarımız oluyor” 
Halk arasında sara olarak bilinen epilepsi hastalığında başarılarının arttığını söyleyen Prof.Dr. Nimet Kabakuş, sözlerini şöyle sürdürdü: “Hastalığın çeşidine göre bence beyin hastalığının nedeni ne onu bulmak lazım. Felç mi, epilepsi gibi başka bir hastalık mı, yoksa beynin ilerleyici kas hastalıkları mı onu bulmak lazım. Değişik durumlarda değişik tedaviler uyguluyoruz. Ama genelde önemli bir kısmından cevap alıyoruz. Bu sevindirici bir şey. Özellikle hastalarımızın çok büyük bir kısmını oluşturan halk arasında sara (epilepsi) hastalığında başarımız bir hayli iyi.” 
Okulda başarılı iken aniden başarısız olmaya başlayan çocukların mutlaka doktora götürülmesi gerektiğini ifade eden Nimet Kabakuş, şöyle konuştu: “Okul başarısızlığı durduk yere ortaya çıkan bir şey değil. Hele birçok okulda başarılı iken son zamanlarda başarısızlık gösteriyorsa bu çok önemli bir olay. Kesinlikle ortaya çıkarılması gereken bir sorun. Bunun nedenleri arasında kliniğe yansımayan, sadece beyinde olan nöbetler var. Bunlar daha çok dikkat dağınıklığı ya da dikkatini verememeyle ilgili durumlardır. Ayrıca hastalıkların bir kısmı ilaçla beraber ortaya çıkan hastalıklardır. Genetik hastalıklardır. Onun için okul başarısızlığında ortaya çıkan hastalıkların tümü çok önemlidir. Çocuğun çok önemli bir kısmı beyine aittir. Ama beyine ait olmayan nedenler de var. Çocukta kalp hastalığı olabilir, akciğer hastalığı olabilir. Ya da kronik karaciğer hastalığı başlamış olabilir. O yüzden okul başarısızlığı yeni başlamışsa çok önemsemek lazım. Çünkü bundan önemli bir bulgu yok” 
Tek çocuklu ailelerin özellikle çocuklarının yaşam alanını kısıtlamamaları gerektiğini belirten Kabakuş, açıklamasını şöyle tamamladı: “Ailelerin tek çocukları var. Bu tek çocuğu nasıl büyüteceğini beceremeyen ailelerde bu sorun çok sık yaşanabilir. Çocukla tam bir iletişime giremiyorlar. Çocuğa oyun hakkı bile vermiyorlar. Apartmana kapatmış, ev ortamında, ‘Azma, yaramazlık yapma’ gibi tepki veriyorlar. Aileler çocuğun buna tepkisini huzursuzluk olarak gösteriyor. Çocuk bu durumda daha da agresif davranış gösterir. Ama huzursuz çocukların birçok nedeninin arasında da organik dediğimiz hastalıklar vardır. Her hasta çocuk huzursuzdur. Bu altın kural. Bir çocuk hasta ise huzursuzdur. Bunu es geçmemek lazım. Çocuğu hırpalamaktan ziyade ‘neden huzursuz’, ‘neden beyni böyle bir tepki veriyor’ araştırmak lazım. Hastaneye getirmek lazım.”