Op. Dr. Akagün: "Uyku Apnesi Öldürüyor"

Kulak Burun Boğaz Uzmanı Op.Dr. Cevdet Murat Akagün, uyku apnesinin uyku bozukluklarının en önemli tablolarından biri olduğunu ve uykuda ölüme bile yol açtığını kaydetti.

  • 561
Op. Dr. Akagün: &quotUyku Apnesi Öldürüyor"
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Erken tanı ve uygun tedavinin uyku apnesinde önemli olduğunu belirten Op. Dr. Akagün, "Horlamanın en ağır biçimi tıkayıcı tipte olanı yani ’Uyku apnesi’ diye bilinen biçimidir. Bu şiddetli horlama nefessiz kalınan bir dönemle kesilir ve bu sırada solunum durur. 10 saniyenin üzerindeki havasız kalma nöbetleri bir saat içinde 7’den fazla görülürse yaşam ciddi şekilde tehdit altında demektir. Apneli hastalarda uykuda kan oksijen düzeyi aşırı oranda düşer. Oksijenin düştüğü bu dönemde kalp kanı daha çok pompalamak zorunda kalır bir süre sonra kalp ritmi bozulurken, zamanla tansiyon ve kalp büyümesi gelişir. Kilo verme, alkol, sigara ve ilaçlardan korunma, koruyucu ve palyatif hekimlik açısından da önem arz eder. Eşlik eden hastalıkların tedavisi ki , şeker tansiyon, hiperlipidemi tedavisinin de tedavi planlamasında yeri olduğu gibi kilo problemi olan her hastanın kilo yapan hastalıklar açısından sağaltılması uygun olacaktır" dedi.

Uyku apnesinin tedavisi hakkında bilgiler veren Kulak Burun Boğaz Uzmanı Op. Dr. Cevdet Murat Akagün, şu ifadeleri kaydetti:
"OSAS’ın en spesifik ve en etkin tedavisinin CPAP tedavisi olduğu düşünülse de, obstrüksiyonun yerinin tam olarak saptanabildiği olgularda cerrahi tedavi uygulanmalıdır. Takdir edersiniz ki 25-50 yaş arası hastaların yıllarca ağızlarında bir cisimle uyumaları her zaman mümkün olmamaktadır. Ve bu kişiler horlama nedeniyle uyku sırasında yeterince dinlenemezler. Dinlenmeden geçirilen gecenin gündüzü uykulu, yorgun ve verimsiz geçer. Özellikle uyku sırasında nefessiz kalan kişiler daha dikkatli olmalı ve mutlaka bu konuda deneyimli ve horlama sertifikalı bir cerrahın yardımı istenmelidir. Uyku apne-osas sendromlu hastaların cerrahi tedavisinde burun patolojileri; nasal polip, geniz eti, kemik eğriliği, sinüzit dışında bademcikler, yumuşak damak, küçük dil ve dil kökünden oluşan orofaringeal alan değerlendirilmeli ve gerekirse bu alan ile ilgili cerrahide ameliyat planına dahil edilmelidir."