'Ben çıktığım her kürsüde Tosya'nın gür sesi olacağım'

CHP Kastamonu Milletvekili Hasan Baltacı, Kastamonu'nun sanayideki lokomotifi Tosya'yı ziyaret etti.

  • 544
'Ben çıktığım her kürsüde Tosya'nın gür sesi olacağım'
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Kastamonu Milletvekili Hasan Baltacı, ekonomik krizin özellikle ahşap kapı üretim sektöründe kitlesel yıkıma yol açmaya başladığı Kastamonu’nun en büyük ilçesi Tosya’yı ziyaret etti.

CHP Kastamonu İl Başkanı Hikmet Erbilgin ve il yönetim kurulu üyeleri ile birlikte Tosya’ya çıkarma yapan Milletvekili Hasan Baltacı, gün boyu süren ziyaretleri kapsamında basın kuruluşlarını, marangozlar odasını, esnaf odasını ve organize sanayi sitesinde faaliyet gösteren fabrikaları ve işçilerini ziyaret etti.

CHP Tosya İlçe Başkanlığı’nda partililerle yerel seçimler üzerine değerlendirme yapan Milletvekili Baltacı, ekonomik krize direnemeyen ve kapanan fabrikaların aynı zamanda atölyelerin işten çıkarmak zorunda kaldığı işçilerle de bir araya geldi.

“BU KRİZİN SORUMLUSU İŞÇİLER DEĞİL, EKONOMİNİN BAŞINDAKİLERDİR”
Yaşanan ekonomik krizin sorumlusunun işçiler değil, ekonominin başındakiler olduğunu belirten Milletvekili Hasan Baltacı, “Tosya, Kastamonu’nun sanayi anlamında lokomotifi olan ilçemizdir. Çalışan, üreten en büyük ilçemizdir. 1994 krizini yaşadık, 2001 krizini yaşadık. 2008 yılında küresel bir kriz oldu, Türkiye’yi teğet geçtiği söylendi ama o krizin sonuçları ağırlaşarak bugün karşımıza çıktı. Türkiye’de bir ekonomik kriz olduğunda krizin ilk vurduğu kesim işçi kesimidir. Ülkeyi krize sürükleyenler önce işçinin emeğine göz diker. Hemen işçi kapı önüne konulur.  Ben Tosya’da bugün fabrikaları, atölyeleri kapatıldığı için işsiz kalan yüzlerce işçimizin sorununu Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde dile getireceğim. Tazminatlarını alamayan, işsizlik fonundan yararlanamayan işçilerimizin sesi olacağım. Ayrıca devletin ahşap sektöründe ihtisaslaşan Tosya’ya yüzünü çevirmesi için elimden gelen mücadeleyi sergileyeceğim. Bugün ziyaretimizde yanımızda olmak isteyen ama baskılar nedeniyle derdini bizimle paylaşamayan arkadaşlarımız olduğunu biliyorum. Tosya’daki işçilerimiz şunu bilsin; hangi partiye oy vermiş yada verecek olursa olsun mavi önlüğün, tulumun altındaki herkes işçidir. Sen şu partiye oy verdin şimdi işten çıkacaksın, sen diğer partiye oy verdin çalışacaksın kimse demez.  Bu nedenle o önlük ve tulum içindeki işçiler kenetlenmek zorundadır. Tosya’mızdaki işçilerimiz, esnaflarımız, emeklilerimiz, doktor bulamayan kadınlarımız, iş bulamayan gençlerimiz, hayvancılıkla, tarımla, ormancılıkla tenceresini kaynatan köylülerimizin bir milletvekilleri var. Ben çıktığım her kürsü de Tosya’mızın gür şekilde sesi olacağım. Biz bu krizin faturasının öncelikle işçilerimize, esnafımıza, emeklimize, memurumuza, köylümüze kesilmemesi için hep birlikte mücadele etmeliyiz. Bu krizin faturasını 160 milyar lirayı betona gömenler ödemelidir. Bu krizin sorumlusu işsiz kalan işçilerimiz değildir. İşçimizin yetenekleri, işçimizin bilgisi değildir. Bu krizin sorumlusu yanlış yatırım yapanlar, ülkenin kaynağını betona gömenlerdir. Bu krizin sorumlusu işçiyi değil, yandaş müteahhitleri tercih edenlerdir. İşçinin emeğine konulan ipotek, maaşına gelen haciz, işsiz kalmasına sebep geçmediğimiz köprüler, gitmediğimiz şehir hastaneleridir. Böyle yüzlerce örnek var. Bu devletin fakir olduğunu hiç kimse düşünmesin. Devletin kaynağı, parası var ama tercihi işçi, memur, emekli, çiftçi, esnaf değil. AKP halen çılgın projelerle müteahhitlere para aktarma peşinde. İktidar Cengiz Holding’in hafriyat kamyonu yatmasın isterken, Tosya’daki işçinin işsiz kalmasını umursamıyor. İşçi, memur, emekli 3 aydır kirasını, bankaya olan kredi borcunu ödeyemezken iktidar gidiyor Cengiz Holding’in 425, Demirören’in 129 milyonluk vergi borcunu bir kalemde siliyor. İsteseler vatandaşın kredi borcunu silerler mi? Evet. Ama AKP yandaşı, müteahhitlerini tercih ediyor. Ekonominin başında kim varsa bu krizin sorumlusu da o.  Fabrikalar kapanıyor. Onlarında çok büyük sıkıntıları var. Ama bu fabrikalar neden kapanıyor araştıran yok, soruşturan yok. Tosya bugüne kadar hep almadan vermiş. Almadan vermek Allah’a mahsustur. Böyle olunca Tosya nasılsa cepte denilmiş, ihmal edilmiş. Tosya kime ne oy vermiş bizim için önemli değil. Tosya bizim gönlümüzde. Tosya’nın sorunu bizim, Tosya’nın işçisi de memuru da köylüsü de, esnafı da sanayicisi de bizim. Kenetlenmek zorundayız. Krizin faturasını biz ödemeyeceğiz diyeceğiz, bunu sorumlusu biz değiliz diyeceğiz.” dedi.