CHP'den 'Cumhuriyet, Darbe ve Türkiye' paneli

Cumhuriyet Halk Partisi Kastamonu İl ve Merkez İlçe Başkanlığı'nın ortaklaşa düzenlediği 'Cumhuriyet, Darbe ve Türkiye' konulu konferanta İstanbul Milletvekilleri Emekli Albay Dursun Çiçek ve Oğuz Kaan Salıcı Konuşmacı olarak katıldı. Oğuz Kaan Salıcı Cumhuriyet'in 93 yaşında bir delikanlı olduğunu ifade ederken Dursun Çiçek ise laik, demokratik Cumhuriyet'in savunucusunun CHP olduğunu kaydetti.

  • 869
CHP'den 'Cumhuriyet, Darbe ve Türkiye' paneli
TAKİP ET Google News ile Takip Et

CHP Kastamonu İl Başkanlığının düzenlediği, İstanbul Milletvekili Dursun Çiçek ve Oğuz Kaan Salıcı’nın konuşmacı olduğu ‘Cumhuriyet, Darbe ve Türkiye’ konulu konferans, Halk Eğitim Merkezi Konferans Salonu’nda gerçekleştirildi. İstanbul Milletvekili Dursun Çiçek ve Oğuz Kaan Salıcı’nın Daday Belediye Başkanı Hasan Fehmi Taş, KAS-KON Başkanı Hüseyin Selami Çelebioğlu, il yöneticileri, ilçe başkanları ve yöneticileri, partililer ve yurttaşların katılımıyla gerçekleştirilen konferansın açılışında konuşan CHP İl Başkanı Muzaffer Bıyıklı, AK Parti iktidarının ve Cumhurbaşkanı'nın, 'başkanlık' adı altında istediği şeyin OHAL yetkilerine sahip tek adamlık rejimi olduğunu ifade ederek: “Ancak önlerindeki en büyük engel Cumhuriyet Halk Partisi'dir. İnsanları dinine, diline, rengine, düşüncesine bakmadan kucaklayan, önce insan, önce Türkiye anlayışıyla halkçı politikalar üreten ve her zaman hukukun üstünlüğüne inanıp, adaleti savunan, laik, demokratik Cumhuriyetin, Atatürk ilke ve devrimlerinin koruyucusu Cumhuriyet Halk Partisi ve kadroları işbaşındadır" dedi.

“CUMHURİYETİMİZ 93 YAŞINDA DİMDİK BİR DELİKANLIDIR”
Cumhuriyet’in birilerine rahatsızlık verebileceğini ancak Cumhuriyet’in daha uzun yıllar rahatsızlık vermeye devam edeceğini ifade eden İstanbul Milletvekili Oğuz Kaan Salıcı: “k. Cumhuriyetin kelime anlamını tam olarak özümsersek Cumhuriyete karşı çıkmanın ne kadar art niyet bir düşünce olduğunu daha rahat görmüş oluruz. Cumhuriyet yokluklar içinde Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları tarafından kurulmuştur. Cumhuriyet’ten önce hepimiz tebaa idik. Hiçbirimizin bireysel özgürlüğü, hakkı, malının mülkünün garantisi yoktu. Cumhuriyet ile hepimiz vatandaş olduk. Müslüm gayri müslim ayrımı vardı, Cumhuriyet ile bu ayrım da ortadan kalktı. Herkes eşit oldu. Kadınlarımız Cumhuriyet sayesinde bu ülkede birinci sınıf vatandaş oldu. İlanından bugüne kadar geçen süreç içerisinde birçok badire atlatmı, pekçok darbe görmüş, iç ve dış mührakların türlü ayak oyunlarına rağmen eğilmemiş olan Cumhuriyetimiz 93 yaşında dimdik bir delikanlıdır. Bu delikanlının daha çok yaşayacağı ve bizlere de çok şey öğreteceği günler var” dedi.

15 Temmuz günü Türkiye’nin hain bir darbe girişimi ile karşılaştığını, Cumhuriyet Halk Partisi olarak her türlü darbeye, darbe girişimine karşı olduklarını ve sorumluların cezalandırılması için her türlü desteği vermeye hazır olduklarının altını çizen Salıcı: “Darbeye karışan, darbeden önceden haberi olup da ilgili yerlere haber vermeyen kişi ya da kişiler yargılanmalıdır. Ancak darbeyi bahane ederek hayatında cemaat ile hiç karşılaşmamış kişileri işten atarsanız biz buna itiraz ederiz. Darbecilerin yargılanmasına itiraz etmiyoruz ancak bunu fırsat bilip sırf muahlefet diye insanları ilgileri olmadığı halde tasfiye etmek tam bir fırsatçılıktır. Tasfiye edilen kişilerin siyasi görüşleri ne olursa olsun eğer gerçekten ortada bir haksızlık varsa Cumhuriyet Halk Partisi olarak biz buna itiraz eder, gerçekten haksızlığa uğrayan vatandaşımızın yanında oluruz. Darbeyi bir fırsatçılığa çevirmeye kalkarsanız bunun karşısında olacağımızın da bilinmesini isteriz” diye konuştu.

"CHP HER ZAMAN HUKUKUN VE ADALETİN YANINDA OLDU"
Kendisinin de yargılandığı kumpas davası süreciyle ilgili bilgiler vererek sözlerine başlayan CHP İstanbul Milletvekili Dursun Çiçek ise, CHP'nin o dönem de her zaman olduğu gibi hukukun ve adaletin yanında durduğunu söyledi. Çiçek, "Nerede hukuksuzluk, mağduriyet varsa CHP doğru, evrensel, sosyal demokrat duruşunu göstererek hep mağdurların yanında yer aldı. ifadelerini kullandı.

"ABD'Yİ VE İSRAİL'İ EN ÇOK KIZDIRAN DENİZ KUVVETLERİYDİ"
Kumpas davalarının konusunun darbe olduğunu ve sanıkların da yüzde 70'inin denizci olduğunu anımsatan Çiçek, denizcilerin neden hedef alındığını ise şöyle anlattı:
"Çünkü silahlı kuvvetler içinde Amerika'yı, İsrail'i kızdıran, en önde giden kuvvet deniz kuvvetleriydi. 'Yerli gemi yapma, yazılım yazma benden al, bana bağlı ol. Karadeniz'e çıkacağım, Montrö'yü engel gösterme, Doğu Akdeniz'de petrol, doğalgaz arayacağım, orada karşıma çıkma' diyen Amerika karşısında, deniz kuvvetlerinin dış politikadaki etkinliği sayesinde bunların hiçbirine müsaade edilmediği için Amerika en çok deniz kuvvetlerine kızdı. Kendi ordusunu, kendi komutanını derdest eden, kendi meclisini bombalayan bu hainler, asker kıyafetli bu militanlar TSK'yı milletinden kopardı. 15 Temmuz gecesi biz ordunun, yargının, askerin, polisin bu kadar aciz duruma düşürüldüğünü görmekle kalmadık, aynı zamanda bir iç savaşın eşiğinden döndük” dedi.

"KÖTÜ SONU CUMHURİYETÇİ, ATATÜRKÇÜ ASKERLER ÖNLEDİ"
Aydınlar olarak Suriye, Irak'tan sonra emperyalizmin Ortadoğu'da, Büyük Ortadoğu Projesi kapsamında İran'ı hedef alacağı yönünde bir öngörülerinin olduğunu dile getiren Dursun Çiçek, “Biz kendimize yakıştırmazdık, hep İran derdik. İran'la uğraşırlar derdik. Evet öyle olmadı, yanıldık. Türkiye'de iç savaş çıkarmaya çalıştılar ve bunun için FETÖ denen örgütü de kullandılar. Nasıl iç savaş çıkarmak istiyorlardı. O gece darbe biraz daha uzasaydı, başarı şansları biraz daha fazla olsaydı, milli ordu, darbeciler ve darbeye karşı olanlar diye ikiye bölünüp birbirleriyle savaşa girselerdi, Irak'ta ve Suriye'de olduğu gibi millet de darbeci askerlerin veya karşı koyan vatanseverlerin yanında saf tutacaktı. Türkiye bugün kan revan içerisinde, milyonlarca göçmenin Avrupa kapılarında olduğu iç savaş yaşayan bir ülke haline gelecekti. Bu kötü sonu kim önledi? Öncelikle tüm kumpas davalarına rağmen, bütün ezilmelere Türk Silahlı Kuvvetleri'nin omurgasını teşkil eden Cumhuriyetçi, Atatürkçü askerler önledi” şeklinde konuştu.

"CHP'YE BAŞVURAN SAYISI 200 BİNİ GEÇTİ"
CHP'ye telefon, e-posta yoluyla ve bizzat parti örgütlerine gelerek mağduriyet başvurusu yapanların sayısının 200 bini geçtiğini belirten Çiçek, "CHP'nin yolunu bilmeyen, çok acı ama bizi 'gavur' olarak gören, özel oturup görüştüğümüz insanlar var. Beyinleri yıkanmış, algı operasyonlarıyla bizi insanlık dışı yaratık olarak anlatmışlar. Bu insanlar bugün bizim kapımızı çalıyorlar. Hukuk ve adalet için bizden destek istiyorlar. Her zaman olduğu gibi hukuk ve adalet arayan herkesin yanında olduk ve olmaya da devam ediyoruz" dedi.

"CHP'YE FETÖ'CÜ SIZMIŞSA KAPININ ÖNÜNE KOYARIZ"
CHP içinde FETÖ'cü olup olmadığı yönündeki soruyu da yanıtlayan Çiçek, "CHP'de FETÖ'nün bir sürü mağduru var, AKP'de var mı? Hep ortakları var. Hep methiyeler düzen, okyanus ötesine şiirler yazanlar var. ve ülkenin zenginliklerini birlikte paylaştıkları insanlar var. Suç ortakları var. O nedenle eğer CHP'de bir iki tane çıkarsa, sızdı filan diyorlar ya gerçekten sızmışsa bunları kapının önüne koyarız" açıklamasında bulundu.

Kazım BOLAT