CHP'li Erbilgin'den MHP'li Aydın'a cevap gecikmedi

CHP Kastamonu İl Başkanı Hikmet Erbilgin, MHP İl Başkanı Yüksel Aydın'ın 'Siyasi nezaketten çok uzak, kaba ve hakaret içeren ifadelerle şahsıma saldırdığı gibi ahlak ve bayrakla üzerini örtmeye çabaladığı kanunsuzluğunda haklı olduğunu Kastamonu'ya ilan etti' dedi.

  • 1047
CHP'li Erbilgin'den MHP'li Aydın'a cevap gecikmedi
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Erbilgin; “Kastamonu’nun huzuruna bu şehrin sağlığı, eğitimi, tarımı, sanayisi, ekonomisi için çıkmayı arzu ettiğimizin bilinmesini isteriz. Ancak bu açıklamalar bir zorunluluk olmuştur.

Hatırlayacağınız üzere 8 Mayıs’ta bir basın toplantısı gerçekleştirmiş ve Kastamonu gündemine ilişkin değerlendirmelerde bulunmuştum.

Bu toplantıda Milliyetçi Hareket Partisi İl Başkanı kimliği taşıyan şahsın kendisine yasa koyucu aynı zamanda kolluk gücü görevi biçmesi nedeniyle 4 Mayıs akşamı Daday Emirbey Atlı Turizm ve Doğal Yaşam Köyü’nde işletmeciye, işletme çalışanlarına, kolluk kuvvetlerine ve o akşam tek istedikleri mezuniyetlerini kutlamak olan gençlerimize yaşattıklarına değinmiştim.

Bu açıklamamız ardından kendisi bir basın toplantısı gerçekleştirdi ve ‘yavuz hırsız ev sahibini bastırır’ misali, siyasi nezaketten çok uzak, kaba ve hakaret içeren ifadelerle şahsıma saldırdığı gibi ahlak ve bayrakla üzerini örtmeye çabaladığı kanunsuzluğunda haklı olduğunu Kastamonu’ya ilan etti.

Ne üzücüdür ki Aydın basın toplantısına aynen şu ifadeleri kullanarak başladı;
‘Biz dedik ki huzurlu bir Kastamonu olacak, havası değişecek. Bunların hepsinin gerçekleştiğini görüyoruz.’

Şimdi, Yüksel Aydın’ın da, kendisinden kaynaklı Kastamonu’nun da havasının değiştiğine katılıyorum. Konu huzurlu bir Kastamonu ise eminim benim gibi binlerce Kastamonulunun aynı endişeleri taşıdığına inanıyorum.
Seçim döneminde altını çize çize bazı uyarılarda bulunduğumu bir kez daha hatırlatmak istiyorum. 11 Mart’ta yaptığım basın toplantısında ‘Şehre racon keserek siyaset yapılmaz’ dedim. ‘Kastamonu’da, belediye de içtima mı alacaksın?’ dedim.

‘Şehre racon keserek siyaset yapılmaz’ derken aslında 4 Mayıs’ı işaret etmiştim.  Şunu asla göz ardı edemeyiz. Yüksel Aydın’ın il başkanı olduğu günden bugüne karşısındakine hakaret etmesine, film setlerinden rol çalan tavır ve davranışlarla şöhret devşirmeye çalışmasına göz yumulması 4 Mayıs akşamı hafızalarımızdan asla silinmeyecek çok daha vahim olaylarla sonuçlanabilirdi.

Keza 11 Mart’taki basın toplantımda uyarı niteliği taşıyan ‘Kastamonu’da, belediye de içtima mı alacaksın?’ ifadelerimde de haklı olduğum, Yüksel Aydın tarafından son basın toplantısında adeta doğrulandı.

Yüksel Aydın; Kastamonu Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğü’nü ziyaret edip müdürlük bünyesinde çalışanlara tek tek ne iş yaptığını sorduğunu, 40’a yakın çalışandan ise hiçbir iş yapmıyoruz cevabı aldığını söyledi.

Yüksel Aydın Milliyetçi Hareket Partisi İl Başkanı mıdır, kolluk kuvveti midir, belediye başkan yardımcısı mıdır, belediye başkanı mıdır?

Şunun bilinmesinde fayda görüyorum;
Gidip adamlarınla bir turizm tesisini basacaksın, özür dilemek yerine ‘bugün olsa yine aynısını yaparım’ diyecek kadar pişkin olacaksın, Kastamonu’nun huzurunu kaçırıp ‘Kastamonu’yu huzursuz etmek isteyenler var’zdiyerek suçu başkalarına atacaksın, sonra çıkıp ‘Biz Kastamonu huzurlu olacak dedik, hepsinin gerçekleştiğini görüyoruz’ diyeceksin. Bunun adı düpedüz siyasi şarlatanlıktır.

İstanbul’da koltuk hesapları uğruna film üstüne film çevirenlerin, hatalarını yüzlerine çarpanları meşrebi geniş olmakla suçlaması, çıkıp Kastamonu’ya ahlak dersi vermeye kalkması hazindir. Adnan Gürbüz’ler mazi arkadaşı olanların bizim için sözünün hükmü yoktur.

MHP İl Başkanı Aydın daha açıklamalarımızın mürekkebi kurumadan kardeşlik ve birliğe katkı sunması gereken İstanbul’daki bir gecede KASİAD iftarını siyasi şova dönüştürmeye çalışmış, Kastamonuluların gönlünü kırmış, incitmiştir.

İl başkanlığı yapmaması gereken biri varsa bilmelidir ki o kişi Yüksel Aydın’dır. Yüksel Aydın bu şehrin kardeşlik toprağına düşmüş zehir, bu şehrin hoşgörü tablosuna zarar veren sözde siyasetçidir.

Daday’da meydana gelen olayla ilgili işletme tarafından kamuoyuna yapılan açıklama yaşananların ciddiyetini tüm çıplaklığıyla gözler önüne sermiştir. İşletmenin şikayeti üzerine konu yargıya taşınmış, yargı da gereğini söyleyecektir. Ancak gelişen süreçte kurulan siyasi baskı maalesef hakarete uğrayan, kötü muameleye maruz kalan kolluk kuvvetlerimizin itibarının hiçe sayılmasıyla neticelenmiştir.

Kastamonuluları tedirginliğe sevk eden bir gelişme de bu şehrin huzur ve güvenliğinden birinci derece sorumlu olan makamların, devletin kurallarını hiçe sayıp kendilerini kanun koyucu, yasa uygulayıcı görenlerin avukatlığına soyunmasıdır.

Yetkili makamların bu tutumu ‘ben bildiğim yolda ilerlemeye devam edeceğim’ diyenlerin ve onların ayak izinden yürüme hevesinde olan, gücünü zorbalıktan alanların iştahını kabarttığı da önceki gün şehir meydanında güpegündüz yaşanan başka bir şiddet olayıyla tescil olmuştur. Bu bağlamda söz konusu makamların aldığı risk, benzeri yeni üzücü olaylarda üstlenecekleri vebal çok büyük olacaktır, böyle bilinmelidir.

Bizler için esas olan Kastamonu’dur. Bu şehre karşı sorumluluk taşımasına rağmen kendisini yasa ve kanunların üstünde gören, kanunların kendisine tanıdığı yetkinin dışına çıkan her kim olursa olsun biz sözümüzü söyledik, söyleyeceğiz, bundan sonra da söylemekten asla çekinmeyeceğiz.”