Gülşen'den Tıp Fakültesi Değerlendirmesi

Milletvekili Gülşen 'Rektörlerin imzaladıkları protokol, lüzumsuzdu'

  • 789
Gülşen'den Tıp Fakültesi Değerlendirmesi
TAKİP ET Google News ile Takip Et

GÜLŞEN’DEN KASTAMONU TIP FAKÜLTESİ DEĞERLENDİRMESİ 
AK PARTİ KASTAMONU MİLLETVEKİLİ MUSTAFA GÖKHAN GÜLŞEN; 
“REKTÖRLERİN İMZALADIKLARI PROTOKOL, LÜZUMSUZDU”

VEDAT YUNUS İKİZOĞLU (İHA) - AK Parti Kastamonu Milletvekili Mustafa Gökhan Gülşen, Hacettepe Üniversitesi bünyesindeki Kastamonu Tıp Fakültesi’nin Kastamonu Üniversitesine devri konusunda açıklamalarda bulundu. Gülşen, rektörlerin habersiz bir şekilde kendi başlarına imzaladıkları protokolün lüzumsuz olduğunu söyledi. 
Gülşen, Kastamonu Gazeteciler Cemiyeti’nde Kastamonu Tıp Fakültesi konusunu değerlendirdi. 2007 yılından itibaren Hacettepe Üniversitesi bünyesinde Kastamonu Tıp Fakültesi’ni faaliyete geçirmek için mücadele ettiklerini belirten AK Parti Kastamonu Milletvekili Gülşen, “2011 yılından sonra benim ilk işim Kastamonu Tıp Fakültesi’nin Hacettepe Üniversitesi bünyesinde faaliyete geçmesi için çalışmam oldu. Hacettepe Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Murat Tuncer’den önceki rektörle frekanslarımız bir türlü uyuşmuyordu. O dönemde Tıp Fakültesi’nin Hacettepe ile olmayacağını düşündüm. Çünkü Murat Tuncer’den önceki rektör hiçbir şey yapmıyordu. Daha sonra Murat Tuncer rektörümüz göreve geldi. Yeni rektörle görüşmelerimiz oldu. O dönem bazı bakanlarımız da bize Murat Tuncer rektörümüzle Kastamonu Tıp Fakültesi’ni hayata geçirebileceğimizi söyledi. Rektör beyle görüşmemizde bize çok güzel şeyler söyledi. Bize eğitimi yayma tarafında olduğunu söyledi. Ama bunun için paraya ihtiyacı olduğunu söyledi. 26 milyon liraya ihtiyacı olduğunu belirtti. Biz yalvar yakar programda olmamasına rağmen Hacettepe’ye para aktardık. 26 milyon lira ödenek tahsisi yapıldı. 6 milyon lirasını Kastamonu’ya harcadılar, geri kalan kısmını ise Kastamonu Tıp Fakültesi’ne tahsisli ödeneği, Kalkınma Bakanlığı’ndaki bürokratları da ikna ederek kendi diğer harcamalarında kullanmışlar. Bizim bu bölümden sonradan haberimiz oldu. Bunun üzerine kendisini tekrar ziyaret ettiğimizde bize Kastamonu’yu götürmemizin zor olduğunu söyledi. Yeniden paraya ihtiyacı olduğunu falan söyledi. Bunun üzerine tartışmalı geçen bir toplantıda kendisi bize 2020’de faaliyete geçebileceklerini söyledi” dedi.
“TIP FAKÜLTESİNİ 7 YIL DAHA BEKLEYEMEZDİK”
Kastamonu’nun Tıp Fakültesini 7 yıldır beklediğini ve bir 7 yıl daha beklemeye tahammülünün kalmadığını Hacettepe Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Murat Tuncer’e ilettiklerini açıklayan Gülşen, “2014 yılını görmelerini istedik. Yerel seçimlerden sonra Valimiz, Belediye Başkanımız, Rektörümüz ve Ticaret Odası Başkanımızla bir toplantı yaptık. Bu toplantıda Kastamonu’nun konularını konuştuk. Bir gündem maddemiz de Tıp Fakültesiydi. Hacettepe’nin bir şey katamayacağını gördük. Bu toplantımızda Kastamonu Üniversitesi ile yola devam edelim, yıllarca Hacettepe’yi bekleyemeyeceğiz dedik. STK’ları toplayıp Hacettepe Rektörü ile bir toplantı ayarlayalım dedik. Daha sonra nihai kararı beraber verelim dedik. Kastamonu’nun geleceğine yön vermemiz için insanlar bize yetki vermiş. Bunun için istişare edilmesini istedik. STK’ların da bunu görmesini, bu kanaatin oluşmasını istedik. KATSO Başkanımız Hacettepe Üniversitesi Rektörü ile STK’ları bir araya getirdi. Süreç bu şekilde doğru bir şekilde işliyordu. Ama bizim beklemediğimiz, bence çok da gereksiz olan bir protokol olayı gündeme geldi. Üniversite rektörlerinin birbirleri arasında protokol imzalaması Kastamonu Tıp Fakültesi’nin devri anlamına da gelmiyor. Bunu da belirteyim. Çünkü bunun sonraki adımları da var. Bu siyasi bir karardır. Usulde bir hata oldu. Yapılan işlem doğruydu, Hacettepe’yi biz senelerce bekleyemeyeceğiz. Yinede bitmiş hiçbir şey yok. Kimse kendi kendine ben aldım verdim diyemez. Bu domates değil. Bakanlar Kurulu kararı gerektirir. Kötü bir niyet olmadığını düşünüyorum. Kastamonu Üniversitesi Rektörü uzun zamandır Hacettepe’nin bunu yapmayacağını söyledi, doğrudur. Ama Hacettepe ile bizim devam edip etmeme kararımız kamuoyunun talebi doğrultusunda oldu. Biz de çok istedik, Kastamonu Tıp Fakültesi’nin ilk yürüyüşünü Hacettepe ile yapmasını. Ama biz bunun olmayacağını gördük, STK’lar da son yaptıkları toplantıda bunu gördüler. Rektörlerin yaptıkları lüzumsuzdu, keşke kendi aralarında kimseye söylemeden bunu yapsalardı. Bunu ilan etmenin hiç bir anlamı yoktu. Ben art niyet aramıyorum yine de” diye konuştu.
“BİZİM MEZARLIĞIMIZ KASTAMONU’DA”
Hacettepe Üniversitesi bünyesindeki Kastamonu Tıp Fakültesi’nin Kastamonu’ya devrinin rektörlerin elinde olmadığına dikkat çeken Gülşen, “Rektör istedi diye devir olmaz, Rektör istemedi diye de devir durmaz. Bizler kimse kırılmadan bazı adımlar atalım istedik. Mahkeme kadıya mülk değildir. Biz buradayız. Benim mezarlığım burada. Selçuk Arslan’ın mezarlığı, Tahsin Babaş’ın mezarlığı burada. Biz bu insanlara hesap vermek zorundayız. Mezarlığımız olmasa bile bizler omuzlarımızda bir yük hissediyoruz. Verilen kararı tabii ki beğenir yada beğenmez, bu olacaktır mutlaka” ifadelerini kullandı.
“TIP FAKÜLTESİ İÇİN HEP BİRLİKTE ÇALIŞMALIYIZ”
Sivil Toplum Kuruluşlarının olayın şekli nedeniyle bazı burukluklarının olmuş olabileceğine işaret eden Gülşen, “Ama art niyet yoktur. Kimse kimseye küsmemeli. Beraber çalışarak başarabiliriz. Herkes işini yapmalı. Ben belediye başkanlığı yapamam. Ama yardımcı olabilirim. Ben rektörlükte yapamam. Öğretim elemanlarını ben belirleyemem. Ama ben Meclis’ten çıkan bütçe konusunda üniversiteye yardımcı olabilirim. Ben yaparım, ben ederim işi çok yakışık değil. Siyasetçilerin yapacağı işleri siyasetçi yapsın. Bu projelere elbette hep birlikte bakacağız. Tüneli açıp, havaalanını yapmakla bizim çalışmamız bitmez. Liman var, baraj var, OSB var, Tıp var, tren var. İsteklerimiz bitmez. Bugün nöbet bizde. Biz nöbetçiyiz. Emanetçiyiz. Görev süremizde ne kadar doğru şeyler varsa onları yapmaya çalışıyoruz. Hep birlikte çalışmalıyız. Mahkeme kadıya mülk değildir sözü herkes için geçerlidir” şeklinde konuştu.
“TIP FAKÜLTESİNİN AYAKTA KALABİLMESİ İÇİN AFİLİASYON SİSTEMİ ŞART”
Kastamonu Tıp Fakültesinin ayakta kalabilmesi için afiliasyon sisteminin uygulanmasının şart olduğunu vurgulayan Gülşen, şunları söyledi: “Bunun ilk örneği Rize'de oldu. Bu sistem olduğu zaman öğretim elemanı bulmak kolay. 500 bin nüfusun altındaki iller için bu sistem çok ideal. Bizim nüfus yapımızdaki illerde afiliasyon sistemi şart. Yeni hastanemizin projesi de bu sisteme uygun olarak yapıldı. Hastanemizin gecikmesinin sebebi de Tıp Fakültesi ile entegre çalışmasını sağlamak içindi. Bu saatten sonra bundan dönüş olmaz”
“MİLLETE RAĞMEN HİÇ KİMSE ADIM ATAMAZ”
Kastamonu’daki projelerin hayata geçmesi için devasa bir paranın gerektiğine dikkat çeken Gülşen, bunun içinde el birliğiyle çalışacaklarını işaret ederek, şunları kaydetti: “Kimseye küsmeyeceğiz. Dün olduğu gibi bugün de Kastamonu’yu büyütmek zorundayız. Bir an önce Tıp Fakültesi’ni faaliyete geçirmek için çalışmalıyız. Millete rağmen hiç bir şey olmaz. Millete rağmen hiç kimse adım atamaz. Ben özerkim diye kimse diyemez. Millete özerklik falan sökmez”