Pınar ÖNALAN

Ölen kim...!

Pınar ÖNALAN

  • 526

Zaman ne de hızlı geçiyor demişti Sezai üstad Mona'ya.''Zamanın  çarpılmış atın son hayali olduğunu eklemişti sürgünler diyarında.

Yokuş aşağı hızlıca koşan bir ceylan gibi zaman aynı zamanda,ramazan-ı şerif'in ömrü orta yaşını geçti bile.Sona doğru saymaya başladık, elveda demenin mevsimini soluyoruz.

Bu sene ramazan programlarından en bereketli olanı sahur vakti TV NET te yayımlanan Senai Demirci'nin sunumuyla gerçekleşen 'Hilali Beklerken' programı.

15Temmuz şehitlerimizin yakınlarının ağırlandığı programda birkez daha gördüm ki o gece tüm gücüyle yediden yetmişe hepimizi sokağa döken iman gücümüzmüş ve tam anlamıyla mucizelerin oluk oluk aktığı bir zaman dilimiymiş.

15 Temmuz  herkese farklı şeyler kattı.Kimine göre tiyatroyken,kimine göre sadece acı dolu bir geceyken; kimileri de şahitliklerini taçlandırdılar, şehit oldular

Şehitlerimiz Rabbimizin şeçilmiş kulları olduğu gibi aileleri de seçilmiş kişiler hiç şüphesiz.Hepsinin sonsuz teslimiyetine, rızasına hayranlık duymamak vicdanda sakatlığı gerektirir ancak.

Hangisini dinliyorsam hep aynı intisap.. 

babalarının,oğullarının,analarının şehitlik makamına ulaşmalarından dolayı Allah'a şükrediyorlar ve birçoğu da o nazlı makama layık görülmemenin hüznünü taşıyorlar.

Onları izledikçe iman etmenin ne büyük bir kuvvet olduğu idrakiyle uyanıyorum uykumdan,macubiyetim çoğalıyor birazda.

Bir şehidimizin babası o gece yaşadıklarını anlatıyor:

Benim oğlum biraz asabidir.Televizyondan olayları izliyordum. Telefonum  çaldı ,Gaziosmanpaşa karakolundan arıyorlardı.

Telefona cevap verecekken 

-acaba bir olay mı çıkardı, diye içim cızladı. 

Telefondaki polis memuru karakola gelmemi rica etti,hızla oraya doğru yol aldım.

Karakola vardığımda âmir ve bir memur koluma girdi, upuzun bir koridorun sonunda amirin odasına geçtik.Bana Kuran-ı Kerim'den ayetler okumaya başladı.Dedim

-âmir bey siz bana birşey anlatmaya çalışıyorsunuz, lütfen daha net söyleyin.

Âmir bey,

-Oğlunuz şehit oldu, dedi 

Şehidimizin babası devamını şöyle anlatıyor:

-Başımı hafif yana bükerek eğdim ve SÜNNETE uydum.

Gözlerimden sessiz sakin yaşlar döküldü. Efendimiz Aleyhisselâm aklıma geldi. O da çok sevdiği evladının Allah'a dönüşünde gözü yaşarmış, kalbi hüzünlenmişti.

Bir başka şehidimizin annesinin söyledikleri de yine kalbimizi sarsacak, gafletimizden uyandıracak, hakikatin kapılarını açacak cinsten.. 

-Oğlumun şehit olduğu haberini telefondan öğrenince hemen salâvat getirmeye başladım. 

Senai Demirci soruyor,

Niye salâvat acınızımı hafifletiyor, aslında nedenini Senai Demirci'de biliyor ama bir kez de şehit anasının dilinden duymak istiyor bu imrenilesi duruşun, teslimiyetin tılsımını.

Evet diyor evet nur yüzlü, yüreği cennet kokulu annemiz..salâvat dayanma gücü verdi bana, beni ferahlattı.

Daha nice duyduğumuz duymadığımız, bizi hayretlere taşıyan mucizeler ve kahramanları var.

İşte tam bu nokta da.   .... 

Elbette üstad Bediüzzaman'ın diliyle haykırmak istiyorum!!!

İMAN HEM NURDUR HEM KUVVET, EVET HAKİKİ İMANI ELDE EDEN ZAT KÂİNATA MEYDAN OKUYABİLİR.

Üstadın bu cümlelerinin o geceki ruhlarla temsil edildiğini kim inkâr edebilir kim!! inkâr edenin aklına şaşılır elbette.

Hayretim, ümidim, huzurum soluma sığmazken; imanın ne büyük lezzet olduğunu iliklerime kadar hissediyorum.

"onlar, sözün en güzeline yöneltilmişler, övgüye layık olan Allah'ın yoluna iletilmişlerdir"(Hac/24) ayetiyle bir kat daha hayretleniyorum, Ya Hayy diyorum!

Kalbimi muhteşem bir huzur kaplıyor,

Sonra Rabbimizin "onlara ölü demeyin" sözü aklıma geliyor 

"...O, ölüleri diritir.."(Hac/6) ayetinden kalbime bir hisse daha doğuyor,

Evet..zira,

Onların Rabbimize vefaları, Allah'a dönüşleri bizim uyanışımıza vesile oluyor.

Amenna ve saddakna...

Soruyorum şimdi!! benimle bu yolculuğa çıkan herkese.. 

Pekiii..?

ÖLEN KİM ..!

Onlara ölü diyebilir miyiz...Bizim  ölmüş kalplerimize öyküleriyle diriliş bahşedilirken...

"Allah yolunda öldürülenlere -ölüler-demeyin. Hayır, onlar diridirler; ancak siz bunu bilemezsiniz." (Bakara-154)

Yazarın Diğer Yazıları