Pınar ÖNALAN

Raciun...

Pınar ÖNALAN

  • 466

Bazen öyle tatlı ruh halinde oluyoruz ki herkese yardım etmek istiyoruz.O gün önümüze kim çıksa gülücükler saçıyor hep iyilik etmek için çaba gösteriyoruz bu düşmanımız bile olsa farketmiyor o an bambaşka bir aşk ile hayatı yaşıyoruz..Sanki bahar içimizde filizlenmiş. 

 Kır çiçekleri mi dersin, sünbüler mi dersin yoksa  laler mi dersin hepsi yüreğimizin odacıklarında dans eder durumda.Güneşe kardeş bir ışık ve enerjiyle dünyalar iyisi ve dünyalar tatlısı bir insan oluyoruz.O gün bizden iyisi yok ,o gün bizden merhametlisi bulunamaz gibi.. çocukca bir dille izah edersem tam bir şefkât ummanı,sevgi pıtırcığı oluveriyoruz.Büyüklerin gözüyle baktığımda Yunus Emre'nin "aşk gelicek cümle eksikler biter"cümlesine nazire yaparcasına" aşk gelmiş cümle eksikler bitmiş "halet-i ruhiyesini taşıyoruz.


Sonra bir bakıyoruz  hiç ummadığımız bir anda bulutlar kapkara bulutlar gelip göğsümüze yerleşmiş.

Nemli, tutuk, sanki boğazımızı sıkarcasına  bir havanın kasveti sarıyor her bir bölgemizi .Ruhumuzun iniltisinden kurtulabilmek için kaçacak bir mekan sığınacak bir liman arıyoruz, nereye gitsek,kimle muhabbet etsek  aradığımızın o olmadığını anlıyoruz,kırık bir tebessümle acziyetin zirvesinde   sadece beklemenin on sekizbin alemin rabbimine sığınmanın şifasına muhtaç olduğumuzu biliyoruz.Durdurak bilmeyen bir kararma peydah oluyorken anlam veremediğimiz bir çöküntü yaşıyoruz ,sanki hiç bitmeyecekmişcesine,kabz halimiz hiç geçmeyecekcesine.

Oysa acziyetimizi farkettiğimiz o an doktorun bize  hangi ilacın iyi geleceğini reçeteye yazması kadar aşikar,

Raciun...dön Allah'a dön.. Rabnine yönel.Her nereye baksan Allah'ın vechi oradadır ayetini hatırla.

Iç karartımızın son noktasında artık öyle bir hiçlik düşüyor ki göğüs kafesimize ve oradan tüm bedenimize sirayet edercesine kendimiz dahil hiç kimse umurumuzda değil o dakika.

Oysa İnsanın kendisini umarsamayışı bu  egoist dünya için ne kadar garip değil mi?ama öyle anlar oluyor ki Işte bu anlar bize hiçliğin acziyetini iliklerimize kadar yaşatıyor.Benlik kafesi tuz buz oluyor. Bu noktaya varana dek önümüze geleni ezip geçiyoruz en çok sevdiğimizi bile.Karanlığın en yoğunlaştığı yerde çıkacak olan ümid ışığını görmek için Allah'tan yardım istemeli ve şükretmeliyiz. 

"Elhamdülillah ala külli hal"çünkü bu halimizle Cenab-ı Hak bizi en güzele hazırlıyor eğer hakkıyla sabredebilirsek sabrımızın karşısında o an dağlar bile bir karış kalıyor.

Celalin rüzgarıyla Cemaline doğru bizi sevk ediyor,Cemalini seyretmeye layık buluyor.Elhamdülillah.

...
Peki bu ruhsal değişimler normol mi? İyi ruh halimizi dengede tutmak mümkün değil mi...

Tabi ki mümkün ama gayret istiyor,bakım istiyor,özen istiyor, ilgi bekliyor.


Değerli çalışmalar yapan Kubilay Aktaş'ın tesbitlerine göre bu ruh değişimlerinin nedeni döngünün tamamlanamamasından kaynaklanıyor.

Yani biz kabukta kalıyoruz kabuğu kırıp yemişe varamıyoruz.Çünkü kabuktaki kolay rahat zahmetsiz nefse hitap ediyorken ; kabuğu kırmak azim istiyor,gayret istiyor,bizden çalışmayı bekliyor ki ruhun o muhteşem zirvesinde huzurla soluklanabilelim.

Oysa kainatta herşey dönüyor. Muhteşem bir döngü içinde akan bir şelale gibi.Allah her an yeni şe'n (ayrı bir tecelli,ayrı bir oluş)  üzereyken 360derecelik dönenceyi tamamlayamayan insan deyim yerindeyse kısa devre yapıyor.

Kulluk bilincinin hakikâtine varmak lazım düzelebilmek için.Kulluğun gereğini maddi ve manevi hallerini yerine getirmeyi iktiza ediyor sağlıklı ruh halini düzene koyabilmek.


Vücudumuzda kısa devreye neden olan sağlık problemlerini çözüme kavuşturduğumuzda,kulluk vazifelerimizi itina ile yaptıpımızda dengeyi bulacağız inşaallah.
Kubilay Aktaş'ın çok sevdiğim bir sözüyle sırlamak istiyorum ve düşünelim diyorum

Bakın diyor ki Sayın Aktaş:
"Allahtan geldik ama Allah'a dönemiyoruz"

Bu cümleyi duyunca çok üzüldüm gerçekten de öyle değil mi? Bu dünya da bulacağız hakikati,cenneti yahut cehennemi.

Allah'tan gelip Allah'a dönemeyeşimizin sancısını çekiyoruz farkında mısınız?

Bilmem hiç düşündünüz mü kendi dünyamızda ceneti mi  yaşıyoruz cehennemi mi yoksa?

Cemalinur Sargut Hanımefendi derdi ki :burada konum ne ise ahirette de bulacağımız odur farklı bir şey aramayın.Hani Hz.Pir de demiş ya "Arpa ektinde buğday mı çıktı?" Her ne yapıyorsak onun karşılığını bulacağız.

Ömer Nasuhi Bilmen: (39-42) Ve şüphesiz ki, insan için kendi çalıştığından başkası yoktur.

O halde hala vaktimiz varken tercihlerimizi kontrol etmekte fayda var

Andolsun ki

"Yaklaşan yaklaştı"

Yazarın Diğer Yazıları