Mehmet YILDIZ

BAŞARMAK:SABIR VE İNANÇ

Mehmet YILDIZ

  • 275

Başarmak, başarmak ve yine başarmak diyerek sözlerime başlamak istiyorum.

     Bence başarmanın en güzel tanımı SABIR ’dır. Neden diye sorduğunuzu duyar gibiyim. Hemen söyleyeyim. “Bir işe Türk gibi başla, Alman gibi devam et ve İngiliz gibi bitir” sözünü duymuşsunuzdur. Veya şuan okudunuz artık biliyorsunuz. Önce bu sözü açıklayalım. Türkler yani bizim toplumumuz bir işe başlarken çok büyük bir istekle, azimle ve gayretle başlarlar. Yani başlangıç çok iyi gelir. Ama maalesef ki devamı yok. Ki bu kısma yazımızın devamında değineceğiz. Almanlar bir işe başladıktan sonra nasıl devam edeceklerini bilirler. Yani süreci çok iyi ilerletirler. Ve İngilizler de nasıl başlayacağını nasıl devam edileceklerini bilmezler. Ama sonunu mutlaka getirirler. Hemen bir örnek vermek istiyorum. Bir yarışmada Türk çok iyi başlar ama devam edemez. Çünkü pes eder, başka biri önde olursa “tamam kazanamadım ”der ve bırakır yarışmayı. Halbuki devam etse çok iyi bir sonuç alacak. Almanlar başlayamasa da devam ederler. Ve İngilizler başlayamadıkları, devam edemedikleri halde birinci olurlar. Niye mi? Çünkü pes etmeden devam ederlerse kazanacaklarına inanıyorlar. Ve bizde buradan hem siz okuyucularımıza hem de kendi adımıza şu sonucu çıkarıyoruz: İnanmak, başarmanın yarısıdır.

    Evet sabır demiştik. Yukarıda ki örnekte neden başarmayı sabır kelimesi ile tanımladığımızı anlamışsınızdır. O zaman inanırsak sabrederiz, sabredersek de başarırız diyebilir miyiz? Başarmanın formülünü sorduklarında inanarak sabretmek, sabrederek de başarmak diyebiliriz. Ancak bir sorunumuz daha var. Bizim toplumumuz inanma ve başarmanın bilincinde daha doğrusu farkında değil. Çünkü içimizden biri “şunu yapacağım, hedefim şu, hayalim bu” dediği zaman en yakınındaki kişiler, dostum dediği kişiler “sen kimsin o dediğin şeyleri yapmak kim” ve ya “o dediğini şu arkadaşımız, şu adam, bu kişiler yapmaya kalktı ama yapamadı sende yapamazsın” derler. Ve böylelikle o işe, o hedefe, o hayalimize olan isteğimiz, arzumuz azalır demiyorum biter. Ama bir şeyi fark ettiniz mi? Sizinle aynı hayali, hedefi olup da başaramayan kişilerle aynı statüde aynı kişiliklerde aynı konumlar da değerlendirildiniz. Sizce de garip değil mi bu. O adam sabır etmeyi bilmeyen ve ya nasıl yapacağını bilmeyen ve ya o hedefe sizden daha az istekli olamaz mı? Halbuki siz istekli, azimli, sabrederek ve inanarak hedefinize ulaşabilirsiniz. Sadece bunun bilincinde olarak başarılı olunmaz. Ne yapmanız gerektiğini çok iyi bilmeniz gerekir. Yani çevrenizde ki bu insanların hatta en yakın dostlarınızın görüşlerini, fikirlerini değiştirmek yerine onların söylediklerini takmayarak, önemsemeyerek yolunuza devam etmeyi bilmeniz gerek. Ki zaten o kadar insanın görüşünü değiştirmek oldukça zor ve sizin hedefinizi gerçekleştirmeniz için zamanınızı alır. Bunun için istekle, sabrederek ve inanarak yolunuzu devam edip bir gün, size “yapamazsın sen kimsin” diyen kişilerin karşısına çıkıp bir daha kimseye böyle denilmemesi gerektiğini söylemeniz ve yüzündeki pişmanlık duygusunu görmeniz gerekmektedir. O kişiler, kendilerinin yapamayacakları, başaramayacakları şeylerin başkalarının da başaramayacağını, yapamayacağını zannetmeye devam etsinler. Siz yolunuza hiç yılmadan, pes etmeden devam edin. Bir gün başaran, galip gelen siz olacaksınız.

   Bir yola çıktığınız zaman, bir hedefiniz veya hayaliniz olduğu zaman sonuna kadar inanarak devam edin. İllaki engeller çıkacaktır. İllaki yorulacaksınız. Ama sonunu yani başardığınızı düşünerek sanki sonu gelmiş gibi devam edin. Ki zaten böyle olursanız bir gün o başarıyı göreceksiniz. Ve hedefleriniz hakkında olumsuz olan kişilerden ve her türlü şeyden uzak durun.

    Ve son olarak şu konuya da değinip yazımızı burada bitireceğim: Babam istiyor, dostum istiyor, eşim istiyor ve kısacası çevrem istiyor diye meslek seçmeyin, hedef belirlemeyin ve en önemlisi çevrem istiyor diye yaşamayın. Çünkü o mesleği yapacak olan da o hedefi gerçekleştirecek olan da o hayatı yaşayacak olan da sizsiniz. Para için de şan, şöhret, makam içinde ne meslek yapılır ne de hayat yaşanır. İnsanlar sizi sevsin, insanlığa iyi işler yapın, kendinizi mutlu edin ve en ama en önemlisi Allah’ın rızasını kazanın o size YETER.

     Bugün size inanmayan insanların, bir gün sizinle nasıl tanıştıklarını anlatacakları günlerin olması ve bir gün hedeflerinize ulaşarak mutlu olmanın, başarmanın nasıl bir duygu olduğunu öğrenmeniz dileği ile...

Yazarın Diğer Yazıları