Ahmet İNANLI

Kent Kimliği

Ahmet İNANLI

  • 291

Hastalığa yakalanmış kent kimliği sağlığına nasıl kavuşturulur…?
Tedavinin reçetesi biraz acıdır ama kesin iyi edicidir.
Kentsel açıdan bu hale düşmüş bir kenti tek başına para kurtaramaz, iyi niyetli siyasal irade de kurtaramaz, çalışmak ve adanmışlık ise asla kurtaramaz…! 
Hatta tek başına bunlar daha da beter eder.
Bir kenti sadece orda yaşayanların hatalardan ders çıkarmış bilinçli istekleri ile alanının uzmanı, kariyer sahibi bir ekip kurtarabilir.
Fakat kimliksiz “ATİPİK” hastalığa tutulmuş eski bir kente iyileştirici müdahale de; seçilmiş, atanmış ve bürokratik zümrenin rıza ve desteği olmadan tek başına uzmanlarla da halkın isteğiyle de gerçekleşemez. 
Bu sağlıksız yapılaşmadan kurtulmak için ortak amacın arkasında duracak kararlı, güçlü ve inanmış bir siyasi irade gerekir.
Mimari çevrelerce kent planlama ve yapılaşmasında bu çok bilindik, neredeyse klişe olmuş hastalıktan kurtuluşun yolu yordamını aşağıda bilginize sunuyorum.
Neredeyse 25-30 yıldır söylediklerim, yazdıklarım ve çırpınmalarım boşluğa söylenmiş gibi hiç bir işe yaramadı, umarım belki bu yarar.
-KASTAMONU’yu uzun vadede iyileştirmenin ortak akılla belirlenmiş yolu, yöntemi-
Hedef 
Kenti yeni bir kavram ve kimlik altında toplayarak, teşviklerle üretkenliğini artırmak. Orayı mutlu olunan, sadakat duygusunu artıran, gelişmiş bir yere dönüştürmek.
Amaç
KASTAMONU kent içinin geçmişteki doğal doku, siluet ve yapı varlığını, yerel yönetimin liderliğinde uzun vadede geri kazanarak; tarım, hayvancılık, ticaret ve turizm odaklı markalaştırmak.
Kapsam 
Girişimcilerin işlerine müdahaleden uzak, onların kazanımlarını hırpalamadan, yetkililerin işine karışmadan, yasal sınırlar içerisinde, kentin bugüne kadar yapılan yanlış yapılaşmasını, kimseyi mağdur etmeden zaman içerisinde iyileştirmek. Öncelikle yeni kamu yapılarını iklim, malzeme ve gelenekle uyumlu çözerek; kimlikli ve işlevsel inşa ederek sivil yapılaşmaya örnek olmak.
İlkeler
Kentin kazanan ve kazandıran; mimari çözümler açısından çağdaş ama yerelle uyumlu, doğru ve estetik olmasına odaklanmak. Hiç bir siyasal eğilim, kişi ve zümre ile iş planlama paydaşı olmak dışında organik bağ kurmamak.
Sonuç
KASTAMONU’luların katılım, istek ve önerilerini sunduğu, uzmanların çözümleyip kurallarını oluşturduğu, yerel yönetim ile kamu denetçilerinin her aşamada kontrol ettiği, bürokrasinin ise onay makamı olduğu bir yöntem oluşturmak.
-Kenti aşama aşama kimliğine kavuşturma ve geri kazanmanın kuralları-
1- Yerel Yönetim başkanlığında, uzmanlar ve kent temsilcilerinden oluşan bir Kent İyileştirme Kurulu oluşturulması.
2- Tecrübesi, kariyeri, nitelikleri bilinen, ulusal ve uluslararası düzeyde itibarı olan bir kent planlamacısıyla Kent İyileştirme Kurulu Başkanı ve süreç yönetim danışmanı olarak anlaşma yapılması.
3- Yerel Yönetim ve Kent İyileştirme Kurulu’yla birlikte kentin bütün yapısal sorunlarının çözüm yönteminde anlaşma sağlanması. Maliyet ve süreç ön çalışması yapılması.
4- Yerel yönetimin başkanlığında uzman, mimar, mühendis ve inşaatçılarla Çalışma Grubu’nun oluşturulması.
5- Yerel Yönetim öncülüğünde, halkın katılımına açık, valilik, üniversite, öğrenciler, sivil toplum kuruluşlarının yöneticileri ile başta işadamı, mimar, mühendis, inşaatçı herkesin katılımına açık soru cevaplı kente ilişkin öneri, sorun ve çözümlerin konuşulup tartışılacağı geniş çerçeveli bir toplantı düzenlenmesi. Toplantı bitiminde KASTAMONU’lular’dan yazılı öneri ve istek dilekçesi alınması.
6- Yerel Yönetimin başkanlığında Kent İyileştirme Kurulu ile Çalışma Grubu’nun istek ve öneri dilekçelerinin analizi doğrultusunda; kenti yeni kimlik altında işlevlendirip konumlandırması. Kent dokusu, ulaşım ağı, alt yapı, meydan, yol, köprü, kamu ve sivil binalar gibi yapı alanlarının sınıflandırılması ve işlem sırasının yapılması.
7- Mevcut yasalar çerçevesinde, belirlenmiş kurallar doğrultusunda, kentin gelişirken bundan sonra tutacağı yol ve geri kazanım yönteminin belirlenmesi. Kent İyileştirme Kurulu yönetiminde tüm alanların yeniden tanımlanması. Kent kimliğindeki bazı duvarların yıkılıp geri kazanım ve iyileştirme sürecinin planlaması için kısa, orta, uzun vadeli maliyet ve zaman çizelgesinin oluşturulması.
8- Plan ve tasarım onayından sonra, kent içi inşaat ve dönüşümlerin uygulama aşamasında, yerel yönetim yetkilileriyle Çalışma Grubu’nun birlikte, işin tespit edilmiş kurallara uygunluğunu denetlemesi.
Kenti tedavi etmek bir rıza imal etme işidir aynı zamanda ikna ve inandırma işi..!
Bir kentin sahibi, seçilmiş, atanmış üst düzey yöneticiler, sivil toplum temsilcileri ya da dışardan uzmanlar değil kentin yaşayanlarıdır. Onlar orda yaşarken sorunları da yaşarlar. Sonuçta eğitimlisi de eğitimsizi de, zengini de fakiri de; yanlış ve çirkin olanı sizden, benden iyi görür. Fakat bu bozulmanın nasıl engelleneceğini ya da düzeltileceğini kendi iradeleri dışında sanırlar. Oysa çözüm tam da kendileridir. Onlar kendilerini etkileyecek karar sahipleri üzerinde baskı kurup, irade gösterdiklerinde sonuç alırlar. İşte bu nedenle çözüm adına katılımcılık bunun için var. Sağlıklı, uyumlu, kişilikli ve estetik planlanmış bir kent ve orda insanların huzurlu yaşadığı bir geri kazanım için tek bilindik model bu.
Aslında yıllardan beri bir çok partinin söz sahipleriyle, seçilmiş ve atanmışlarıyla bir şekilde bu sorunları yüzyüze görüşmüştüm. Tahribatı ve yanlışları bazen derinlemesine bazen bir iki cümleyle aktardım,onlarda”MIŞ” gibi yaptılar. 
Oysa ben onlara bu eleştirileri bir şeye rıza göstermeleri ve ikna olmaları için yaptım. Nedir bu ikna işi…? Bu şudur: Evet nerdeyse 25-30 yıl boyunca gelen yönetimlerin hizmet aşkıyla giriştikleri her şey yanlış, eklektik ve sorunlu sonuçlar doğurdu. Şimdi karşımızda yine bir iddia var ve ellerinde para ile imkan. Yani iki tehlikeli silah…! Bu iki güçle kimseyi mağdur etmeden, eskiyle yeniyi yanyana, daha değerli ve uyumlu yapmak mümkün. Yeniyi daha işlevsel ve daha başka ölçeklerde ve daha kıymetli tasarlamak çok daha mümkün. Bunu yaptık yaptık, yapamazsak kaynakları heba ederiz. O zaman KASTAMONU’dan sermaye de, akıl da, insan da, buraya paralar aksa da sürekli kaçıp gi-de-cek-tir….!
Papağan gibi tekrarlarım: Bir yeri geliştirmeden kalkındırmakla göç sorunu da, iş sorunu da çözülmez üstüne üstlük, zamanla hemşerilik duygusu da yıpranır. Çünkü yaşadıkları yerin daha demokrat, daha iyi yapılanmış bir planlamayı hak ettiğini ve sorunun doğru çözümünün olduğu, orda yaşayanlarca er geç sezilir.
Yaşanılır bir kent için temel ve yapısal iyileştirme uzun vadeli yararlar düşünülerek sabırla var edilir. Kente müdahaleyi, kalkınırken gelişmenin lokomotifi olarak görürsek bir şansımız var. Yok eğer dar alana dip dibe binalar dikip sağlıksız bir yapılaşmada inat edilirse, bu memlekette ne kimlik kalır ne estetik ne de kentte yaşamaya istek.
Söyleyeceğimi söyledim. 
Bana inanın; 
İnsanın mimarlık hakkı, suya erişim, gıdaya erişim hakkı gibi doğal bir haktır.
Karar bu kentin sahipleri ve yöneticilerinin. 
Unutmayın bugün ikbal sizin ama kötü ve yanlışta israr ettikçe, geçmişin tüm suçları ile vebali harcanan onca emek ve paraya rağmen sizin olacak. 
Çünkü Bu Memleket 10 kat üstü BETONLAŞMAYI HAKETMİYOR.
Geçmiştekilerin olduğu gibi...
Bazen yöneticiler ya da yeni nesiller vasatlığın içine doğar ve bilmeden onu beslerler. Böylece kendilerini, kendileriyle aynı siyasal tercihleri olmayanların doğru, farklı ve haklılık tehdidinden korumuş olurlar. Oysa yeteri kadar çok boyutlu düşündüklerinde, asıl kendilerinin de yararlanacakları amacımız tek: 
Memlekete hizmet. 
BİLMEM ANLATABİLDİMMİ…?

inajans

Yazarın Diğer Yazıları