Aşk Yazarı Mustafa ÇİFCİ

BANA BU ŞEHİRDE OLMADIĞINI SÖYLÜYORSUN

Aşk Yazarı Mustafa ÇİFCİ

  • 448

Bana bu şehirde olmadığını söylüyorsun.

Uzak bir yerde, küçük bir kasaba da yaşadığını hissediyorum.

Yalnız mı yaşıyorsun? Yalnız mısın?

Kapıda seni bekleyen bir kedinin olduğunu söylüyorsun. Bazen de, yıldızlardan söz ediyorsun. Sanki uzansan, elin değecek gökyüzüne. Yıldızlar bana çok yakın, diyorsun. Yıldızları güllere benzetiyor, dokunduğunda dökülmelerinden korkuyorsun. “Gel” diyorum, gelmiyorsun. Sen belki de aşktan korkuyorsun. Bir aşkın yarası içinde ağlıyorsun.  Uzun yolculuklara çıkmaya cesaretin yok artık. “Boş ver”, diyorsun. Boş ver, uzaktan seyretmekte güzel gökyüzünü.

Dün akşam karlarda yürüdüğünü söylüyorsun. Kar yığınlarını tepelediğini, gülümsediğini, sonra bir taksiye bindiğini, hediye gelen bir kucak dolusu çiçeği koklarken, taksicinin seni gözlediğine boş verdiğini yazıyorsun.

Eski anıların canlanıyor gözlerinde, değil mi? Belki de yüreğin sızlıyor, belki de her gece ağlıyorsun. Hasret kaldığın, sımsıcak bir kucaklaşmak için, bütün senelerini bir an da unutuyorsun. Uzaktan gülümsemek gibi, anıları fotoğraflarda yaşatıyorsun. Anılarda yaşıyorsun.

Bazen de yağmurdan söz ediyorsun. Bizim burada havalar çok güzel biliyor musun? Ya sizin oralar? Siz de güneş yok mu? Hep yağmur yağacakmış gibi, puslu, karanlık mı gökyüzü? Yağmur mu yağıyor akşamlara kadar?  Karla kapalı mı yollarınız? Dağların ardında mı kaldınız? Güneşi özler misiniz öylesi günlerde? Yalnızlık duygusu verir mi yağan yağmur? Dostlarınızı özler misiniz yağmur vururken pencerenize? Sevmek, sevilmek, sabahlara kadar konuşmak ister misiniz gecelerde? Ya da hiç konuşmadan, sevdiğinizle yan yana uzanıp yatağa doğru, televizyonu açıp, eski bir filmi seyretmek mi istersiniz? Kapatır mısınız sımsıkı perdelerini, karanlık girmesin odanıza, kötülük girmesin diye. Üşür müsünüz yalnız kaldığınızda?

Siz rahat uyuyun her gece. Unutmayın, her gecenin ardından, güneş yarın sabaha gebedir. Siz rahat uyuyun. Uyku tutmazsa gözlerinizi, balkona çıkın, çıplak yüreğinizle yıldızları bir kez daha izleyin. Hızlıca kaysın gözleriniz kayan yıldızın peşinden. Korkmayın, kaybolmazsınız, doyasıya seyredin yıldızları. Yıldızlar hepimizin. Hepimize yeter gökyüzü. Hepimize yeter yıldızlar.

Bana bu şehirde olmadığı söylüyorsun.

Uzak bir yerde, küçük bir kasabada yaşadığını hissediyorum.

Yağmuru, gözyaşlarına benzetiyorsun.

Yalnız mı yaşıyorsun? Yalnız mısın? Yalnız mısın? Kendini yalnız mı hissediyorsun?

Bu şehirde insanların hep yalnız olduğunu düşünüyorum. Sanki hepimiz emanet evlerde, gelip geçici işlerde çalışıyoruz gibime geliyor. Sabah çıktığımız sokaklara bir daha geri dönmeyecekmiş gibi kirletiyoruz sokakları. Çöpleri yerlere atıyoruz. Cimri sevdalarımızı dolduruyoruz otobüs duraklarına. Konuşmadan anlaşmak ister gibi sessiz duruyoruz. Sevmeden, sevilmek istiyoruz. Bakışmadan âşık olmak istiyoruz. Biz bu şehirde biraz garip yaşıyoruz.

Ben de kendimi yalnız hissediyorum bu şehirde. Sanki bir kiracıyım, kontrat imzalamış gibi bırakıp gidemiyorum da.  Bu şehri ben de sevmiyorum.

Biliyor musun, bu şehrin geceleri daha bir karanlık

Gecenin karanlığına karışmış çocuk çığlıkları var bu şehirde

Aşk kirletiliyor gecenin içinde

Işığı söndürülmüş evlerde kadınlar ağlıyor..

Kayan yıldızlardan ise kimsenin haberi yok.

Çünkü bu şehirde bütün dilekler boşa çıkıyor...

Yazarın Diğer Yazıları