Aşk Yazarı Mustafa ÇİFCİ

HEP SEVECEĞİM DEMİŞTİN

Aşk Yazarı Mustafa ÇİFCİ

  • 391

Sevgi kristal cam vazo gibiydi.

Kırılmadan önce en güzel yerlerde saklanırken kırıldıktan

sonra her şey bitiyor, çöp kutusuna atılıyordu.

Aşklarda böyleydi, dostluklarda, evliliklerde...

Önemli olan cam vazoyu kırmamaktı...

 

“Hep seveceğim” demiştin, ayrılırken. Yeter ki, sen bekle. Yeter ki, sen değişme. Yeter ki, unutma beni. Uzun uzun gözlerime bakmıştın, sanki unutmam der gibi. Hüzünlerimi bastırmış, gözyaşlarımı saklamıştım. Güzel anıların hatırına süslemiştim yalnızlığımı. Işıl ışıl gülümseyen gözlerini içime gömmüş, ezberlemiştim tatlı sözlerini.

“Beklemek, kavuşmanın bir parçası” demiştin. “Gidiyorum ama dönerim bir gün. Sen bekle beni.” 

Senden ayrıldığımda garip bir hüzün çökmüştü yüreğime. Ağır ağır geldiğimiz yoldan, geri dönüyordum.  Her şey bin parçaya ayrılmıştı. Eteklerinden yollara dökülen anılarımı topluyordum. Anıların hep biri tek parçaya ayrılmış, öksüz kalmıştı. Sevgi yetim kalmıştı.

Sen geldiğinde her şey değişiyor, yaşam güzelleşiyordu. Yeni bir şehre gitmek gibiydi seninle birlikte olmak. Her gelişin, yaşanmamış yeni bir öykü gibiydi. Her ayrılıkta biraz daha yok oluyordu sevinçlerim. Seni seviyordum. Çok güzeldin. Zariftin. Kibardın. Uzun saçların vardı omuzlarınızdan dökülen. İnsanın içini ısıtan bakışlarınız vardı. Hani sevmeye doyulmayan bebek gibi. Koklamaya kıyılamayan güller gibiydin.

“Beklemek, kavuşmanın bir parçası” demiştin.  “Bekle biraz.” Zaten bir parça kaldık yaşamda yalnızlığımızla. Geleceğe gönderdik özlemlerimizi. Yarın sabahlarda yarım kaldı düşlerimiz. Yarım kaldı bir şeyler. Zamansız kirlendik.

Ayrılıklardan söz etmek istemiyorum artık. Ayrılık dendi mi, ellerimin kırıldığını hissediyorum. Ayrılık dendi mi yaralanıyor, sevinçlerimi yitiriyorum. Hepimiz biliriz ayrılığın o acısını. Hepimizde vardır o yara. Zamansız deşme acılarımı bu gece, yıldızları kaybedeceğim acılarda. Ayrılık deme bana.

Köyden kente göçmelerde yaşadı, kimimiz ayrılığı. Büyük şehrin sokaklarında kayboldu kimimiz. Karanlık gecelerde yitirdi kimimiz ellerinin sıcaklığını. Bazen yalnız kaldık insan selinin içinde. Bizi gören olmadı.  Bir dost aradık hep içimizi dökecek. Elimizi tutacak, bir çift ele hasret kaldık. Kimsemiz yoktu. Bazen de mektuplar yazdık uzaktaki dostlarımıza, hayalimizdeki sevgiliye şiirler yazdık. Ama mektuplar ulaşmadı yerlerine. Adresler yoktu, adresimiz yoktu. Uzun kış gecelerinin yalnızlığını karanlığa gömdük. Zaman geceydi sanki bütün gün. Ne zaman bir tanıdığa rastladık, ya da bir mektup aldık, yüzümüz güldü, dünyalar bizim oldu. Bazen de şarkılarda ağladık. Türkülerde dertlendik. Bazen de öylesine kapıldık ki yaşama telaşına, dostlarımızı unuttuk. Unuttuk bir gün her şeyin masal olacağını. Sevgiyi unuttuk. Ölüm bu kadar yakınken bize, cenaze törenlerinde aklımıza düştü sadece. Zaman hızlıca geçti. Hep üşüdük yalnız ve kimsesiz gecelerde.

Şimdi “Bekle” diyorsun bana. “Beklemek, kavuşmanın bir parçasıdır.”

“Hep seveceğim”, demiştin hatırlıyor musun? Oysa unutup gittin. Uzun uzun ardından bakmıştım sen giderken. Hüzünlerimi bastırmış, gözyaşlarımı saklamıştım. Güzel anıların hatırına, süslemiştim yalnızlığımı. Gülümseyen gözlerini içime gömmüş, ezberlemiştim tatlı sözlerini. Eteklerinden dökülen anılarımızı toplamaya çalışıyordum.

Şimdi hızlıca soluyor, albümdeki resimler. Artık seni beklemek istemiyorum. Biliyorum kaybettim seni. Artık başka umutlarım var, yarınlara dair. Yaşanacak sevdalar var. Binlerce yıldız var daha bakılacak, binlerce umut var. Sen güneşim olsan da bir zamanlar, şimdi söndün artık. Her akşamın sabahı var. Her akşamın sabahı, her ayrılığın yeni bir yaşamı… “Hep seveceğim” demiştin. Oysa yeni yaşamlara tutuldun. Yaşamın sevgiyle dolsun senin. Bu gece bütün yıldızlar senin olsun. Bilirsin, kimi zaman güneşli yolların sonu yalnızlık olur. Tıpkı gün sonlarında karanlık gecelere uzandığımız gibi. Ama korkmayız biz, aşkın ışıltısı içimizdedir bizim.

Aşk içimizdedir. Her gece, akşamın karanlığına gömelim acılarımızı,  dertlerimizi, ayrılık anlarımızı. Unutalım, yüreğimizin hüznünü. Yıllardır kanayan yaralarımız kabuk bağlasın artık. Ve yarın sabahın güneşini,  yeni umutlarla, yeni sevdalarla, yeni aşklarla, yaşanmamış coşkularla karşılayalım. Ölüm hariç hiç bir şey neşemizi bozmasın artık. Hiç bir şeyi dert etmeyelim. Bitirelim kötülükleri.

Kıskançlığı bitirelim. Sebepsiz ayrılıkları bitirelim. Kurutalım gözyaşlarımızı. Her gece aşk bizim olsun.
 

Yazarın Diğer Yazıları