Ayhan ÇİFTÇİ

KASTAMONU'NUN MANEVİ LİDERİ ŞEYH ŞABAN-I VELİ

Ayhan ÇİFTÇİ

  • 1743

Kastamonu, Anadolu’nun ilim ve irfan kaynağı olmuştur.
Birçok veli, ulema ve şair yetiştirmiştir.
Bunların bir kısmı Ziyaaddin Demircioğlu'nun Kastamonu Evliyaları isimli eserinde detaylı olarak anlatılmıştır.
Ancak her şehirle özdeşleşen manevi liderler vardır.

Kastamonu’nun da manevi lideri Şeyh Şabanı Veli hazretleridir.
Evliyalar kenti Kastamonu, binlerce alim ve manevi şahsiyeti bağrında barındırmaktadır.
Hatta, İstanbul fethi için yola çıkan peygamber dostunu da bağrında barındırmaktadır.
Kastamonu’nun şerefli misafiri vardır.
Ebu Eyyüb El Ensari’nin kutlu yol arkadaşı sahabe-i kiramdan Kaysül Hemedani El Asgari Hazretleri’dir.

Kastamonu'nun onuru, gururu ve feyz kaynağıdır.
Peygamber dostudur, büyük emanetimiz, yolumuzu aydınlatan meşalemizdir.
Bununla birlikte kendi coğfrayasından çıkardığı değerleri de vardır.
Bunların içinde de Kastamonu için Helvetiyye tarikatının Şabaniyye kolunun kurucusu Hz. Pir Şeyh Şaban-ı Veli’nin yeri her daim başka olmuştur.
Kentin manevi lideri, 1481 yılında berat kandili gecesi Kastamonu ili Taşköprü ilçesinde öksüz olarak dünyaya gelmiştir.

Bazı kaynaklara göre ise çocuk yaşta anne ve babasını kaybetmiştir.
Bir akrabası evlatlık edinmiş, tahsil görmesine yardımcı olmuştur.
Medrese eğitimine Kastamonu merkez’de başlamış, İstanbul’da Fatih medreselerinde devrin ileri gelen âlimlerinden tefsir, hadis ve meal gibi ilimleri tahsil etmiştir.
İlme düşkünlüğü, bu alandaki kabiliyet ve hırsı, onu ilmin merkezi ve Halvetilik tarikatının yaygın olarak bulunduğu İstanbul’a ve ekseriyetle Fatih Medresesine sevk etmiştir.
Burada dokuz yıllık tahsili boyunca hocalarının huzurunda geçen sürelerden arta kalan zamanlarını ilim ehli arkadaşlarıyla ilmi sohbetler yaparak, tekkeleri dolaşarak bazen de odasının kapısını kilitlemek suretiyle tek başına kalıp rizayet ve tefekkürle geçirmiştir.
Kur’an-ı Kerim, tefsir ve hadis ilimlerine ziyadesiyle ağırlık verip ihtisasını tamamladığı bu dallarda icazetler almıştır.
Bir taraftan Eyüp Camiinde kürsü şeyhliği görevini yürütürken diğer taraftan da Fatih Camii ve diğer camilerde düzenli olarak devam eden tefsir ve hadis mütalaalarına katılmıştır.
Birçok hocasının yanında müderris olarak kalması yönünde teklifleri karşısında kararını vermek üzere yatmış olduğu istiharede “Sılaya dön sana kurtuluş oradadır” telkini üzerine Kastamonu’ya dönmek üzere yola çıkmıştır.
Kendisi gibi ilim ehli birkaç hemşerisi ile birlikte çıktığı yolculukta yol üzerinde Bolu’da Hayreddin Tokadi Dergâhı’na misafir olmuştur.
Ne var ki, bu Halvetî Tekkesinin Şaban Efendiyi derinden etkilemesiyle bu uğrak yerinde 12 sene kalmıştır.
Edeb ve kemalini tamamlayarak Hayreddin Tokadî Hazretlerinden aldığı icazetle hakkın ilmi, marifeti ve hakikati ile doğduğu topraklara gelmiştir.
Kastamonu’da ilk zamanlar şehrin kuzeyinde Honsalar Camii’nde irşad vazifesini yürütürken çıkan bir yangın sonucu Seyyid Yahya Şirvani Hazeretlerinin halifesi olan ve 1459 yılında vefat eden Kastamonulu Seyyid Sünneti Hazretlerinin dergâhına yerleşmiştir.
İrşad vazifesini buradan sürdürerek doğuyu ve batıyı aydınlatmış; Nakşi, Kadiri yolarını birleştirerek Halvetî yolunun Şabaniyye Kolunu inşaâ etmiştir.
Hz. Pîr evlenmemiştir.
Kendisine Mürşidüs Sakaleyn denmiş ve devrin evliyayı kiramlar tarafından devrinin feyiz kaynağı anlamına gelen “Feyyazü-z Zaman” unvanıyla anılmıştır.
Yetiştirdiği sayısız zattan 360 kişi kurduğu yolu devam ettirmiştir.
Bunlar dünyanın her tarafına Halvetîyye i Şabaniyyeyi götürmüşlerdir.
İsmiyle anılan Şabaniyye Kolu; Afrika, Mısır, Afganistan, Pakistan, Hindistan, Makedonya’da hala devam etmektedir.
 

Şeyh Şa’ban-ı Veli Hazretlerinin Türbesinin bahçesinde akan asa suyunun zemzem tadında olduğuna inanılmaktadır. Bunun için Hicaz’dan Kastamonu, İstanbul, Bolu, Bursa, Buhara, Semerkand, Endülüs ve Fas’a uzanan görünmeyen kanallar olduğuna inanılmaktadır. Efsaneye göre civarda Şeyh’in varlığını kaldıramayanlar kendi aralarında evliyalığın kolay olmadığını, Hz. Pir’in bir mucizesini daha görmediklerini kulaktan kulağa söyler dururlarmış. Bu dedikodular sonunda Şeyh’in kulağına kadar gitmiş. Bunu duyan Şeyh öğrencilerini etrafına toplayarak, asasını Tekke’nin yaslı olduğu kayanın dibine vurmuş, vurduktan sonra buradan su çıkmaya başlamış. Suyun tadına bakan Şeyh’in öğrencileri, suyun Zemzem suyu tadında ve kokusunda olduğunu görünce hayrete düşmüşler.
 
 360 zata şeyhlik vermiştir...
1568 yılında zilkade ayının on sekizinci günü cuma sabahı gün doğarken Âhirete irtihal etmiştir.
Ömerül Fuadi’nin yazdığına göre 360 zata Şeyhlik icazeti vermiştir.
İcazet alan Anadolu ve Rumeli’nin muhtelif beldelerinde tekkeler açmış ve Halveti tarikatının Şaban Efendi adına nisbetle Şaban’ı kolunu kurmuşlardır.
Hatta Kastamonulu Muharrem Efendi İstanbul’a giderek Şabanı tarikatını kurmuş ilim ve fazileti ile temayüz eden Şeyh Muharrem Efendi, Süleymaniye Camii vaizliğine tayin olunmuştur.
Yine Şeyhlerden Karabaşi Veli Hazretleri, bir müdder Çankırı’da Şabanı Veli tarikatını yaydıktan sonra Mısır’a gitmiş, orada da Halveti tarikatını neşretmiştir.
Vefat ettiğinde bugünkü Gazipaşa okulunun bulunduğu yerdeki Namazgah’ta namazı kılınmıştır.
Medrese yıllarından arkadaşı olan ve tarikatın İstanbul ayağını idare eden Süleymaniye vaizi Şeyh Muharrem Efendi cenazesini yıkamış ve cenaze namazını kıldırmıştır.
Kastamonu’da bulunan türbesinin yapımına Kethûda Ömer Bey başlamış Şeyh Ömer Fuadi Hazretleri ise türbenin yapımını tamamlamıştır.

Günümüzde gece ve gündüz en fazla ziyaret edilen türbelerden biridir.
Asa suyu diye bilinen zemzem suyu kerameti Türbesinin avlusunda bulunmaktadır.
Kendisinden önceki devrin âlimlerinden Seyyid Sünnetî Hazretlerinin mübarek kabri caminin kıble tarafında yer almaktadır.
Rivayete göre, meydana gelen sel baskınının Seyyid Sünneti Hazretlerinin kabrini ayakucundan yarıya kadar açtığı ve Seyyid Sünneti Hazretlerinin mübarek cesedinin olduğu gibi durduğu ve elli altmış metre ilerisinde kabri bulunan Hz. Pîr’e saygıdan dolayı ayaklarının dizlerine kadar çekilmiş vaziyette olduğu vatandaşlarca görülmüştür.
 

Yorumlar 4
ayhan çiftçi 03 Eylül 2016 22:20

Eleştirilerini basım ustune, hassasiyetinizde haklisiniz. Ancak bir mukayese yapmadım, haddim değil. Defalarca tekrarladimm yazımda çok var özellikle sahabei kiram hazretleri övünç kaynağımızdır. Tarikatının devamı, binlerce insans irsadi ve devamı gibi konular var ki ben bundan sebep böyle başlık koydum. Sahabei kiram hazretlerini de elimizden geldiğince acizane yazmak isterim.

Şeref Şamanci 03 Eylül 2016 19:24

Şeyh şaban-I Veli k S Hz leri ayakları başım üstüne büyük bir Allah dostudur. Rabbim makamlarını ali eylesin inş. Ama önce sahabe i kiram efendilerimiz gelir. Bunu aslında Camilerde vaazlarda anlatılması gereken çok önemli bir husustur. Ama işin o yönü ayrı bir tartışma konusudur sayın Hocam. Hakkı'nızı helal edin. Selam ve dua ile

Şeref SAMANCI 03 Eylül 2016 19:13

Sayın Ayhan hocam. Çok teşekkür ederim. Çok hoş bir makale yazmışsınız. Ama şahsi kanaatimi belirticem.Yazdıklarınız doğru ama. Kastamonu da medarı iftiharımız Sahabe-i kiram efendimiz medfundur.Kastamonu nu manevi lideri Gaysul Hemadanii Askalani (r a

Atakan Yılmaz 03 Eylül 2016 19:07

Şu hatayı bir türlü düzeltemedik. Kastamonu evliyalar şehridir. Fakat manevi derece bakımından en büyük evliya olsun Gavs olsun Kutbül Aktab olsun manen derecesi en düşük Sahabe-i Kiram ın

Yazarın Diğer Yazıları