Biz de Varız

Bedensel Yetersizlikten Etkilenmiş Bireyler

Biz de Varız

  • 464

Doğum öncesi, sırası ve sonrası dönemde herhangi bir nedene bağlı olarak iskelet, kas ve sinir sistemindeki bozukluklar sonucu, bedensel yeteneklerini çeşitli derecelerde kaybeden, toplumsal yaşama uyum sağlama ve günlük yaşamdaki gereksinimlerini karşılamada güçlükleri olan, bu nedenlerle korunma, bakım, rehabilitasyon, danışmanlık ve destek hizmetlerine ihtiyaç duyan kişiye bedensel yetersizlikten etkilenmiş birey, bu duruma yol açan etkenlere ise bedensel yetersizlik denir.

Bedensel yetersizliği olan bireyler; hafif derecede yetersizlik, orta derecede yetersizlik ve ağır derecede yetersizlik yaşayan bireyler olarak sınıflandırılır. Temel yetersizlik sebebi sinir sistemi lezyonlarına bağlı olarak gelişse de; kas iskelet sistemindeki yetersizlikler, beslenme ve gelişim bozuklukları da bedensel yetersizliklere neden olmaktadır.

En yaygın olarak görülen bedensel yetersizlikler; serebral palsi, sipina bifida, çocuk felci, multible sklerozis, gelişimsel kalça çıkığı, epilepsi ve omurilik yaralanmalarıdır.

Ülkemizde herhangi bir yetersizliği olan bireylerin toplam oranı yaklaşık %12,5 olup bunun 2,5 milyonu ortopedik yetersizliği olan bireylerdir.

Son yıllarda ülkemizde yetersizliği olan bireyler için gerekli imkan ve desteklerin verilmesiyle ve ailelerin de katkıda bulunmasıyla, bu bireylerin günlük yaşam aktivitelerindeki bağımlılıkları minimalize edilmiştir.

Herhangi bir nedenden dolayı yetersiz doğan çocuğa erken tanı konulup tedavi edilmesi çok önemlidir. Doğum sonrası çocuklarda görülen anormalliklerde ailelerin ilgili sağlık merkezlerine başvurması, tanı konulması ve tedaviye erken zamanda başlanmasını sağlayacaktır. Erken tanı ve tedavi özellikle bedensel yetersizliği olan çocuklarda yetersizliğin azaltılması ve çocuğun fiziksel işlevinin arttırılmasında önemlidir.

Yeni doğan çocuk ailede olumlu bir hava oluştururken, yetersiz olması ailede tam bir psikolojik yıkıma neden olabilmektedir. Yeni doğan, yetersizlikten etkilenmiş çocuklarda ailenin bu duruma alışması, kabul etmesi ve uyum sağlama dönemi çok önem taşımaktadır.

Ebeveynlerin yetersizlikten etkilenmiş çocuklarının eğitim süreciyle ilgilenirken, sağlıklı olan çocuklarının duygusal ve fizyolojik ihtiyaçlarını görmezden gelmemeleri de son derece önemlidir. Ebeveynleri tarafından ihmal edilen çocuklarda ilerleyen süreçte kaygı, depresyon ve değersizlik meydana gelebilmekte ve bu durum sağlıklı çocuklarda ruhsal açıdan zorlanmalara neden olabilmektedir.

Çocukların eğitiminin başladığı ilk yer ailedir. Bir çocuk için en iyi eğitmen annedir. Annenin çocukla olumlu yönde kurduğu iletişim çocuğun gelişimini büyük ölçüde etkilemektedir.

Yeterince anne şefkati almayan çocuklarda hem bedensel hem ruhsal hem de gelişimsel problemlerin daha fazla olduğu bilimsel çalışmalarla kanıtlanmıştır. Bu nedenle yetersizlikten etkilenmiş bireylerin ailedeki eğitimi ve aileden aldığı destek, bireyin yetersizlikten kaynaklanan olumsuzlukları atlatmasında önem arz etmektedir.

Aile çocuğun büyümesi, gelişmesi ve tedavisinde aktif rol aldığı gibi eğitiminde de aktif rol almalıdır. Ailenin; çocuklarının eğitiminde rol alan eğitimciler ile tanışması, çocukları hakkında bilgi vermesi ve eğitimine yardımcı olması gerekmektedir. Ailelerin çocukların eğitiminde aktif rol alması, çocuklarıyla ilgili daha çok şey öğrenmelerine, çocuklarına has durumlarda daha pratik çözüm bulmalarına ve çocuklarının eğitiminden sorumlu olan uzman kişilere yardımcı olmalarını sağlamaktadır.

Sonuç olarak; bedensel veya herhangi bir yetersizliğe sahip olan bireyler de diğer bireyler gibi uygun imkan ve destek verilmesi durumunda, hayatlarını kendi başlarına idame edebilme ve günlük yaşam aktivitelerinde bağımsız olabilme yeteneğine sahiptirler. Bu konuda ailelerin daha bilinçli ve öz verili olması gerekmektedir.

Özlem ÇAKAR

Hüseyin Üster Özel Eğitim 
Uygulama Okulu 3.Kademe
Özel Eğitim Öğretmeni

Yazarın Diğer Yazıları