Damla GÜLMEZ

BAŞUCU AYRILIĞI

Damla GÜLMEZ

  • 1638

Eden bulur muydu?
Peki ya seven, umduğu gibi sevilmediğin de ne olurdu.
Bir gün mutlaka bir şey olurdu da,
Bazı şeyler hala olmamış olurdu.
Boş verelim olan oldu, gönül olandan da oldu.
 
Sen benden güzel gittin,
Ben ölü düştüm beni, senli mısralara.
Beraber uyandığımız sabahlar diyorum,
Saçlarım hiç dolaşmamış sanki, ellerine boynuna koynuna,
O sabahları yazık ettik ettik biz,
Birbirimizin yetmezmiş gibi, tertemiz sabahlarında girdik hakkına.
Yakışmadı teninin kokusuna,
Bu kekremsi veda havası.
Senin soluğuna gitmek düştü,
Benim soluma ayrılık ağrısı.
 
Şimdi ki acımın sonraya sakladığı ölüm sebeplerisin artık,
Bu izbe dünyanın iz düşüm rafinerisinde bir teselli,
Belki de  ölüm niyetlerimin ardı sıra kalan bir temenni.
İyi günde kötü günde diye çıkılan yolda verilmiş her sözün yalpalanmışlığı,
İhanetinle dünyası başına yıkılmış bir kadının hırpalanmışlığı…
Sen adına ne dersen de artık ,
Yazdıklarım  kokuna sarılmış  başucu ayrılığı.
 
Sokak lambaları sönmüş,
Dar sokakların da kötü kadınların gezindiği bir şehirsin artık.
Helal sevmelerin aptallık sayıldığı,
Ve aşk adı altında herkesin birbirinde üstü kaldığı.
Bel altı sevmeler  şehrisin sen,
Güzel günahların açık hava sinemalarında oynatıldığı.
Özrü olmaz, erkeğin adam olamamışlığı,
İşi yok benim hikayemde başkalarının yarım kalmışlığı.

 
 
 

 

Yorumlar 4
Bahar I. 30 Temmuz 2016 22:54

Kitap çıkar ilk ben okurum tatlım

bilal 06 Haziran 2016 01:23

siz kitap çıkarın biz okuyalımm bizi bu satırlardan, bu hikayelerden mahrum etmeyin ne olur...

Ertuğrul 12 Mayıs 2016 16:43

Eline sağlık.

emre 24 Nisan 2016 03:18

yazar burda hakikatten kalemin hakkını vermiş. başarılar diliyor, tebrik ediyorum

Yazarın Diğer Yazıları