Gözle gördüğümüz göremediğimiz her şeyin hayatımızda bir anlamı var. Hayatımıza dahil olan olmayan her insanın bizim hayatımızda bir rolleri var. Yaşadığımız anın, uyuduğumuz anın ve uyandığımız anın hayatımızda bir anlamı var. Gecenin siyahının ve gündüzün aydınlığının bir anlamı var. İnsan düşündüğünde anlam üzere yaşar. Anlamsız bir hayat boş yere tükenen bir ömürden ibarettir. Evrenin yaratılışı, dünyanın dönmesi, insanın doğumu ve ölümü, eşyanın var oluşu ve aldığımız her nefesin bir anlamı var. Hayatımızdaki anlamlar üzerine çıktığımız yolda yolumuz her geçen gün daha da anlam kazanmalı. Nasıl mı? Bir önceki anımız bir sonraki anımızdan daha kaliteli ve hayırlı olarak bu sorunun cevabını kısmen de olsa alabiliriz.
İnsan baktığında var olan her şeyin ne kadar anlamlı olabildiğini idrak edecek kapasitede aslında. Bulunduğu her hal onun için bir anlam taşır. Varlık, yokluk, hastalık, sağlık ve birçok içerisinde bulunduğumuz durum oturup düşündüğümüzde var olan her halimizin ne kadar anlamlı olduğunu bize anlatır. Örneğin: Varlığımız hem maddi hem manevi olarak birçok kişiye olumlu ya da olumsuz anlam katabilir. Maddi varlığımızdaki anlam; sahip olduğumuz mal varlığımız ile ölçülüdür. Sahip olunan varlığımızdan paylaştıkça anlam kazanırız. Manevi varlığımızdaki anlam ise; bizim yaşantımız süresince var oluşumuz başta en yakınlarımız olmak üzere eşyaya ve evrene bir anlam katıyor olmasıdır. Hiçbir zaman unutulmamalıdır ki hayatımız hep bir anlam üzerinedir.
Yaşandıkça anlamlaşan, anlamlaştıkça yaşantımıza yön veren bir ömür dilemek insanın hayattaki en büyük dileğidir. Zira doğumumuzdan ölümümüze kadar bu düşüncemizi koruduğumuz takdirde girdiğimiz ve çıktığımız her alanda anlam kazanıp birçok konuda aranan karakter olacağız. Anlamlı insan yaşanılan her hali anlamlaştıran insandır. Olaylara pozitif bakar. Sağlam karakteriyle yıkıcı fikirlerin olumsuzlukları yapıcı anlama çevirebilir. Anlamlı insan gerektiğinde suskunluğuyla gerektiğinde tespitleriyle anlam katar. “Mutlu bir hayat yaşamak istiyorsanız, hayatınızı bir amaca bağlayın; kişilere veya eşyalara değil.” Diyor Albert Einstein. Mutlu hayat anlamlı hayattır. Anlamlı bir hayat ise kişilere ve eşyalara takılmadan yaşamını sürdürmektir. Yine “Mutluluk sorunsuz bir yaşam değil, sorunlarla başa çıkabilme yeteneği demektir.” Demekte James Robert Brown. Hayatımızda sorunlarla karşılaşacağız lakin bu mutluluğumuza engel olamayacaktır. Hayatımızı anlamlı kılmamıza yaşanılan sorunlar engel oluyorsa zaten gerçek anlamda mutlu olmamışsınız demektir. Yaşantımızı anlamlı kılan kişilere ve eşyalara bağlamadan sorunlara göğüs gererek yaşama bilincidir diyebiliriz o zaman.
Şimdi…
İnsan kendini ve hayatını anlamlı kılacak ufak şeyler biriktirmeli hayatında. Bu anlamlaştırmaya da küçük şeylerle başlayabilir mesela. Ne mi olabilir bu küçük şeyler. Bazen bir deniz kenarındaki pürüzsüz bir taş, bazen sevdiğiniz insanları emanet ettiğiniz topraktan bir parça, bazen hiç ummadığınız anda sizde olan ve size değer katan her şey. Hayatın hiçbir zaman şu anı bir daha bedeninizdeki bu sıhhatle ve kalbinizdeki bu duyguyla yaşatmayacağını unutmayın. İnsan yok olup gider ama anlam verdiği her şey yeryüzüne emanettir. Emanetler gün gelir sahibine er ya da geç teslim edilir. O yüzden anlam yüklediğimiz her şey kâinata ve insanlığa değer katmalı.
Hayata ve insana anlam veren bir karakteriniz olması temennisiyle…
Mesrûrî der ki;
Anlam ver her bir zerre boşa değil alemde;
Verdiğin her bir anlam mizanda hanende.
