Peygamber Efendimiz (S.A.V) 'in gözümün nuru olarak tasfir ettiği dinimizin direği, cehennem azabından bizi koruyacak kalkan olan namazı kim beş vakit kılıyor ?
Bunu kendimize soruyor ve muhasebesini yapıyor muyuz ?
Abdullah bin Kurt (r.a) rivayet edilmiştir: Rasulullah (S.A.V) şöyle buyurdu; “Kıyamet günü kul, ilk önce namazdan hesaba çekilecektir. Namaz düzgün ise diğer ameller de düzgün olacaktır. Eğer namaz bozuk ise diğer ameller de bozuk olacaktır.”
Kutlu nebinin de buyurduğu üzere kul önce namazdan hesaba çekilecek. Bu hesabın ilk durağı ise mezar.
Kul eğer namazını doğru dürüst kılmışsa diğer hesapları da kolay geçeceği hadis kaynaklarında vardır.
Namaz, dinimizin direği diyoruz diyoruz da neden hep lafta kalıyor.Bunu kendimize sormamız lazım.
Peygamber Efendimiz bir gün Hendek savaşındayken ikindi vaktini kaçırınca, kafirlere yönelik olarak
"Onlar, nasıl güneş batıncaya kadar uğraştırıp bizi ikindi namazından alıkoymuşlarsa; Allah da onların evlerine, karınlarına ve kabirlerine ateş doldursun!" (Buhari, Müslim, Ebu Davud, Nesai) demiştir.
Mümin, namazın vaktini kaçırmamaya ve onu tam vaktinde kılmaya daima özen göstermeli ve bunu sürekli hale getirmelidir.İşte o zaman refaha erenlerden olmak mümkün olacaktır.
Özellikle geleceğimizi emanet ettiğimiz gençlerimizin de bunu içtenlikle sevabını bilerek Allah rızası için yerine getirmeli ve yaşlı olunca camiiye gidenlerden değil gençken camiiye gidenlerden olmalı.
Yazımı Hz.Ömer (r.a)'nın şu sözüyle noktalamak istiyorum.
"Namaz kılan yaşlıyı severim ama namaz kılan gence aşığım."
