Merhabalar Sevgili Okurlarım çok yoğun ve stresli bir referandum sürecini daha atlatmanın verdiği huzurla sizlere yazmanın heyecanını yaşıyorum.
Bütün şer odaklarının birleştiği suyun bulanıklaştığı rahmetli Kazım Karabekir paşanın dediği gibi “Şeytanın bile Müslüman kılığında dolaştığı” bu günlerde birçok şeyi görmüş ve bunlardan çok önemli dersler çıkarmış bulunmaktayız.
Gelin bunları hep beraber inceleyelim.
Öncelikle ana muhalefet cephesinden bakalım bu sürece ve çıkan sonucun onlar açısından neler ifade ettiğine Her zamanki gibi bir seçimi daha kaybetmelerine rağmen işgal ettikleri makamdan istifa etmeyeceklerini beyan ettiler gazetelere, hemen ardından Avrupalı dostlarıyla iletişime geçmiş olacaklar ki seçim mızıkçılığına başladılar, Anayasa Mahkemesine başvuracaklarmış, yok efendim mühürsüz oy pusulaları ile iki buçuk milyon geçersiz oy geçerli hale getirilmişte, yok efendim hükümet Yüksek Seçim Kurulu başkanına talimat vermişte Evet oyları geçerli hale gelmiş biz bu sözleri her seçimden sonra duymaya alıştık Ana muhalefet partisi lideri siyasetten başka her şeyi yapıyor. Şimdi bütün referandum süreci boyunca Tek adamlığa karşı olduğunu söyleyen güruhun lideri bize diktatörlüğün nasıl olduğunu göstermiştir. Sandıktan çıkan hiçbir sonuca saygıları da yok bunların şimdi büyükşehirlerde hayır oylarının önde çıkması sonucunda, okumuş kişilerden, aydınlardan, kadınlardan, akademisyenlerden oy alamamış Evet cephesi bu açıklamalara cevap vermeyi bile kelime israfı sayıyorum ve bu görüşte olanlara cahil olarak nitelendirdiğiniz güzel Anadolu’mun tesis ettiği yeni sistemde yaşamak olmakta size yeter.
Birde liderleri Sn. Devlet Bahçeli’nin arkasında durmayıp kimlere hizmet ettikleri belli olan kişilerin arkasından Hayır cephesinde birleşip yok efendim hdp, pkk, dhkp-c, Hollanda, Almanya gizli gizli evet diyor bakın bunu göreceksiniz deyip ülkücü kardeşlerimi kandıran kişilerin arkasından gitmenin sonucunda yaşayacakları utanç da onlara yeter. Bakınız efendim referandum sonucunda bu grubun içinde sevinenler var mı, hangi Avrupa devleti tebrik mesajı yayınladı gerçeği gördünüz ama biraz geç oldu ülkücü kardeşim.
Şimdide referandumun sonunda resmi olmayan sonuçlara göre %51 gibi bir oyla hükümet sistemini değiştiren Anayasa maddelerini yasalaştıran Evet cephesinin öncüsü olan AK Parti cephesine, İstanbul, İzmir, Ankara gibi büyükşehirlerin birçoğunda geride kaldı bunun birçok sebebi var tabi ki üst düzey kurmayları bunun sebeplerini irdeleyeceklerdir. Benim gördüğüm belli başlı şeyler var onlara değinmek isterim. Partiye olan küskünlüklerini, yerel belediyelerde yaşadıkları sorunları ve bu anayasa maddelerinin iyi anlatılamadığı propagandasını bilinçli olarak yapan kripto particilerin faaliyetleri, Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı Şükrü Karatepe'nin bir yazısındaki eyalet sistemiyle ilgili sözleri ve Avrupalı patronlarının uşağı olan satılık medyanın bunu çok güzel alarak insanların zaten karışık olan kafasını iyice karıştırması. Sayın Cumhurbaşkanının yalnızım kelimesini o kadar iyi ortaya koydu ki bu sonuçlar bunu bir kez daha anladık. Sn. Cumhurbaşkanına haddim olmayarak birkaç tavsiyede bulunmak istiyorum bulundukları makamları hak etmeyen açıklamaları ile sizleri zor durumda bırakacak olan danışmanlarınızla derhal ilişkinizi kesin, menfaati için sizin partinizde olan samimi olmayan ilk zorlukta davasını bırakacak kişileri partinizden temizleyiniz. Gözünüzün içine bakan size karşı sevgisi karşılıksız olan yerli ve milli olan bu gerçek vatandaşlarınızı yanınızdan ayırmamanız.
Gezi Parkında yaptıklarını tekrar yapmayı düşünen Avrupalı sahiplerinin talimatlarını bekleyen ve her fırsatta vatana ihanetten çekinmeyen kişiler için bundan sonra eskisi gibi basit cezalarla kurtulmanın olmadığı bir adalet sisteminin ivedilikle oluşturulmasını tavsiye ederim ve yazımında başlığı olan cennet mekân sultan 2.Abldülhamit Han’ın o mükemmel sözünü hatırlatmak isterim “Hak arayan varsa hakkını verin! Başkaldıran varsa, başını kesin!”
Sonuç olarak bu bir seçim değildi referandumdu bu yüzden kazanan millet oldu diyebiliriz, Vesayet odaklarının yıkıldığı, demokrasinin daha güçlendiği, hizmetlerin daha hızlı yapılacağı, mazlum coğrafyalardaki kardeşlerimizin umutlarının yeşerdiği, müreffeh bir ülke için artık daha çok çalışanın kazanacağı Hükümeti Türkiye’nin temelleri atılmış bulunmaktadır. Bundan sonraki süreçte atılacak olan adımlar Lider bir ülke olması hedeflenen Türkiye’nin kaderini belirlemekle kalmayacak Orta doğunun kaderini de gösterecektir. Son olarak yine Sultan 2.Abdülhamid Hanın vermiş olduğu o müthiş tavsiye ile sözlerime son vermek isterim
"Bu devlet 4 esas üzerinde ayakta durur."
Hanedan-ı Osmani
Hükûmet-i Türkiye
Vilayet-i Haremeyn
Payitaht-ı İstanbul
