Mehmet SAYAN

23 NİSAN 1920'DEN BUGÜNE!

Mehmet SAYAN

  • 200

Birinci Dünya Savaşı bitmiş, 30 Ekim 1918’de Mondros Mütarekesi imzalanmıştı. Savaş sırasında Çanakkale Zaferi gibi büyük bir başarıya imza atan 250.000 insanını şehit veren veya kaybeden Türk Milleti, aslında Mondros Mütarekesi’nde kendisine dikte edilen ağır şartları hiç hak etmemişti. Galip devletler, mütareke şartlarını ileri sürerek topraklarımızı işgale başladılar. Ülkenin her yerinden feryatlar yükseliyordu. Türk Milleti, ya düşman boyunduruğuna razı olacak, ya da kurtuluş için mücadele edecekti.

Mustafa Kemal, 19 Mayıs 1919’da Samsun’a çıkarak yok edilerek tarih sahnesinden silinmek isteyen bir milletin destanı olan Millî Mücadele’yi başlattı. Yurdun her noktasında teşkilâtlanma ve direnişe halkın katılması için çalışmalar başlatıldı. Amasya Genelgesi yayınlandı. Erzurum ve Sivas Kongreleri yapıldı.

Bu arada 15 Eylül 1919’da Miralay Osman Bey Kastamonu’ya gelerek Kastamonu’nun Kuvay-ı Milliye ile birleşmesini sağladı. Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti kurularak yardım toplama faaliyetleri, protestolar, mitingler başlatıldı. Daha sonra da Müdaa-i Hukuk Hanımlar Şubesi oluşturuldu. Ordu için elbise, çorap ve çamaşırlar yaptırılıyor, ordunun ihtiyaçlarında kullanılmak üzere para toplanıyordu. 10 Aralık 1919’da İzmir, Antep, Maraş ve Urfa’nın işgali üzerine 3.000 kadının katıldığı Türkiye’deki ilk Kadınlar Mitingi Kastamonu’da gerçekleştirildi. Kastamonu kadını, İnebolu’dan başlayan İstiklâl Yolu diye adlandırılan yol üzerinde yapılan cephane naklinde kağnısının başında, elinde üvendiresi, sırtına sardığı yavrusu ile Şerife Bacılar, Halime Çavuşlar büyük bir kurtuluş destanının kahramanı oldular. Kayıkla kağnının destanı gerçekleştirildi. Bu sebeple İnebolu’ya savaş sonrası İstiklâl Madalyası verildi.

Savaşın zor şartları altında 19 Mayıs 1920 tarihli genelge ile bütün ülkede seçimler yapıldı. Böylece Ankara’da toplanacak olan Millet Meclisi’nin hazırlıkları tamamlandı. Kastamonu’dan: Dava Vekili Murat, Genel Meclis Üyesi Taşköprülü Sabri, Savcı Abdülkadir Kemalî, Genel Meclis Üyesi Dadaylı Hulûsi, İnebolulu Mühendis Rüştü Beyler ilk Millet Meclisi’nde Kastamonu’yu temsil edecek milletvekilleri olarak seçildiler.

Yapılan çağrı üzerine 23 Nisan 1920’de Millet Meclisi Ankara’da dualarla toplandı. Mustafa Kemal, Meclis Reisliğine seçildi. Yusuf Kemal Tengirşek: “Yeni Türk Devleti o gün kuruldu. Hiçbir makamın veya şahsın tasdikine muhtaç olmaksızın kanunlar, antlaşmalar yapıp tatbik ve icra etmekle, Cumhuriyet idaresi adı konulmamasına rağmen fiilen o gün başladı” diyordu.

Mustafa Kemal de: “Millî emeller, millî irade yalnız bir şahsın düşüncesinden değil, bütün millet fertlerinin arzularının, emellerinin birleşmesinden ibarettir. Egemenlik kayıtsız ve şartsız milletindir. Kuvvet birdir ve o milletindir. Egemenlik, hiçbir mâna, hiçbir şekil ve hiçbir renkte ve belirtide ortaklık kabul etmez” diyerek Millet Meclisi’nin kuruluş felsefesini ifade ediyordu.

Türkiye Büyük Millet Meclisi kurulalı 96 yıl oldu. Dört yıl sonra bir asırlık bir meclisimiz olacak. Ama Mondros Mütarekesi hükümlerine istinaden yurdumuzu işgal eden düşmanlar yurdumuzla ilgili emellerinden hiç vazgeçmediler. İstiklâl Savaşı ile parçalayıp attığımız Sevr Anlaşması ile önümüze konulan haritayı gerçekleştirmek için her türlü oyunu tezgâhladılar ve tezgâhlamaya da devam ediyorlar. Günümüzde güneydoğuda adeta bir savaş var. Okullar yakılıp eğitim engelleniyor, şehirler tahrip ediliyor. Terör örgütlerinin yaptığı patlamalarda çok sayıda insanımızı kaybediyoruz. Askerlerimizden, polislerimizden şehitler veriyoruz. Ocaklara ateş düşüyor. Anneler, eşler ağlıyor, çocuklar yetim kalıyor. Ülkenin bu durumunda her zamankinden daha çok birlik ve beraberliğe, millet olarak uyanık olmaya; ülkeyi yönetenlerin çözüm sürecindeki hatalardan ders alarak kararlı olmalarına ve toplumun her kesimini kucaklamalarına ihtiyaç var. Bir an önce ülkede huzur ve güven ortamının sağlanması gerekiyor.

“Milletin bağrından temiz bir nesil yetişiyor. Bu eseri onlara bırakacağım ve gözüm arkamda kalmayacak” diyen Atatürk, 23 Nisan’ı bayram olarak ilân edip çocuklara armağan etmişti. Çocuklarımız bizim geleceğimizdir. Gelecekte ülkeyi onlar yöneteceklerdir. Onların bombaların patladığı, okullarının yakıldığı bir ortamda değil de barış ve huzurun olduğu, güvenli ortamlarda en iyi şekilde yetişmeleri gerekmektedir.

Milletimizin ve çocuklarımızın Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramını kutluyor; Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni 23 Nisan 1920’de o günün zor şartlarında toplayan, savaşı yöneten ve ülkemizi düşman işgalinden kurtaran, milletimizi kurtuluşa ulaştıran başta Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere o gazi meclisin bütün vekillerini; bizlerin bu topraklarda hür olarak yaşayabilmemiz için gerek o günlerde ve gerekse günümüzde kanını döken, canını veren aziz şehitlerimizi, bugün aramızda olmayan gazilerimizi rahmet ve minnetle anıyor; terör mücadelesinde yaralanan gazilerimize ve vatandaşlarımıza acil şifalar diliyorum.
 

Yazarın Diğer Yazıları