Aydil Erol, 1938 yılında İstanbul Çengelköy’de doğdu. Kastamonu Bozkurtlu bir ailenin oğludur. 1951 yılında geçirdiği trafik kazası sebebiyle bir yıl yürüyemedi ve tahsilini bırakmak zorunda kaldı. İyileştikten sonra 20 yıl trikotajcılık yaptı.
İlk yazısı 1958’de Milliyet’te çıktı. “Ötüken, Tercüman, Devlet, Son Havadis, Kurultay, Türk Edebiyatı, İstanbul, Hergün, Yeniçağ, Ufuk Ötesi” gibi gazete ve dergilerde yazı ve şiirleri yayınlandı. Bestelenmiş şiirleri bulunmaktadır. “Adlarımız, Hoyratlar, Bamteli, Ahmet Haşim, Mehmet Akif Ersoy, Âşık Veysel Şatıroğlu” yayımlanmış eserleridir.
Halen İstanbul’da ikamet etmektedir. Kastamonu Belediye Başkanlığı’nca düzenlenen Türk Dünyası Günleri’ne de iştirak eden, rahmetli Kemal Çapraz ve Erdoğan Aslıyüce vasıtasıyla tanışıp dost olduğumuz Aydil Erol’un yazdığı “Kastamonu Destanı” adlı şiirini sizlerle paylaşmak istedim. Aydil Erol Ağabeyimize Allah’tan sağlıklı, uzun ömür diliyor ve sizleri O’nun nefis şiiri ile baş başa bırakıyorum.
KASTAMONU DESTANI
Çıktım Kale’sine seyran eyledim
Göz attım Saat’e devran eyledim
Özlemi gönlüme mihman eyledim
Ruhumda sevdanın yarası vardır
Şerife Bacı’ya selâmım söyle
Rahime Kaptan’a kelâmım söyle
Halime Çavuş’a meramım söyle
Kanımda mertliğin mayası vardır
Sarı Recep ile sazımı çaldım
Sepetçioğlu’yla meydana daldım
Hakkı Çavuş gibi “Yorgansız” kaldım
Bu asi ruhumun isyanı vardır
Biryan’ı yedim ben usta elinden
Nağmeler döküldü sazım telinden
Boz bulanık akan çayın selinden
Sığınmaya elbet yakası vardır
Azdavay’ı gezdim, gördüm Daday’ı
Neyleyim ben köşkü sarayı
Mesmüslerle bozmak için arayı
Sabret onun da bir sırası vardır
İçerim sızılar, bir yerler kanar
Dertli gönlüm, deli gönlüm hep yanar
Acep kim hatırlar beni, kim arar
Kalbimde sılanın sarası vardır
Her söze inanıp herkese kanma
Necibe Nine’yi unuttum sanma
Her zaman hatırla, yılda bir anma
Özümde vefanın âlâsı vardır
Etli ekmek ile dolu siniler
Davullar dövülür, meydan iniler
Düğüne gidenler urba yeniler
Elinde Selalmaz Dok’ması vardır
Pilâvı çorbayı Ana Kız yaptı
Mis gibi döneri kediler kaptı
Şaşkın ördek gibi yolundan saptı
Sofrada Del’oğlan Sarması vardır
Kadının, kızının, gencin, çağanın
Başının tacıdır beğin, ağanın
Selenyumdan zengin sarımsağının
Yetmiş iki derde devası vardır
Savaşta düşmana vermedi aman
Yamandır uşağım, yamandır yaman
Kastamonumuzun – gönülden inan
Denize en uzun kıyısı vardır
Boğazına baksan olmazsın kamit
Kastamonu’da hiç yedin mi simit?
Çekme Helva, Üryan Eriği yiyit
Burada onun da iyisi vardır
Dururken İlişi, Evrenye, Cide
Bana bir şey yazmaz Marmaris, Side
Yemeli ayranla peynirli pide
Denizin burada paşası vardır
Dünyada bir sensin başımda tacım
Davulun tersine vursana bacım
Yine dinmezse gönlümde acım
Zihnimizin o yönde nisyanı vardır
Sarımsak almadan geri dönenin
Pastırma yemeden burdan gidenin
Sepetçi eşini gördüm diyenin
Elbette aklından noksanı vardır.