Mehmet SAYAN

Aydil Erol'dan 'Kastamonu Destanı'

Mehmet SAYAN

  • 834

Aydil Erol, 1938 yılında İstanbul Çengelköy’de doğdu. Kastamonu Bozkurtlu bir ailenin oğludur. 1951 yılında geçirdiği trafik kazası sebebiyle bir yıl yürüyemedi ve tahsilini bırakmak zorunda kaldı. İyileştikten sonra 20 yıl trikotajcılık yaptı.

İlk yazısı 1958’de Milliyet’te çıktı. “Ötüken, Tercüman, Devlet, Son Havadis, Kurultay, Türk Edebiyatı, İstanbul, Hergün, Yeniçağ, Ufuk Ötesi” gibi gazete ve dergilerde yazı ve şiirleri yayınlandı. Bestelenmiş şiirleri bulunmaktadır. “Adlarımız, Hoyratlar, Bamteli, Ahmet Haşim, Mehmet Akif Ersoy, Âşık Veysel Şatıroğlu” yayımlanmış eserleridir.

Halen İstanbul’da ikamet etmektedir. Kastamonu Belediye Başkanlığı’nca düzenlenen Türk Dünyası Günleri’ne de iştirak eden, rahmetli Kemal Çapraz ve Erdoğan Aslıyüce vasıtasıyla tanışıp dost olduğumuz Aydil Erol’un yazdığı “Kastamonu Destanı” adlı şiirini sizlerle paylaşmak istedim. Aydil Erol Ağabeyimize Allah’tan sağlıklı, uzun ömür diliyor ve sizleri O’nun nefis şiiri ile baş başa bırakıyorum.

KASTAMONU DESTANI

Çıktım Kale’sine seyran eyledim

Göz attım Saat’e devran eyledim

Özlemi gönlüme mihman eyledim

Ruhumda sevdanın yarası vardır

Şerife Bacı’ya selâmım söyle

Rahime Kaptan’a kelâmım söyle

Halime Çavuş’a meramım söyle

Kanımda mertliğin mayası vardır

Sarı Recep ile sazımı çaldım

Sepetçioğlu’yla meydana daldım

Hakkı Çavuş gibi “Yorgansız” kaldım

Bu asi ruhumun isyanı vardır

Biryan’ı yedim ben usta elinden

Nağmeler döküldü sazım telinden

Boz bulanık akan çayın selinden

Sığınmaya elbet yakası vardır

Azdavay’ı gezdim, gördüm Daday’ı

Neyleyim ben köşkü sarayı

Mesmüslerle bozmak için arayı

Sabret onun da bir sırası vardır

İçerim sızılar, bir yerler kanar

Dertli gönlüm, deli gönlüm hep yanar

Acep kim hatırlar beni, kim arar

Kalbimde sılanın sarası vardır

Her söze inanıp herkese kanma

Necibe Nine’yi unuttum sanma

Her zaman hatırla, yılda bir anma

Özümde vefanın âlâsı vardır

Etli ekmek ile dolu siniler

Davullar dövülür, meydan iniler

Düğüne gidenler urba yeniler

Elinde Selalmaz Dok’ması vardır

Pilâvı çorbayı Ana Kız yaptı

Mis gibi döneri kediler kaptı

Şaşkın ördek gibi yolundan saptı

Sofrada Del’oğlan Sarması vardır

Kadının, kızının, gencin, çağanın

Başının tacıdır beğin, ağanın 

Selenyumdan zengin sarımsağının

Yetmiş iki derde devası vardır

Savaşta düşmana vermedi aman

Yamandır uşağım, yamandır yaman

Kastamonumuzun – gönülden inan

Denize en uzun kıyısı vardır

Boğazına baksan olmazsın kamit

Kastamonu’da hiç yedin mi simit?

Çekme Helva, Üryan Eriği yiyit

Burada onun da iyisi vardır

Dururken İlişi, Evrenye, Cide

Bana bir şey yazmaz Marmaris, Side

Yemeli ayranla peynirli pide

Denizin burada paşası vardır

Dünyada bir sensin başımda tacım

Davulun tersine vursana bacım

Yine dinmezse gönlümde acım

Zihnimizin o yönde nisyanı vardır

Sarımsak almadan geri dönenin

Pastırma yemeden burdan gidenin

Sepetçi eşini gördüm diyenin

Elbette aklından noksanı vardır.

Yazarın Diğer Yazıları