15 Temmuz gecesi ülkede korkunç bir darbe girişimi yaşandı. Halkın sağduyusu ve karşı duruşuyla darbe önlendi. Birçok vatandaşımız darbeye karşı dururken fedakârca hayatını kaybetti veya yaralandı. Darbe sonrası binlerce insan gözaltına alındı, tutuklandı, açığa alındı, mallarına el konuldu. Kimin suçlu, kimin suçsuz olduğunun bilinmediği bir ortamda belki de gerçek suçlular yurt dışında keyif çatarken, aynen Ergenekon’da olduğu gibi yeni bir mağdurlar ordusu oluştu.
- Geçtiğimiz günlerde İstanbul’da önce bir belediye otobüsünde gözü dönmüş şahıs, onlarca insanın gözü önünde bir genç kıza şort giydiği gerekçesiyle tekme attı. Bu olay sonrasında insanlar tepkilerini ortaya koyarken çoğu zaman olduğu gibi yine ikiye bölünüverdik.
- Bir vatandaş, metrobüsün kapısını durağa gelmeden önce açmadı diye metrobüse bindikten sonra, metrobüs hareket halinde iken şoföre elindeki şemsiyeyle saldırarak metrobüsün kontrolden çıkarak karşı yola geçmesine, sürüklenmesine ve 3 aracı altına almasına sebep oldu. 15 kişi yaralandı. Allah’tan ölen olmadı.
- Yine Konya’da bayan otobüs şoförüne saldıran ve otobüsün camını kıran kişi, ancak emniyet görevlilerinin müdahalesiyle durdurulabildi.
- Ankara’da 35 yaşındaki otobüs şoförü otobüste 82 yaşındaki yaşlı yolcusunu iteleyerek yaralanmasına sebep oldu.
- Geçtiğimiz bayramda ilimizde trafikte yol verme yüzünden çıkan tartışmada iki genç hayatını kaybetti.
- İstanbul’da okul servisi yapan iki ayrı firmanın elemanlarının öğrenciler ve velilerin gözü önünde silâhlı çatışmaya girip çocukların hayatını tehlikeye attılar.
- Bursa’da öğrenci servis işletmeciliği yapan kişi kendisine yeterince iş vermediği gerekçesiyle kooperatif başkanını öldürdü.
- İsrail’in Ankara Büyükelçiliği’ne elinde silâhla saldıran şahıs, vurularak durduruldu.
- Kütahya’da eski kocası hakkında defalarca önleyici tedbir aldıran kadın, eski kocası tarafından öldürüldü. Koca, karısını öldürdükten sonra intihar etti. Çiftin masum iki kızı annesiz ve babasız kaldı.
- Adana’da iki kişi, üç yıl önce çantasını çaldıkları kadına yakalanınca şikâyetçi olmaması için 3.000 lira verdiler. Parayı ödeyen şahıs, üç yıl sonra arkadaşından ödedikleri paranın yarısını kendisine vermesini istedi. Buna kızan şahıs, 1.500 lira için arkadaşını 5 yaşındaki oğlunun gözleri önünde öldürdü.
Bu yukarda bahsi geçen konular, geçtiğimiz günlerde gazetelerde okuduğumuz, televizyonlarda dinlediğimiz olaylardan sadece bir bölümü. Bu haberler “Bize ne oluyor?” dedirtmiyor mu? Bu olaylar ülkenin ruh halinin, insanlarımıza yansıması sanki. Darbe, terör, kargaşa, işsizlik, geçim sıkıntısı derken insanların moralinin ve asabının ne derece bozuk olduğunu, insanların ne kadar tahammülsüz hale geldiklerini, birbirimize olan hoşgörümüzü nasıl kaybettiğimizi, en küçük tartışmada bile karşıdaki kişiye hiç düşünmeden zarar verebilecek hale geldiğimizi, psikolojimizin bozuk olduğunu gösteren örnekler.
“Bir kez gönül yıktın ise, bu kıldığın namaz değil” diyen Yunus Emre’nin biz torunları ve ülke, son günlerdeki moda deyimle bir an önce fabrika ayarlarına dönüp, normalleşmeli; Yunus Emre’nin, Mevlâna’nın, Atatürk’ün torunları olduğumuz hatırlanmalı, onların hoşgörüsü ve birleştirici ruhu bir an önce benimsenmeli, insanların korkuları ve tedirginlikleri giderilmeli; birbirimizin hatalarını görmezden gelmeyi, birbirimizi sevmeyi, kardeşçe birlikte yaşamayı becermeliyiz…
SON
DAKİKA
