Mehmet SAYAN

EMİN ARIK'IN KİTABI: Bir yudum su, bir dilim mısır ekmeği

Mehmet SAYAN

  • 260

Taşköprülü hemşerim, okul arkadaşım, millî eğitim müdür yardımcılığı görevim sırasında ilköğretim müfettişi olarak mesai arkadaşım Emin Arık, “Bir Yudum Su Bir Dilim Mısır Ekmeği” (1) adlı ilk kitabını yayınladı.

Kendi deyimiyle kitap: “45 yılı aşkın eğitimciliğinin, emekle damıtılmış tanıklığının öykü tadındaki anılarıdır.”

Kitaptaki anıların bir bölümü Emin Arık’ın ailesine ait anılardır. Arık, geçmişte dinlediği bu anıları bize bir hikâye tadında aktarmıştır. Gaga adlı anı- hikâyesinde anlattığı dedesiyle ilgili şu bölümü okuyunca o beyefendi, kültürlü kişi hayalimde canlandı: “Kurtuluş Savaşı’na katılan dede, madalyasını da hep göğsünde taşırdı. Emekliydi. Gezici başöğretmenlik, öğretmenlik yapmış, köy enstitülerinde, eğitmen kurslarında görev almıştı. Arapça, Farsça ve Osmanlıca bilirdi. Namazında, niyazında bir adamdı… Oğlu Hüseyin de öğretmendi. 1940’lı yıllarda Malatya, Erzurum, Sivas’ta öğretmenlik yapmış İstanbul ve Edirne öğretmen okullarında meslek dersleri öğretmenliği yapmış, ilköğretim müfettişi olarak da çalışmıştı. 1949’da genç yaşta sağlığını yitirerek görevinden ayrılmak zorunda kalmış, 1964’te ölmüştü. Oğlunu genç yaşta yitirmenin acısını yüreğinde saklıyordu. Torunlarında biri öğretmen olduğunda, en çok sevinen o olmuştu. Artık, kedisinin ve oğlunun mesleğini sürdürecek bir geleni vardı. Bu torunu da dedesinin sözlerini ve onun gözyaşlarını ömür boyu unutmayacaktı…”

Emin Arık’ın kendisine ait anılarda da o yılların fotoğrafını görmek mümkün. Arık, evlenmiş, eşiyle birlikte atandıkları okula gideceklerdir. “Mıstıka” adlı anı- hikâyede bu göreve gidiş anlatılıyor: “30-40 yıl önce yapılmış, yıkılmak üzere ve tehlikeli raporu verilerek kapatılmış olan, bir köyün ilkokuluna atandılar. Razıydılar. Bir araya verilsin de samanlık olsundu isterse. Çoğu kitapları olmak üzere eşyalarını Deli Engin’in minübüsüne yüklediler, 10 Aralık 1973 günü yola çıktılar. Karda, dört saatlik bir yolculuktan sonra Çay Köyü’ne vardılar. Atandıkları köye ulaşabilmeleri için yaklaşık üç kilometrelik yokuş yukarı bir yolu yürümek gerekiyordu. Çay Köy’de bir dükkâna eşyalarını indirdiler. Mahir, eşyaları, iki atı ile üç günde köye taşıdı. Derslik ve öğretmen konutu bitişik olup, tek çatı altındaydı. Dışarı çıkmadan dersliğe geçilebiliyordu. Her taraf delik deşikti. Odun bol olmasa donmaları içten bile değildi. Alıştılar. Onların işiydi. Yaşamaları gerekiyordu… Köyü ve çevresini tanımaya çalıştılar. 9 yaşlarında bir çocuk onlarla nerede karşılaşsa “Anam örtmen geliyooo!” diye bağırıp kaçıyordu. Araştırdılar. Köyün en fakir ailesinin tek çocuğu olan Mustafa’ydı. Adını doğru söyleyemediği için köylüler ona “Mıstaka” diyorlardı. Önceki öğretmenler, okuyamayacağına karar verdikleri için kaydını yapmamışlardı. Mustafa’nın kaydını yaparak okula intibakını sağlayan Arık, yıllar sonra Mustafa’yla karşılaşır. Bir fabrikada çalışan Mustafa evlenmiş, çoluk çocuğa karışmıştır…

Emin Arık’ı bu güzel eser için kutluyor, yazmaya devam etmesini diliyorum.

(1)   Bir Yudum Su Bir Dilim Mısır Ekmeği/ Emin ARIK

Ürün Yayınları/Konur Sokak 36/13 Kızılay- ANKARA

0312 425 39 20/[email protected]

Yazarla İletişim/[email protected]

Yorumlar 1
Mehmet Fevzi 18 Nisan 2021 01:35

Kendisini tanımaktan dolayı onur duyduğum kişilerin arasındadır. Mücadele azmi, geçmişine sahip çıkması, devamlı geçmişindeki kişilerle iletişim kurmaya çalışması, cebindeki parasını dostluk için feda etmesi gibi dikkat çekici özellikleri vardır. Kitabından yeni haberim oldu. Kısa sürede edinip okuyacağım. Sağlıklı, Mutlu ömürler diliyorum kendisine...

Yazarın Diğer Yazıları