Mehmet SAYAN

EMİN BAYDİL VE NASRULLAH ŞADIRVANI

Mehmet SAYAN

  • 733

Yrd. Doç. Dr. Emin Baydil (1948-2010) Eğitim Enstitüsü ve Eğitim Fakültesi’nde yüzlerce öğretmen yetiştirmiş değerli bir eğitimciydi. Merhum, eğitimciği yanında çok iyi bir şairdi. “Çile, Kan Çiçekleri, Ben Dilenci Değilim, Gün Tutsak Gönül Mahkûm” O’nun şiir kitaplarıydı.

Kastamonu’nun sembol mekânlarından biri Nasrullah Camisi ve Nasrullah Şadırvanı’dır. Ben Kastamonu’nun tanıtımı amacıyla yazdığım Nasrullah Şadırvanı başlıklı hikâyem içinde Nasrullah Şadırvanı şiirimi de kullanmıştım. Emin Baydil de Nasrullah Şadırvanı başlıklı bir şiir yazdı. Yrd. Doç. Dr. M. Sani Adıgüzel, “Şairlerin Gözüyle Kastamonu” adlı Kastamonu şiirleri antolojisinde ikimizin şiirine de yer vermişti.

Emin Baydil’i rahmetle anıyor ve sizlere Baydil’in “Nasrullah Şadırvanı” başlıklı nefis şiirini sunuyorum. Mekânı cennet olsun:


“Ruhumu bir ilahi kapladı bilmem neden,
Anladım ki çağlayan Nasrullah Şadırvanı.
Bülbüllerin güllere “nerdesin” demesi bu,
Beş vakit her yanından mırıldanır ezanı.

Gözlerinden suyunu, inciler döker gibi,
Avuç Avuç kalplere doldurmada Nasrullah.
Dua edercesine rükûda iki büklüm
İçenlerin muradı: Lâ ilahe illâllah...

Engin denizler nasıl alırsa, benden beni,
Başımı döndürür hep baktıkça bu şadırvan.
İçimde derin bir his dalgalanır durur da,
Atar beni meçhule aktıkça şu şadırvan.

Bir musiki âlemi karşısında kendimi,
Bularak kaybetmişim kendimi bir akşamüstü.
Bembeyaz örtüleri içinde gül benizli,
Nice kişi geçerken içime ateş düştü.

Saf saf olup dediler, Kerim’dir, Kerim Allah,
Gördüm ki bu girenler Nasrullah’tan içeri.
Ellerinde başları, başlarında önderi,
Çıkarken olmuşlardı yeminli birer çeri.

Uyandım ki başımda sıra bekler mü’minler,
Bir yandan da ufacık çocuklar su içmekte.
Uyandım ki kararmış ortalık birden,
Anladım ki, namazın vakti gelmiş, geçmekte.

Anladım ki, onlardı sulara karışanlar,
Onlardı kurtuluşun emsalsiz neferleri.
Yükselen başlarıyla gönül duvarlarının,
Ruhları iman yüklü kutsaldı seferleri.

Adım adım cihana yayılan bir efsane,
İstiklâlde Akif’in şerbeti bu şadırvan...
Kağnıların dağları çınlatan yalnızlığı,
Türk’ün tarih sayfası, heybeti bu şadırvan...”


Yazarın Diğer Yazıları