Dün yaşanan Ankara (cemevleri saldırı) provokasyonunu şiddetle kınadığımı öncelikle belirterek...
Yine şahsımın dahil olduğu aşağıda anlatmaya çalışacağım şu hadisenin Ankara vakıasına ışık tutması açısından manidarlığına dikkat çekmek istiyorum.
Dün öğleden sonra akrabalarımdan birinin 2,5 yaşında oğlunun (sünnet, yaş günü, örf ve adetlerimiz üzere yetişmesi) inancından hareketle, hanelerinde Kur'an tilaveti, sohbet ve mütevazi bir ikram davetine davet edilmiştim.
İHL mezunu olmam hasebiyle de dilimin döndüğü kadarıyla bu vazife bana tevdi edilmişti...
Ev sahibi olan akrabamın apartman ve mahalle komşuları da icabet etmişlerdi bu davete... (Sağ olsunlar)
Malum ya... Tilavet öncesi kısa bir tanışma, hâl hatır... sohbeti esnasında hazirundan birisi Erzincan'lı olduğunu ve kendisinin de Kur'an okumayı bildiğinden bahsetmişti...
Derken... programın normal akışına geçtik ve "Sünnet olmak" (adet, gelenek, inanç) konu başlığı olması hasebiyle kısacık bir tarihsel bilgi aktardıktan sonra...
Tilavet-i Kur'an, sure-i celile, salavat-ı şerif, tekbir, ilahi ve dua müktesebatı üzere programımızı icra etmeye çalıştık...
Bu akış içerisinde ben; ön sohbet esnasında (Kur'an bildiğini öğrendiğim Erzincan'lı misafirden kısa bir 'Sure tilavetiyle' katkılarını rica ve istirham ettim.)
Kendileri de; gönül ve nefeslerine sağlık, davetime cevaben "Fatiha" suresini kıraat ederek programımıza dahil ve ortak oldular.
Yukarıda bahsettiğim akış dahilinde dua ve niyaz ile programımızı nihayete erdirdik.
Akabinde... Erzincan'lı kardeşimiz şahsıma tebrik ve takdirlerini, memnuniyetini ifade buyurduktan sonra...
(Orijinal ifadesiyle aktarıyorum) "Başta söylemedim ama hocam; İnacım gereği ben Aleviyim. Gösterdiğiniz nezaket ve beni de bu programa dahil ettiğiniz için teşekkür ediyor, birbirimizden farklı olmamanın huzuruyla Eyvallah..." diyerek haneye veda etti.
Doğrusunu isterseniz... Ben de Ankara hadisesini program sonrası döndüğüm evimde, sosyal medyadan öğrendim.
Sabah kalkıp derinlemesine tefekkür ettiğimde...
Dün Ankara'da yaşandığını öğrendiğim bu karanlık ve meş'um hadisenin vahametinden kurtulabilmenin,
Tesadüfen yaşadığım ve tamamen doğaçlama icra etmeye çalıştığımız; bu türden programlar, davetler, organizasyonlar, örf, adet ve geleneklerimiz çerçevesinde birbirimize gönül ve yüreklerimizi açmakla, birbirimizi tanımakla mümkün olabileceğine inandığım için...
Örnekliği ve tesadüfen birbiriyle örtüşmesi vesilesiyle özel yaşamımdan bu kesiti okuyanlarımla paylaşmak istedim.
Hane sahibine de... galiba bir özür borçluyum!
Zira bu güzel ve samimi programlarını ifşa etmiş oldum.
Ülkemiz ve milletimize yakışanın barış ve kardeşlik, ortak değerlerimize sahiplik ve zenginliğimiz olduğuna olan inancımla...
Selameten ve muhabbeten.
