İnsan bir sevgiye, aşka, güven duyabileceği bir ortama ihtiyaç duyar.
Sevgi ortamından ne kadar uzaklaşırsa o kadar yalnızlığın esiri olur.
Yalnız kalmak ise insanı mutsuz, durgun, neşesiz bir ruh haline sokar.
Mutsuzluk başarısızlığa neden olabilir…
Her ayrılık insanın içinde bir yara açar…
Aşk yarasını içinde taşıyan kişi, kimi zaman çok mutluymuş gibi ağız dolsu gülebiliyor olsa da içindeki sızı aklına düştüğünde tüm mutluluğu sigara dumanı kaybolur.
Eğer severken terk edilmişseniz emin olabilirsiniz o güne kadar tatmadığınız bir acıyla yanacaksınız demektir ve bu acının izlerini ömür boyu içinizde taşıyacak, o yara bir türlü kapanmayacaktır.
Çünkü severken terk edilmek insan yapısında ruhsal çöküntüye neden olur. Bu çöküntü insanı mutsuz eder. Tadı tuzu kalmaz birçok şeyin… Ne kadar unuttum deseniz de kendinizi kandırmayın, unutamazsınız. Yaşananları olduğu gibi kabullenmek insanı rahatlatır ve huzurlu olmasını sağlar. Terk edilmek, her gün milyonlarca insanın yaşadığı bir duygudur. Belki de bir zamanlar sizde, size ilgisi olan birine kıymet vermediniz, ilgisiz davrandınız, görmezden geldiniz. Sizi sevip de sevgisine karşılıksız bulamayanları hiç düşündünüz mü? Sırf onun için kalkıp bir yerlerden bir yerlere gittiniz mi? Elini tuttunuz mu? Yazdığı mesajlara, mektuplara cevap verdiniz mi? Muhtemel kocaman bir hayır, değil mi?
Çünkü hayat karşılıklı ve adil bir döğüş değildir.
Bir tarafın mermisi fazladır, bir tarafın merhameti…
Ve bazen de aşk, tabancan olduğu halde kurşunsuz kalma durumudur, tabancan bir işe yaramaz. Siz ne kadar çok severseniz sevin, aynı derecede sevildiğiniz anlamına gelmez. Terk edilmiş olsanız bile, kendini değersiz, güzel değilmiş gibi hissetmeye neden olmamalı. Başkasına tercih edildim diye düşünerek kendinizi boş yere üzmeyin. Bu nasıl olur, beni nasıl bırakıp başkasına gidebilir, içime sindiremiyorum diye hastalıklı hale gelmenize gerek yok..
O sizden kaçarken siz ona ulaşmak için oyunlar oynamayın…
Bir faydası olmaz…
Kendinizi üzmeyin…
Gözyaşınız ellerinizde kurumasın…
Kadınlar her çağda erkekleri daha çok sevmişlerdir. Olması gerekenden daha fazla değer vermişlerdir. Bu süreç asırlar boyunca devam etmiştir, edecektir de. Algılar değişecek, beklentiler artacak ama aşkın boyutu sürüp gidecektir. Çünkü yaşam sürecinde tek değişmeyen şey aşk olmuştur. Her zaman, bu gün dahi samanlıklar seyran olmaya devam edecektir. Savaşlar, yıkımlar, kandırılmalar, küskünlükler aşkı değiştirmeye gücü yetmemiştir. Kadında erkekte her ayrıldığında teselliyi yine karşı cinste aramıştır. * Diğer yandan kadında olsa, erkekte olsa insanın gönül açlığı hiç bitmez, doymaz, sürekli açlık devam eder.
Aşk, bir açlık durumudur.
Aşk bir beklentidir.
Kimi zaman birçok şeyde olduğu gibi aşk hayatımızda da beklentilerimiz gerçek olmayabilir.
Kaynak: Aşk Yazarı Mustafa Çifci-www.mustafacifci.com
Sitemizde, daha yüksek bir kullanıcı deneyimi sunmak ve deneyimlerinizi kişiselleştirmek amacıyla, Gizlilik Politikası, Çerez Politikası ve KVKK Aydınlatma Metni sayfalarında belirtilen maddelerle sınırlı olmak üzere ve ilgili yasal düzenlemeler çerçevesinde çerezler kullanıyoruz.
.jpg)
.jpg)
