Evet- Hayır diyenlere laf yakıştırıp
Toplumu ikiye bölmenin kime faydası olacak?
Evet’cilerde bu ülkenin çocuğudur.
Hayır’cılarda…
Böyle bir ayrıma gidildikçe
Ortamı gerginleştirir
Yakın akrabaları bile birbirine düşürürsünüz.
Derneklere, halkın buluştuğu her alana
Bu kadar yoğun siyaseti sokmayın!
Hiç gerek yok…
Seçim dönemlerinde bu kadar siyasetçiye yakın olmak,
Hele ki fotoğraf çektirmek için yarışa girmek
Anlamsız ve gereksiz.
“Halk asıl” onlarsa vekildir.
Bırakın siz değil, onlar sizin peşinizden koşsunlar
Hiçbir dernek ya da sivil örgütler
Ve devlet daireleri
İktidarın değildir.
Halkındır.
İktidar sadece seçime kadar yetki almış siyasi örgüttür.
Devlet, her siyasi örgütlenmenin üstündedir.
Sımsıkı sarılmanız gerekenler asla siyasetçiler değildir.
Sımsıkı sarılmanız gereken;
Eğitimdir, bilimdir, üretimdir, bilgidir.
Sanattır, sanatçılardır.
Yazardır, şairdir.
Sanatçı demişken;
Toplumda sanatçı dediğimiz insanlarınsa,
Açık açık evet’ci ya da hayırcı olmaları,
Asla doğru değildir.
Bir defa sanatçı yüreği
Yenilikçi ve değişimden yanadır.
Özgürlükleri kısıtlayıcı bir etkinliğin yanında yer alması
Ya da günün siyasi iradenin sözcülüğünü yapması,
Sanatçı kimliğini taşıyamadığını gösterir.
Çünkü sanat, günün ya da belli bir sürenin değil,
Süresiz zamanların aydınlığıdır.
Her şey düşünebilmek ve algılayabilmekten geçer
İnsanların düşüncelerini değiştirmeleri çok zordur ama
Bu çağda, bu zamanda artık bazı şeyler boşuna tartışılıyor
Hiç gerek yok,
Alın dünya haritasını kendi gözünüzle görün
Haritanın hangi tarafı daha mutlu, daha özgür, daha özgür
Hangi tarafın gözyaşı ve şiddet daha fazla
Hangi tarafın çocukları ve kadınları daha mutlu
Neyi tartışıyoruz?
Görünen köy binlerce yıl karşımızda insanlık hala kılavuz arayışında
Görünen köy, ilimden, bilimden geçen sosyal refah yaşamdır
Kadınların giyiminden, başörtüsünden değil,
Üretim, bolluk ve pazarlamadan geçer.
Ayrımcılık toplumu küçük gruplara böler,
Gruplar da bütünün geleceği için değil kendi görüşüne hizmet etmeye başlar,
İzmir Marşı ’da bizim Çanakkale Türküsü de bizim
Atatürk de biziz, Osmanlı’da Selçuklu ’da
İşte bu bağdan kopup,
Atatürk Aydınlığından uzaklaştıkça
Kısır döngüler hiç bitmez..
Her zaman savunduğum bilgidir, bilgi her şey demektir.
Bilgi olmadan hiçbir şeyi tam olarak anlamak mümkün değil.
Bilginiz olmadan hiçbir şeyin doğrusunu göremezsiniz.
Örnek mi dediniz;
Avrupa’nın türban yasasını eleştirir
Arabistan’ın tam tersi uygulamasını göremezsiniz.
Sonra kalkar insan haklarından söz edersiniz...
Bir yanda bir grubun siyasi çadırlarını her yerde görürken,
Karşı grubun çadırının neden olmadığı aklınıza bile gelmez…