Sami TAŞCI

YA BİZDENSİN YA DA KAFİRSİN ÇUKURU

Sami TAŞCI

  • 198

Böl, parçala, kutuplaştır ve her olanakta bir düşman yarat. Strateji bu...

Bu ayrıştırma-kutuplaştırma aldatmacasını yapabilmek için kullanılacak temel ögeler belli. Duygular, inançlar ve ölüm.

Amaç kutsallaştırılmış, yani dokunulmaz ve akıl dışı kılınmış ögeleri kullanarak insanları reflekslere sürüklemek. Toplumu reflekslere, yani düşünülmeden yapılan, akıl süzgecinden geçirilmemiş davranışlara itmek.

Duyguları kabartmanın en sağlam yollarından biri ise, ölüm. Gençleri ölüme göndermek ve bu ölümlerden, hem de her birinden, kin ve nefret üretmek. Bu yolla çocuklarını yitirenleri, onların yakınlarını ve toplumu düşmanlık beslemeye yöneltmek.

Her olanakta bir “şehit cenazesi” düzenlenmesi ve bu cenazelere en üst düzeyden, tercihen bir bakan, milletvekili veya valinin katılımının sağlanması bundan.

Amaç, çocuk ve gençleri iktidarın neferlerine dönüştürmek. Çocuk ve gençleri ana babalarına değil, iktidara bağlı kılmanın yolu da elbette ki, dinci propaganda.

Kullanılan yöntem, IŞİD tarafından yürütülen propaganda çalışmalarına çok benziyor. IŞİD propaganda makinesi çok uzaklarda yaşayan gençleri kendi etki alanına çekebilmek için dünyayı siyah-beyaz gösteren bir senaryo sunuyor. Bir yanda kutsal bir varlık ve onun için verilen kutsal bir savaş var. Diğer yanda ise kafirler ve kafirlerin kurduğu bir düzen. Kafirlerin farklı dilleri, farklı kültürleri var. Kurdukları düzenler farklı adlar taşıyor. Ama bu ayrımların hiçbir önemi yok. Kafirlerin hepsi bir.

IŞİD propagandasında gri alan bırakılmaz. Yani, dünya ikiye ayrılır: Dünya, müminler ve kafirlerden oluşmaktadır. Dünyanın mümin ve kafirlerden oluştuğuna inandırılan bir genç, kendi ailesini de sınıflamaya zorlanır. AİLESİNİ DE KAFİRLERDEN SAYAN BİR GENCİN EVDEN KOPMASINI SAGLAMAK OLDUKCA KOLAYDIR.

Bu propagandanın bir benzeri Türkiye’de okullarda yürütülüyor. Çocuklar, dünyayı “ak-kara” olarak ikiye ayırmaya ve ana babalarının mümin olup olmadığını düşünmeye yönlendiriliyor.

Bunun ardından da, itaat geliyor. Gerçek bir mümin gibi kafirlere karşı duran büyüklere itaat. Sorgusuz, kuşkusuz boyun eğme ve söz dinleme.

Çocukların düşünülmeden yapılan, akıl süzgecinden geçirilmemiş davranışlara ve boyun eğmeye koşullanması korkunç ama istenen tam da bu.

TÜRKİYE, ‘’YA BİZDENSİN, YA DA HAİNSİN’’, YA BİZDENSİN YA DA KAFİRSİN ! ‘bataklığına her geçen gün biraz daha batıyor.

Çocukları ana babalarına ve kardeşlerine bile yabancı, hatta düşman yapmak isteyen bir zihniyetin ufku ancak IŞİD bayrağı kadar kara olabilir.

Yazarın Diğer Yazıları