Selahattin DEMİREL

Atatürk'ün İnebolu ve Devrekâni Gezisi

Selahattin DEMİREL

  • 1158

Anons memuru, ilçe belediyesinin hoparlöründen duyurduğu sesiyle Atatürk’ün Devrekâni’ye gelişinin 93. Yıldönümü’nden bahsediyordu. Bozkocatepe Köyü Kurukavak Mahallesi’ndeki Müftüoğlu (Mühto) Çiftliği’nde bu vesileyle bir etkinlik tertip edilecekti.

Gitmeye niyetlendim ve bir gün sonrasında saat 10:30’da ilçe meydanından kaldırılan belediye otobüsünde yerimi aldım. Yer bulmakta zorluk çekmedim, zira otobüs hareket ederken şoför dâhil 22 kişi anca vardık!

Bu tarihî olaydan haberdar olmama rağmen fırsat bulup da bu mekânı ziyaret edememiştim. Köye 15-20 dakika sonra vardığımızda mütevazı çiftlik evinin önündeki düzlükte kurulmuş tören alanını gördüm. Evin girişinde “Çamlıca Çiftliği” yazıyordu.

Protokol, ayakta sıralanmış, gelecek olan Vali Yardımcısı’nı bekliyordu. Etrafta basın yoktu, protokole çalışan birkaç görevlinin akıllı telefonlarıyla görüntü aldıklarını görebildim sadece.

Nihayet beklenen protokol büyüğü geldi ve sıradan tokalaşma başladı. Şiir okuyacak 2 kız öğrenciyeyse hem şiirlerini okuyana kadar hem de tören bitene kadar ayakta bekleme görevi verilmişti, onlara birer sandalye bile çok görülmüştü!

Hem sunum hem de idari büyüklerin konuşmaları kâğıttan ve oldukça duygusuzdu. Neyse ki bu kâğıttan ve yavan konuşmaların içinde Kurtuluş Savaşı’ndan, Şerife Bacı’dan, Halime Çavuş’tan bahsedildiği de oldu.

Sunum, kâğıttan konuşmalar ve öğrencilere verilen ayakta bekleme cezası ve şiir okuma etkinliği bittiğinde çiftlik evi gezilecekti. Tabii önce halk değil, protokol büyükleri gezdiler evi, galoşlar giyildi ve onlar çıktıktan sonra belediyenin düğün böreği ve lokma tatlısı namıdiğer cırık ikramına geçtiler, o sırada halk evi ziyaret ediyordu. Organizasyona diyecek yoktu doğrusu!

Çiftlik evinin çevresini yabani otlar sarmış, mütevazı havuzu ise renginin koyuluğunu tespit edemediğim bir kir bürümüştü. Evin sorumlusu hanıma bu bakımsızlığı sordum, burada kimsenin durmadığını söyledi. Daday çevresindeki işletmeleri örnek vererek mesala yandaki alanda bir at parkuru yapılarak turizm açısından bu mekânın kullanılabilme ihtimalinden bahsettim, daha önce turizm girişiminin başarısız olduğunu söyledi.

Bugün Kastamonu’da rastgele gidip ziyaret edebileceğiniz bir köy evinden daha mütevazı bir görüntü veriyordu bu tarihî yapı.

Mühto olarak bilinen Müftüoğlu Mehmet Fuat Bey, İstiklâl Savaşı yıllarında Devrekâni Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti Başkanlığı görevinde bulunmuştu.

Hem ilçe hem de Kastamonu halkı bu etkinliğe ilgisizdi. Etkinliği ilk kim başlattı, bilgi sahibi değilim ancak böylesi bir ortam ve konu daha iyi bir organizasyonu hak ediyor.

Etkinlikte anarşistliğim beni bırakmadı. Makam arabalarının çokluğuna kafayı takmıştım. Sayabildiğim kadarıyla 8 tane kadardılar. Ülkemizde iktidarın kabul etmediği bir kriz vardı ve değerli büyüklerimizce tasarrufun önemine hafif de olsa değiniliyordu. Halk otobüsünün yarısı boştu, yahu tüm protokol de halk otobüsüyle gelemez miydi? Yazık, günah değil mi bu ülkenin yakıtına? Haksız mıyım a dostlar?

Cabası düğün börekleri ve cırık tatlılarının daha çok protokol için hazırlandığı görüntüsü hiç de hoş değildi. Protokolden yer bulabilen birkaç yaşlı amca dışında masada halktan kimse yoktu.

Etkinliğin bitimine yarım saat kala makam araçlarının çalıştırılıp klimalarının da hırıldatılmasıyla konforlu araçları protokol üyelerine hazır hâle getiriliyordu. Makam arabası şoförlüğü de zor zanaattı doğrusu!

Bu görüntü, benim güzel ülkemin güzel şehrinin güzel ilçesinden tanıklık ettiğim bir görüntü sadece. Ya göremediklerimiz?

“Kendi Kesemizden de Halkın Kesesinden de İsraf Etmemenin Önemi” diye bir başka etkinlik daha düzenlenip aynı görüntülerin yaşanmasından korkarım, aman ki aman!

Şapka İnkılâbı

Mustafa Kemal Paşa 1925 yılı Ağustos’unda İnebolu’ya gelerek halka bir konuşma yapmış ve burada şapkadan bahsetmişti. Kılık kıyafet değişikliğinin habercisiydi bu gelişme. Devrekâni ilçesine 28 Ağustos’taki uğrama vesilesi aslında bu İnebolu seyahatiydi.

Şehrimizde şapkaya muhalefet edenler yok muydu? Sılasını terk ederek alıp başını önce Hatay’a oradan da Suriye’ye gidenleri çok sonraları öğrenmedik mi?

Şapka üzerine devletin bir çalışma yapması belki de halkı sarık ve festen uzak tutma gayretiydi.

Erzurum’da Şalcı Bacı’nın idamını, İskilipli Atıf Hoca’nın kanundan çok önce yayınlanan Frenk Mukallitliği ve Şapka eserini ve akıbetini bilmiyor muyduk? Çevre şehirlerde olduğu gibi Rize’de de halkın Şapka Kanunu’na gösterdikleri tepki yürüyüşüne ateşle karşılık veren jandarmanın kurşunuyla ölen Rizelileri, daha sonra Hamidiye Kruvazörü’nün Rize’yi topa tutmasını ve Rizelilerin, “Atma Hamidiye atma, din kardeşiyiz / Ula şapka da giyeceğuz, vergi de vereceğuz” türküsünü yaktıklarını duymadık mı sanıyorsunuz?

Amacım tarihî bir yazı ve tespit yapmak değil dostlar, bir ziyaret ve bana düşündürdüklerini sizlerle de paylaşmaktı. Bu arada güneşli havalarda şapka giymek güzel bir tedbirdir ama keşke bunlar da yaşanmasaydı!

Devrekâni’nin Şapkasını Kim Çaldı?

Türkçemizde kullanılan bir düzeltme işareti vardır, buna şapka denir, işareti de “^” şeklindedir. Babanın kardeşi “hala” ile henüz-şimdiye kadar anlamlarındaki “hâlâ”yı ayırt etmek için kullanılması meşhurdur da kullananları sayılıdır. İşte bu şapka işareti Devrekâni tabelasından kaldırıldı ama ne zaman? Birkaç sene rahat oluyor. Peki, bu şapkayı niye kaldırdılar?

“Dörkeni” deyip meseleyi çözenler için sıkıntı yok, kış yaklaşıyor, nerede bu güzel ilçemin şapkası? İlçenin şapkalı yazılan ismi, tabelada da şapkalı değil miydi, ben mi yanlış hatırlıyorum? Gezi, şapka inkılabı derken Devrekâni’nin eski tabelada olduğunu hatırladığım şapkasına kadar vardırdık işi. İyisi mi kitaplara bırakmalı sözü…

Kitaplarda Okuduklarım:

Hayat herhalde bir katakulli değildi. Ama neydi? Bu hayatın bir manası olmak icap ederdi. İnsan dünyaya sadece yemek, içmek, koynuna birini alıp yatmak için gelmiş olamazdı! Daha büyük ve insanca bir sebep lazımdı.

(Sabahattin Ali, İçimizdeki Şeytan, Yapı Kredi Yayınları)

Yorumlar 1
makber 03 Ekim 2018 03:51

yerinde tespitler ve irdeliyici tarih bilgisi akıcı bir anlatımla sunulunca bașarılı bir yszı ortsya çıkmıș.. kaleminize sağlık.

Yazarın Diğer Yazıları