6 aydır Kastamonu Kadın Sığınmaevi'nde kalan 36 yaşındaki Naime Hanım, kocası tarafından öldürüldü! Üstelik bu cinayet, Naime Hanım’ın, ailesiyle görüşmek için gittiği Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü’nden çıkarken işlendi. Ölen kadının uzun yıllardır kocasından şiddet gördüğünü ve bu kocaya evden uzaklaştırma cezası verildiğini haberlerden öğreniyoruz.
TV’lerden, gazete ve internet haberlerinden bizlere böyle olaylar yansıdıkça onları sanki uzak bir ülkeye ait olaylarmış gibi görüyoruz. Ancak ne zaman ki yakınımızda da böyle olayların yaşandığını fark ediyoruz işte o zaman kadın-erkek ilişkileri, evlilik, aile içi iletişim gibi konular aklımıza geliyor. Gelir de kimin aklına gelir ve ne kadar zaman durur ki? Gelse de çoğunluk yine “adam sen de” demeye devam eder!
Hepimiz şöyle bir çevremize, hem de en yakınlarımızdan başlayarak, bakalım. Küfürlü konuşmayan ve bu küfürleri de genelde kadınlar üzerinden etmeyen erkeklerin sayısı ne kadar ve böylelerine küfürbaz erkeklerin tepkisi nasıl? Ne alâka demeyin lütfen! "… koduğum" küfrünü diline dolamayan şehirli-köylü kaç erkek tanırsınız, erkekliğini, bedenine sahip olduğunu sandığı kadınlarla ispat etmeye çalışan kaç şerefsiz bilirsiniz mesela?
Hanımlar! Siz, çocuklarınızı niye hep babayla korkutursunuz da anneleri, babalar karşısında güçsüz gösterirsiniz?
Neşet Baba, türküsünde, “canana doyulur mu? Cananına kıyanlar hakkın kulu sayılır mı?” diye boşuna mı söylüyor? Yiğit olan kaç erkek bu sözlere dikkat ediyor?
Hem kadınlar hem de çocuklar için daha güzel bir ülkeyi ve dünyayı dürüst beyler ve hanımlarla yapabilmek umuduyla...
