Selahattin DEMİREL

Efsane Geri Döndü!

Selahattin DEMİREL

  • 922

Durun, heyecanlanmayın hemen! Bir şey olduğu yok, etrafı telaşa vermeyin. Mesele açıklık kazanacak şimdi. Okuyuverin hele:

— Efsane! Nerdesin oğlum sen, bunca vakittir?

— Sorma usta, geçim derdi bırakmadı. İnan ki her şey bir somun sıcak ekmek için.

— Delinin zoruna bak! Yahu sen tilivizyon izlemiyor musun? Bas bas bağırıyorlar: “Ekmek zararlı, yemeyin!” diye.

— Ben tilivizyon milivizyon izlemem usta. Bende tilivizyon yok hem. İnan böylesi daha iyi. Hem dur da biraz dinle beni:

Bak şu kalabalıklara, düşmanca gruplaşmalara, şu velveleye bir bak hele. İnan herkes çıldırmış usta. İnan acınacak hâldeler de durumu bozuntuya vermemek için bu sahte pozları kesiyorlar. Bu bağrış, bu çağırış, bu azgın ticaret, bu kızgın sözler, bu asık suratlar, bu keşmekeş, bu onca kirliliğin üzerinde halı yıkamaya çalışmalar ondan olsa gerek.

— Hımmm…

— Dur usta, sözümü kesme! Onca dolu ve onca duyguluyum ki edep filan arama bende gayrı. İşte ben de bu çılgın kalabalıklar içinde temiz bir liman, belki bir sahil, belki dedikodusuz bir kasaba aradım. İnan tek telaşım buydu. Azıcık aşım, ağrısız başım. Umurumda değildi filan marka otomobilin yeni kasasının bilmem kaç liradan başlayan “cazip” fiyatı ya da çekirdek aile bile olamayan insanlara pompalanan 300 metrekare evlerin kredili ödemeye uygun olup olmadığı! Tek derdim kirlenmeden, yılmadan ve karakterimden taviz vermeden yaşamaktı. Bu kadar ilgisizliklerine rağmen de insanları dert edinmekten vazgeçmedim bunca vakit.

— Bu çılgın kabalığa, bu keşmekeşe, iyileri ve iyilikleri yutan bu vıcık vıcık bataklığa, bu kirliliğe rağmen mi?

— Dur, usta, kesme şimdi beni! Kuzey, güney, doğu, batı ve bunların çevresindeki ara yönler de olmak üzere döneledim durdum. Yeri geldi hiç durmadan döneledim lakin hayalimi gerçekleştiremedim…

— Hayal mi kaldı hay deli oğlum. Sen ne biçim bir adam oldun çıktın? Beri bak, çabuk bir işbaşı tut, boşuna dememiş milli şairimiz Âkif:

“Kim kazanmazsa bu dünyada bir ekmek parası

Dostunun yüz karası, düşmanının maskarası.”

Ya! Aman ki aman… Zaten yaşın da geçmekte ki kocamaya da başlarsan benim gibi, evlere şenlik…

— Ay ustam! Çalışıyorum ya, görmüyor musun?

— Ne çalışması ulan, maytap mı geçiyon benle?

— Dinle: Epeydir yazıdan kaçtım, yeri geldi kalabalıkların hâline üzüldüm, çok dil döktüm, sanki kendim çok düzgünmüşüm gibi bir de nasihate giriştim lakin olacak gibi değildi. Yine elime kalemi alıp kâğıda dökmeli sonra da iyi, kötü her insana ulaştırabilmeliyim dedim, işte şimdi buna çalışıyorum, yazıyorum fark etmedin mi? Hem sen de bu yazının içindesin…

— Etme be! Sen şimdi… Şu işe bak… Gidinin Efsane’si… Hani ya bitti mi şimdi yazı çalışman?

— Geri döndükten sonraki ilk çalışmam bu oldu, işte bitmek üzere. Sen de bana yardım ettin, fena mı oldu? Teşekkür ederim usta…

— Ulan Efsane Bey oğlum! “İlk yazıyı bedavaya getirdim” desene sen şuna. Hay gidi seni…

— Bak, buraya kadar bunalmadan okuyanlar da bizi dinlemiş oldular.

— Oğlum Efsane! Bu yazıcılık işi fenadır. Hele ki bizim gibi “ben aslında öyle demek istememiştim, yanlış anlaşıldım” diyenlerin bol olduğu bir ülkede! Pervaneler ışığa koşar misali etrafı toz duman görüp kendini de yakmayasın! Kelâmına, yazına-çizine dikkat et, etraf karışık vallah sen de gümbürtüye gidersin! Sonra seni ben de kurtaraman! Olanlar olur, feleğini şaşırırısın da başlarsın “Gastamonuyu diyneyyon gözlerim gapalu” demeye… Sen şimdi geri döndün ha Efsane? İyi o vakit, hem bu Gastamonu şehrine hem de bu vatana dair hayırlı, iyi, güzel, dürüst şeyleri yaz da yalana yanlışa sapma! Bir de bu çılgın kalabalıklara da iyi şeyleri iyilikle, güzellikle yaz, söyle emi benim aslanım? Bak, Aşık Veysel ne demiş:

“Veysel sapma sağa sola
Sen Allah'tan birlik dile
İkilikten gelir bela
Dava insanlık davası”

Ulan köftehor! Şimdi benim kafa şarj etti, beninen sohbet ede ede yazıyı bitirüvedin ha! Okuyanlar kızmamuştu inşallah. Fazla uzun tutmadığın da iyi oldu. Bu okuyucu milleti biraz uzun yazı görüverince vallahi bunalayazar da gaçuverü anında.

— Sürçülisan ettiysek affola ustacım!

— Şaka hay oğlum şaka! Beri bak hoş geldin, ne iyi ettin de geldin, iyi ki yazdın. İşin dürüst, uğraşın bereketli ola…

Yazarın Diğer Yazıları