Selahattin DEMİREL

Mezarlıkta Çiftetelli Keyfi!

Selahattin DEMİREL

  • 719

Zonguldak Ereğli’de mezarlıkta çiftetelli oynayan belediye mezarlıklar müdürlüğü çalışanı bir ablamız, değişimine yetişemediğimiz şu gündem içinde unutulup gitti. Çiftetelli konusunda çok da başarılı sayılamayacak bir denemelerinin 23 saniyelik video kaydını izlediğimden oyunlarına puan veremeyeceğim. Hoş, onlar da düşük bir puanlama karşısında “ee mezarlıkta bu kadar oluyor” diye kendilerini savunabilirler, haklılar da. Çiftetellinin bir düğünde oynanması haber değeri taşımazken mekânın bir mezarlık olması onun haberleşmesine neden oldu.

Gelin şimdi, biz öyle kibirli yargılamalara mahal vermeden biraz düşünelim: Toplum Yararına Çalışma Programı(TYÇP) kapsamında belediye mezarlıklar müdürlüğünde 6 aylık süreyle görevlendirilen bu kadını çiftetelliye, diğer kadını da bunu kaydedip yayınlamaya götüren sebepler nelerdi?

Sıkıcı bir hayata, sıkıcılığı gittikçe artan insan ilişkilerine karşı nanik yapabilmeyi ve nanik yapabilen insanları önemserim. Büyük bir heyecan ve istekle başlanılan bir iş de aynı motor hareketler sebebiyle sıkıcı olabiliyor ve bu sıkıcılığı kabul edip asık suratlı işin asık suratlı çalışanları olarak devam edenler de bu gayretlerinin karşılığında kıdem alıp emekliliğe doğru ilerliyor. “Yok arkadaş! Bu işe biraz renk katmak lazım, olmuyor böyle, haydi hareket, o zaman dans” diyenlerin çıkışlarıysa sakıncalı bulunup ayıplanıyor. Yoğun iş temposu da yapılan işten bağımsız bir görevli olmaya neden olabiliyor. Ereğli’deki geçici işçi ablalar nasıl bir yoğunluk içindeydiler de çiftetelliyle onu biraz daha renklendirmeye çalıştılar? Bilemedim! İnanmak istiyorum ki onlar, ölümü bize işaret eden mezarlıkta mezarları bulunan insanlara bir saygısızlık ya da onlarla dalga geçme gayretiyle bunu yapmadılar. İşlerine olan yabancılaşmalarını belki de böyle yansıttılar. "Nasıl olsa bir gün biz de buraya geleceğiz, oynamaya fırsat varken oynayalım" diye gittikçe çığırından çıkan bir dünyada yaşamakla dalga geçmek istediler belki de. Olansa hem onlara hem de onları “olur mu ama böyle terbiyesizlik?” ya da “çivisi çıkmış bu dünyanın” diye ayıplayıp bunu dert edinen yurdum insanına oldu. 

Peki, cenaze evlerini ya da musalla taşı çevresini gözlemleyenleriniz oldu mu hiç? Örneğin, geçende bir cenaze namazında namaza durmaya 1-2 dakika kala yanındakiyle otomobiline aldığı yedek parçayı ve fiyatını konuşabiliyordu yurdum insanı. “Ölenle ölünmez” diyorlar böyle durumlar için. Bir gün bizi de öğütecek ölüm değirmeni. Ardımızdan birileri hüzünlenecek “ne iyi insandı” diyebilecek veya “çok kötüydü, yakınları da, bu âlem de ondan kurtuldu” diyenlere de rastlanacak.

Bizim Kastamonu’da da cenazeler ölüm gelen ev için ayrı bir telaşa neden olur. Çünkü cenaze evine komşuların ve akrabaların getirmesi gereken yemeği kendileri yaparlar acı sahibi insanlar. Gelenlerin karnını doyurma sorumluluğu yetmez gibi bir de mezarlıkta kek, meyve suyu ya da cıbır simit ikram edilir. Korkarım, yakında cenaze evlerinde “CENAZEMİZE HOŞ GELDİNİZ” yazan bir bez afişle karşılaşacağız! İnsanlar, ölüm acısının yanında bir de gelenleri ağırlama kaygısına düşüyorlar. Hâlbuki cenazeye gelenler naaşın defninden sonra hep beraber çiftetelliye kalksalar daha az zarar verirlerdi yakınlarını kaybetmiş acılı insanlara.

Çiftetellici ablaların biri oynadı biri de bu oyunu kaydedip internette yayınladı. Sonunda işten çıkarıldılar. Damadının ticareti için mekân basan teknik direktöre istifa etmelisin diyenlerse bu teknik direktör tarafından kibirli bir şekilde azarlanıp hakarete uğradı. Balık baştan kokmuş bir kez, geri yanını sorgulayınca mezarlıkta çiftetelli oynamaya çevirirsiniz işi… Haydi buyurun oyuna…

Yazarın Diğer Yazıları