Selma ÖNALAN

ALLAH'A İFTİRA ATMAYIN

Selma ÖNALAN

  • 414

Şöhret ayn-ı riyadır ve kalbi öldüren zehirli bir baldır. (1)

Büyük zâtlar bu hakikati bildiklerinden şöhretten hep kaçmışlardır . Çünkü insan elde edilen şöhreti korumak ve insanlara hoş görünmek için taviz verecektir .Hele din gibi hassas bir alanda bu durumun sonuçları çok daha vahim olacaktır.

Bu aralar kadınların dövülmesi ile ilgili ünlü bir hocanın vaizinden bir kesitin yer aldığı bir video "deşarj olmak için kadınları dövün " başlığıyla veriliyor.

İlgili ayet Nisa 34 . Ayet-i Kerime'de "serkeşliğinden şüphe ederseniz" deniliyor. Serkeşlik ise baş kaldırmak, itaat etmemek gibi anlamlara geliyor. Ayrıca ayette ilk olarak öğüt verin ve yataklarında yalnız bırakın denilerek son çare olarak hafifçe vurulması tavsiye ediliyor. Yine Ayetin devamında "eğer size itaat ederlerse artık onların aleyhine başka bir yol aramayın". Hal böyleyken  ayet bu kadar açıkken hocanın, "işkence yapmak için değil de deşarz olmak için vurdurtuyor Allah. Dövün, rahatlayın diye müsaade etmesi ..."  şeklinde yorum  yapması çok talihsiz bir açıklama ... Hem kendi adına hem din adına ..
Bu resmen Alah' ın dini hakkında atıp tutmaktır.

Kim Allah'a karşı yalan uydurandan daha zalimdir ? HUD 18

Zaten dinde bir açık (!) yakalayım da İslâmı aciz düşüreyim diye can atan bir güruh varken bu şekilde yanlış yorumlar dine zarar veriyor.

Peygamberimiz Hz Muhammed Sallallahu Aleyhi ve Sellem' in hayatına bakdığımızda da bu ruhsatı hiç kullanmadığı ; ne hizmetlilerini ve ne de eşlerini asla dövmediği rivayet edilir.

Kâsım b. Muhammed`in nakline göre: "Rasûlüllah kadınları dövmeyi yasakladı. Bunun üzerine dediler ki, "Ey Allah`ın Rasûlü, kadınlar işi azıttılar." O da: "Öyleyse dövün ama; kötü olanlarınızdan başkası da dövmez." buyurdular .


Görüldüğü üzere Peygamberimizin Aleyhisselatü Vesselam sünneti ve tavsiyeleri ile ayeti en güzel şekilde tefsir etmiştir.

Bu tarz sorunların yaşanmasının bir nedeni hakikatleri tık tık çekinmeden söyleyen değil de maalesef ağzı iyi laf yapan hocaların TV , sosyal medya vb. gibi yollarla şöhret bulması ve bu hocaların sunduğu ya da konuk olduğu programlar.

Bu programlarda dinin özellikle  amelî kısmına dair çok ve detay ve bazen hocanın bilgisini aşan soruların sorulması ünlü hocaların , canlı yayınlarda çoğu zaman hazırlıksız yakalanmasına ve böyle talihsiz açıklamalar yapmalarına neden oluyor.

Efendimiz Aleyhisselatü Vesselam geçmişte çok soru sormaları nedeniyle helak olan toplumların varlığından bahsederek Ümmetini bu konuda uyarmıştır.

Biraz ayet hadis okumakla , ilmihal karıştırmakla cevabını bulabileceğimiz soruları TV programlarında dile getirmek kolaya kaçmaktan bir şey değil . Halkın bir kısmı bu tarz programları saatlerce izlemekte bir mazur görmüyor , hatta belki sevap kazanacağını zannediyor.

Ancak bazen saatlerce süren bu yayınları izlemenin vakit israfına neden olabileceği çoğu zaman akıllara gelmiyor .
Her kesimden insanların izleyebileceği göz önünde bulundurularak güya dini sevdirmek niyetiyle dine aykırı yumuşatmalar , ılımlaştırmalar , bazen sevimli görünmeye çalışmalar olabiliyor.

Sonuç : Alan memnun satan memnun . Olan sadece yüce İslâmın imajına oluyor.

Eskiden, sadece cehennemi , cezaları, yasakları öne çıkaran "dinden soğutan" hocalar çoğunluktaymış . Şimdilerde ise bu yanlıştan dönme çabalarının bir sonucu olarak dinin neredeyse , "kalbin temiz olsa yeter" boyutuna getirilmesi tehlikesi var.
İkisi de çözüm değil.
Biri ifrat biri tefrit.
İdeal olan orta yol ise Kur'an ve sünnete uygun açıklamaları büyük zâtların sohbetlerinden iktibasla ; dini hakikatleri -hâşa - eğip , bükmeden , kimseye yaranmaya çalışmadan dosdoğru bir şekilde aktarmaktır.

Bahsedilen konuyla ilgili bir başka tehlike de Vehhabilik, Mutezile gibi batıl mezhep itikatlarının ve "sadece Kur'an yeter"  fitnesinin sapkın görüşlerinin bu yolla verilmeye çalışılmasıdır . Mesela cennete herkesin Allah'ı göremeyeceği , ölülere Kur'an okunamayacağı , mucizeleri inkar bu çabanın ürünü hezeyanlardır .
O yüzden yediğimize içtiğimize dikkat ettiğimiz kadar izlediğimize , okuduklarımıza ve takip ettiklerimize de dikkat etmeliyiz.

Kuran ve sünneti ayırmaya çalışan , bunlardan birini kâfi gören tavsiye edicilere rastladığımızda ise ardımıza bakmadan kaçmak en sağlıklı yol gibi görünüyor . Çünkü bunları merak veya eleştiri niyetiyle dahi dinlemek , izlemek ; kalbimize , aklımıza şüphe tohumlarının atılmasına neden olabilir.

Allah CC, şöhretten içtinab edip, ciddi, ihlaslı bir şekilde hizmet etmeye çalışan ve ilmiyle amel eden din gönüllülerini - görevlilerini çoğaltsın inşallah.

(1) Risale-i Nur

Yorumlar 1
Ümit Çiftci 05 Mart 2018 21:55

Çok Güzel İfade Etmişsin Emeğine Sağlık

Yazarın Diğer Yazıları