İsmini zikretmek istemediğim bir gazeteci bugünkü yazısında... diye başlayacaktım söze ancak ismini verelim ki adres belli olsun , belki kendisine ulaşsın ? Yazının ismi " Bizim Diyanetten Erkeklere Müjde" yazar Emin Çölaşan .
Yazıda Diyanetten bir yetkilinin internet sayfasında ' boşanma ' ile ilgili bir soruya İslâmiyet uygun verdiği fetva alay ve eleştiri konusu yapılıyor .
Erkeğin hanımına belli şartlarda belli zamanlarda " boş ol " ya da " boşsun" demesi ile dini anlamda boşanmanın gerçekleşeceği gerçeği yerden yere vuruluyor.
Şimdi yazının sahibine hatırlatalım :
Birincisi : Diyanet dine göre fetva verir , Adliye olmadığı için hükümleri Medeni Kanuna göre değil Allah'ın kitabı ve Sünnete göredir .
İkincisi : Allah'ın kanunun adı şeriattır . İsmini telaffuz ederken bile sayenizde çekindiğimiz Şeriat ; sebebi saadet ve adalet - i mahzdır yani adaletin ta kendisidir .(*)
Üçüncüsü : Yazının sonunda , efendim " 21. yy da böyle şeyler olur muymuş , bu bir ilkellikmiş " zırvaları yer alıyor . ( kendisi de bu fetvaya ZIRVA FETVA demiştir )
Bizde cevaben deriz ki ; O alay ettiğiniz , kabul etmediginiz " boş ol " hükmü Kur'an' da geçer , hüküm Allah'ındır dolayısıyla her asırda geçerlidir. Siz ister kabul edin ister reddedin asır 21 de olsa 32 de olsa değişen bir şey olmayacaktır . Kur'an ve hükümleri taptazedir her asra bakar.
Dördüncüsü : Yazar soruyor ; burası Suudi Arabistan mı ya da başka bir İslâm devleti mi , kabile devleti mi ? diye.
Evet burası kabile devleti değil Türkiye Cumhuriyeti . Ancak halkın çoğunluğunu temsil eden ' dindar bir Cumhuriyet ' tir .
Beşincisi : Bu eleştirdiğiniz hükümlerin yasalar karşısında bir geçerliliği yok üzülmeyin . Bunlar sadece herşeyin dinine , inancına uygun olmasını isteyenleri bağlayacak bir şey , muhatabı siz ve sizin gibiler değil!
Altıncısı: Bu konudan dem vurarak bazı kesimlerin kadına değer vermediği ya da az değer verdiği düşüncesini ;
" beşinci sınıf yaratıklar olarak gören ilkel kafalar var "
cümlesiyle veriyor ve siz hala bu kafalara oy veriyorsunuz diyerek aşağılamasını noktalıyor.
Kadını ve vücudunu reklam ve ticaret malzemesi yapan ; onun her alanda çalışmasını eşitlik ve değer vermek olarak gören ; açılıp saçılmasını özgürlük ve medeniyet addeden sizler ... Kadın böyle mi birinci sınıf insan yerine konuluyor ? Şeriatın ruhsat verdiği çok eşliliği eleştirir , çok arkadaşlığı gizli gizli yapmakta bir mahzur görmezsiniz .. bu mudur kadına verilen değer ?
" Şeriatın bir hakikatına bin ruhum olsa feda etmeye hazırım ." Said Nursî
Bizim inancımız da böyle !
Saygı duyun istiyoruz .
Hani siz inançlara saygılısınız ya...
lafta kalmasın diyoruz .
* Risale-i Nur