Ayakkabılarım hemen dışarı konmuş , tıpkı bedenim gibi..
Evime giremiyorum !
Daha düne kadar oradaydım ; ne günler yaşadım ben o evde ...
Şimdi ise adım atamıyorum kendi evime , yasak !
Zira " ölüler giremez " miş .
Fâniliğin zerrelere kadar hissedilişi ' ni yaşıyorum (!) ..
Anladım misafirliğim bitti ; asıl yerime gidiyorum şimdi .
Artık istesem de kalamam zaten ...
Birazdan çürümeye , kokuşmaya da başlarım..
****
Asıl evim , asıl yerim meğer her gün önünden geçtiğim şehir mezarlığıymış ! Bilemedim .
Bazen aklıma gelmiyor da değildi , misafir olduğum , ama ;
Şimdi değildi asıl yurda dönüş ,
Şimdi zamanı hiç değildi ...
Henüz erkendi (!) dönüş yolculuğu için ..
Ancak nafile : Biletim çoktan kesilmiş .
Daha doyamadım ben bu seyâhate ..
****
Daha yapılacak bir sürü işim vardı ve ben olmazsam olmazdı (!)...
Hayır henüz değil , henüz çok erkendi (!)...
Zaten kime beklenen anda geldi ki ölüm ?
Kim bütün işlerini halletti , hazırlığını tam yaptı ki ?
Kimin hayalleri , emelleri bitti de
" evet hazırım " dedi Azrail 'e ?
Kim ?
"Her ölen pişman olacaktır " diye haber vermişti güzeller güzeli Nebi (as)
O yüzden " dünyada ya bir yolcu ya da bir misafir gibi ol " malıydım ahh ... uyarmıştı beni !
Evet anı yaşamalıymışım , her anı değerlendirmeliymişim .
Hayatın kıymetini bilmeliymişim ahh , sonradan pişman olmamak için .
Evet , bol bol yatırım yapmalıymışım , ama neye ?
Az önce bıraktığım evime , arabama , çok sevdiğim dünyama mı ?
Neye ? ..
Şimdi pişmanım ! Dünyada pişman olmadığıma ..
Nitekim nedâmet tevbeydi .
Burada pişman olmamak için orada pişman olmalıydım ahhh..
Evet onu da biliyordum :Son pişmanlığın fayda vermeyeceğini ...
Ama bilemedim işte.
Her beşer gibi aldandım bende dünyanın süsüne ; aldattı beni !
Sonra yaparım dedim hep ; hep aldandım .
****
Dedim ya ,
Biliyordum ama yapamadım ..
Gelmeyin artık üstüme gelmeyin !
Kabrimin bu ilk gününde ...
Gidin artık diyorum size ... gidin !
Yalnız bırakın beni artık , kabrimde .
Yalnız kaldım artık amelimle...
Gidin .