Ne Kuran-ı Kerim'de anlatılan kıssalar ve ne de Peygamberimiz(sav) zamanında yaşananlar GEÇMİŞ ZAMAN HİKAYELERİ değildir.Tüm zamanlara bakar ibretlik örneklerdir.Bunlardan biri de hicrettir.
Birkaç yıldır yanıbaşımızda,komşu ülkede bir zulüm var ve bu zulümden dolayıda yollara düşenler var.
Var da
onların adı göçen değil "muhacir"
yapılan iş te sığınma değil "hicret".
Bu durumda bize de "ensar"lik rolü düşüyor.
Tabii kabul edenlere ve kıymetini bilenlere..
Hal böyleyken sosyal medyada Suriyeli kardeşlerimize yönelik çok acımasız suçlamalar,benzetmeler yapılıyor.Haddi aşan bir paylaşımda bir beyefendi(?) yıllar önce Bulgaristan'dan gelenlerle Suriyeli'leri karşılaştırıyor ve yazısını "..sürekli plajlardalar,ürüyorlar.." gibi rezil ifadelerle taçlandırıyor.
E haklı tabi.Ne de olsa onlar Avrupalı göçmen ,onlar modern,onlar güzel,onlar çalışkandı..
Beriki Doğuludur,Arapça konuşur,siyahlara bürünmüştür,kapalıdır...
yani nefse pek hitap etmez.Dolayısıyla hakaret edilebilir,küçük görülebilir.Bunda bir mahzur yoktur!
Maalesef toplumun bir kesiminde bu bakış açısı var.Ve bu kesim;
Zannediyorlar ki;onlar gelince yerimiz-rızkımız daralacak;bir şeylerden mahrum kalacağız,bir şeylerimiz eksilecek!
Bilmezler herkesin rızkı Cenab-ı Hakkın garantisi altındadır ki rızık sadece boğazdan geçenlerden ibaret değildir.Okul,iş,eş,gezmek,eğlenmek..her türlü nimet bunun içindedir.Bu yüzden endişeye mahal yoktur.
Bilmezler mülk Allah'ın dır.Dilediğine verir dilediğinden çeker alır.İmtihan gereği bazen azaltır bazen çoğaltır.Bizim azlığımızla çokluğımuzla ilgisi yoktur.
Zannediyorlar ki;bu yapılan yardımlar boşa gidiyor ya da karşılıksız kalıyor.?
Oysa vatanımızın,mallarımızın,canlarımızın,bağımsızlığımızın bir zekatı olarak bize fazlasıyla geri dönüyor inşallah.İçeride-dışarıda,havada-karada...hergün gerek fiziksel gerek psikolojik saldırıya maruz kalan bu caanım ülke;belki de mazlumlara uzattığı yardım eline karşılık;Cenab-ı Hakkın Rahmet eline kavuşuyor ve düşmanlara inat her musibetten sağ salim çıkıyor Elhamdülillah.
Zannediyorlar ki; savaştan kaçıyorlar?
Belki de bizzat Allah'ın emrini uygulamaya çalışıyorlar.Bak ne diyor Ayet-i Kerime:
"Kendilerine yazık edenlere melekler,canlarını alırken,ne işte idiniz!Derler.Bunlar, biz yeryüzünde çaresizdik diye cevap verirler.
Melekler de Allah'ın yeryüzü geniş değil miydi?Hicret etseydiniz ya! derler..."ila ahir. NİSA 97.
Yaa bakın savaşıyorlarmış.En önemli derdimiz için iman ve bu imanı yaşamak için savaşıyorlarmış.
üstelik biz ne biliyoruz,ne kadarını biliyoruz yaşananların?Eminim orada kalıp vatanını savunanlar da vardır hepsi adına.
Velev ki kaçtılar.Bu onların imtihanı.Biz kendi imtihanımıza bakalım.Ev sahipliğini,ensarlığı ne kadar yapabiliyoruz?
KİMSE SINANMADIĞI GÜNAHIN MASUMU DEĞİLDİR.Allah korusun aynı durumda kalsaydık acaba ne kadar dayanabilirdik?Ne yapabilirdik?
Yıllar önce pkk illetinden dolayı Doğu'da köyler boşaltıldı.Onlara diyebilir miydik "kalsaydınız neden terkettiniz topraklarınızı" diye.
Zaten kalıcı da değiller.Bugün ülkelerinde durum normale dönse yarın dönerler.Sonuçta herkesin memleketi kendine en güzeldir.
Bilinmelidir ki; Mü'minler ancak kardeştir ve kardeş kardeşin kusurunu ortaya çıkarmaz aksine örter; kötü bir hasletinden dolayı da acır ama düşmanlık etmez.
Bugün Suriye'nin başında dindar,hak hukuk bilen,adam gibi bir adam olsaydı bu hale gelir miydi?
Aslolan bizim bu Suriye olayından ders çıkarmamızdır.Vatan,millet,bağımsızlık,bayrak,hürriyet kavramlarının ne kadar kutsal olduğunu görmektir; bu kutsala sahip çıkan,değer veren,korumaya çalışan bir yönetimle idare edildiğimiz için şükretmektir.
Devletimiz sağolsun gerekli maddi yardımı yapıyor zaten.Bize düşen biraz güler yüz,biraz saygı..
Dışlamamak,hor görmemek.
