Şevket ÖZSOY

ÇOK BİLİYORUZ

Şevket ÖZSOY

  • 698


ÇOK ŞEY BİLİYORUZ AMA…

Geçenlerde facebook sayfamda Hz. Ömer’e (ra) atfedilen şu güzel sözü paylaşmıştım: “İYİ DOST İYİ GÜNDE ÇAĞRILDIĞINDA, KÖTÜ GÜNDE İSE ÇAĞRILMADAN GELENDİR.”  Bir arkadaşım buna karşılık, şair Nedim’den alıntı yaparak şöyle bir yorum yazdı:”… YOK SENİN VASFETTİĞİN DİLBER BU ŞEHR İÇİNDE NEDİM, BİR PERİ SURET GÖRÜNMÜŞ BİR HAYAL OLMUŞ SANA...........”


Kafama dank etti! Düşündüm.. söylediğimiz, paylaştığımız, yazdığımız, çizdiğimiz o şatafatlı sözlerin ne kadar arkasındayız, neresindeyiz diye?

Ben de Yahya Kemal’den bir şeyler apararak hayalle ilgili bir şeyler yazdım ama, olmadı; tam oturmadı cevap olarak, içime de sinmedi zaten.

Elbette her şeye rağmen, hatta kendimize rağmen bu güzellikleri, paylaşmaktan ve yaymaktan vazgeçmemeliyiz ama, kendimize de daima şu soruları sormalıyız.

NEDEN YAPMIYORUZ? Neden doğru bildiklerimizi hayata geçirmiyoruz? Neden yaşamıyoruz?...

Efendim “dürüstlük” mü dediniz? Lâfa başladık mı mangalda kül kalmıyor. “Çalışkanlık” mı; kitabını yazarız icabında. “Saygı”, “sevgi” dilimizden düşmez. “Adalet”le yatar, “doğrulukla” kalkarız. “Veren el, alan elden üstündür”, biliriz, “cömertlik en büyük erdemdir” deriz, ama gel gelelim icraat…
Allah’ın (CC) emrettiği “zekât”ı bile vermemek için bahaneler üretiriz: “Yaa şimdi fakir mi kaldı?” (kalmaz olur mu, halâ çöpten rızkını çıkarmaya çalışanlar var, utanıp isteyemeyenler var, ara bulursun) “Benimle mi kazandı?” (sana kim kazandırdı, kazanacak aklı, sağlığı kim verdi sana?) …..

Bunları kime mi söylüyorum?  Cevap vereyim. Önce KENDİ NEFSİME söylüyorum, sonra da paylaşıyorum; belki alan, uygulayan olur diye.

BİZ BÖYLE DEĞİLDİK….  “AHİ”YDİK=KARDEŞTİK.

Evet biz maalesef çok biliyor(!), çok konuşuyor ama az iş yapıyoruz. Halbuki tersi olması gerekmez mi?
Eskiden dürüstlük hayatımızda idi, yaşantımızda idi. 
Ahilik Haftasını kutluyoruz bu günlerde.
Peştamal Kuşanma törenleri yapıyor, ahiliğin temel ilkelerini anlatmaya çalışıyoruz. İyi de ediyoruz. Dilerim ki, anlatmaya çalıştığımız kadar, anlamaya ve yaşamaya da çalışırız ve bu değerler hayatımızın ayrılmaz parçası olurlar.

AHÎ nedir, kimdir? Ahi KARDEŞTİR, ahi DOSTTUR, ahi YARENDİR.
Ahi çalışkandır, ahi üretir, ama kaliteden ödün vermeden; çünkü dürüsttür. “Pabucunun dama atılması” korkusundan önce, “Allah korkusunu” barındırır sinesinde.
Ahi paylaşır, dostça kardeşçe… Eli, kapısı, sofrası açıktır herkese. İkram etmek sünnettir, bilir.
Ahi MİSAFİRPERVERDİR. O kadar ki, misafir kapmak için birbiri ile kavga bile eden ahilere rastladığını yazar, bazı yabancı seyyahlar seyahatnamelerinde.
Ama gözü kapalıdır onların harama, başkasına ait olana. “Eline, beline, diline sahiptir” ahi; güven verir insana. Dürüstlük en büyük hazinesidir.

Ahi bütün bu erdemlere sahiptir; bizzat yapar, yaşar ve yayar.

 Çok özlü ve kısa birkaç cümleden ibarettir ahiliğin düsturları. Neden?  Çünkü aslolan az laf, çok iş; aslolan İCRAAT.

Aslında uzun uzun yazıp çizmeğe, felsefe yapmaya da gerek yok. Tarihe geçmiş bir çok toplum önderinin hakkında bazen yazılı bir kaynağa ulaşmak bile  hayli güçtür. Çünkü onlar öğretilerini İHLÂSLA, YAPARAK ve YAŞAYARAK öğretmişler, yaymışlar ve gönüllerde taht kurmuşlar. AHÎ EVRAN hazretleri de ortaya koyduğu insanî ve evrensel ilkelerle her zaman adını andığımız, gönlümüzde yaşattığımız Allah Dostları’ından bir ulu kişi değil mi zaten?..
Allah(CC) hepsinden razı olsun, mekânları Cennet olsun inşallah.

Ahilik ruhu sadece esnafımıza özel kalmamıştır. Toplumumuzun bütün kesimlerine dalga dalga yayılmış, milletimiz için bir hayat tarzı olmuş ve kültür kodlarımıza girmiştir.

İyi günde, kötü günde; bir ve beraber olmak dileklerimle, hoşça kalalım, DOSTÇA kalalım…

BAYRAMINIZ MÜBAREK OLSUN, BAYRAMLAR “BAYRAM” OLSUN İNŞAALLAH.
Yorumlar 1
29 Eylül 2014 15:24

hocam ağzınıza yüreğinize sağlık. allaha emanet olun

Yazarın Diğer Yazıları