Şevket ÖZSOY

DİNLE EY İNSAN OĞLU!

Şevket ÖZSOY

  • 288

Bir şey bile değildin,* bir zamanlar sen
Yaratılmış değildi, ne can ne beden
"Kün" emriyle -fe yekûn- var oldu âlem
Ayrıldı -fetk'oldu- yer yedi gökten*
Âdem adem(yok) idi, âlemde o dem
Adı anılacak bir şey değilken
"Ol" emrine muhâtap olunca âlem
Toprak suyla demlendi, halk oldu Âdem

Rabb'i tâlim etti cümle esmâyı*
Rehber kıldı O'na kalbi ve aklı

Bilmezdi öğrendi; elinde kalem
"Allemel insâne mâ lem ye'alem"*

"Elestü bi Rabbiküm";* Hakk'ın hitabı 
"Belâ" dedi Rabb'ine; "ahd-i mîsak"tı

Cümle melâike secde eyledi
İblis kibirlendi secde etmedi
Toprağı ateşle kıyas eyleyip
'Ben Âdem'den daha üstünüm' dedi

Oysa ki secdeyi Allah emretti
Âdem'i âleme halife etti

Cennet idi O'nun ilk evi yurdu
Havva anamızla orda mutluydu
Aldandı şeytana nefsine uydu
İnsan oğlu için ilk sınav buydu

Yer ve göğün hamlinden kaçtığı emaneti*
Yüklendi insan oğlu müsaatti cevheri
Yanlış yola sürükler zulmü-cahiliyyeti
Rabbi yalnız bırakmaz, gönderir önderini

Nasıl ki her sürüyü bir çoban güder
Bizlere de gelmiş nice peygamber
Adem(as) ilk insandır ve de ilk rehber
Olmuş bize peder hem de peygamber
İnsanlara ilk mürşid ve de ilk önder
'Lâ ilâhe illallah' davasın güder

Evet bunu böyle bil;
İnsan bu yüke hamal!
Bir hamallık ki sonunda, 
Cennet Cemalullah var
Yetmez mi ey can sana?
Rabb'in sana yâr.

Geçti gitti günler, seneler bin bin
Peygamberler (as) geldi, yüzyirmidörtbin
Her kavme bir nebî gönderilmişti
Hepsi son Nebî'yi(sav) müjdelemişti

Adı Tevrat'ta Ahyed, İncil'de Ahmed
Bazen de Faraklit* denilmiş idi
Kâhinler, hatifler hep haber verdi
Cümle âlem O'nu beklemekteydi

Göklerin ve yerin Nur'u Rabbülâlemîn
Nurlu vahyi yüklendi Cibrîl-i Emîn(as)
Nur Dağı'nda secdede Muhammed Emîn (sav)
Ve mübarek belde, Beled'ül Emîn

Sen Emîn'sin,
Cibrîl Emîn,
Bu belde Emîn
Rabb'in yalnız bırakmaz;
Va'dinde Emîn
'Lâ ilâhe illallahü'l Melikü'l Hakku'l Mübîn 
Muhammedürrasûlullah Sadiku'l  Va'di'l Emîn'

Ve nihayet geldi zaman
Zaman Şehr-i Ramazan
Leyle-i Kadir'den çok kutlu bir an
Nâzil oldu semadan ol yüce Kur'ân
Vahyedildi Rasûl'ün (sav)
Kalbine o an.

Zaman kutlu,
Mekân kutlu,
Cebrâîl kutlu...
Ey âlemler serveri
Sana ne mutlu!..

Hitab Muhammed'e, Cebel-i Nur'da
Nur'dan Cebrâîl geldi, nurlu mekâna
Vahyin nuru ile boyandığında
"İkra'" diye bir ses duydu o anda!

Yerler gökler nurla doldu o demde
Karanlık gönüller nurlandı hem de
Oku! ey Muhammed, bu hitap Sana
Hikmet ile yüklü bu Kitab Sana!..

............

"Ben okuma bilmem; ümmî biriyim,
Hem melek mi, şeytan mı;
Nerden bileyim?.."

"İkra'" ey Rasûlüm! O Rabb'indendir,
O Rabb seni pıhtı kandan insan edendir
Oku! Rabb'in Keremli; ikrâm edendir,
İnsan bir şey bilmez iken, O öğretendir.

Cibrîl (as) kaplamıştı bütün bir ufku;
Sanki yer ve gökler Cibrîl olmuştu...
Aslî suretinde, bir taht üstünde
Göründü Nebî'ye sarıldı hem de
'Bu Rabb'inin emri, oku ey Nebî!'
Böylece ilk emir tebliğ edildi.

Anladı O gelen Hakk'ın Elçisi
Göklerin ve yerlerin emîn Cibrîl'i
Anladı O gelen vahye memurdur
Hâtemünnebî'nin sadık dostudur...

Sana müjde olsun, ey kutlu Nebî!
Son nebîsin, nübüvvetin hâtimi,
Yerde gökte, ins ü cinnin mürşidi
Müjde Sana ey alemler serveri!..

Anladı ki Nebî, gelen vahiydir
Âlemlere müjde ve de nezîrdir
Anladı ki Rabbi, O'nu seçmiştir
O'nu âlemlere rahmet etmiştir.

Vahyi getiren Cebrâîl
Hem mef'uldür, hem de fâîl
Getirdiği Hakk kelamı
Batıl artık oldu zâil!

Öyle sırlar yüklüdür ki,
Bazen kendisi de bilmez,
O Cibrîl-i Emîn'dir ki,
Bir nokta bile eklemez,
Bir tek harfi eksiltemez.

Nebî nefsinen söylemez*
Hevâsından söz diyemez...

Bize vahyi tebliğ eder
Önce kendi iman eder
İmanıyla amel eder
Bize O'na uymak düşer

Ey alemler serveri bize ne mutlu!
Getirdin bizlere kutlu bir muştu
Gönüller O'nunla bayram ediyor
Akıl iknâ oldu, şeytan susuyor
Nefis teslîm oldu, secde ediyor
Kanatlandı ruhlar, sanki uçuyor

Dinle ey Adem oğlu, insanadır bu hitap!
Oku, öğren, amel et; senin için bu kitap
Hak ile bâtılı ayıran Furkan
Okuyana müjde var, bi ğayrı hisap

Bu kitap bizlere eder nezaret
İns ü cinne davet ve de hidâyet
Rahmettir kuluna, şifâdır Hakk'tan
Müjde var mümine, küfre hasâret!

Bu kitap bizleri terbiye eder
Nefislerimizi tezkiye eder
Kalpleri temizler şirkten, küfürden
Hakk'ı tenzih eder, tebrie eder

Hak katından inen nûr
Kalbe şifâ ve sürûr
Akıllara bürhandır
Hem beyandır hem de sır

Rasûlullah(sav)O'nunla irşâd eyliyor
Bizi Hakk'a hayra davet ediyor
O'na tâbî olan, iman edenler
'Duyduk ve uyduk' diye, ikrâr ediyor

Bizler de Seni bu asırda duyduk ya Nebî
Her ne getirmişsen uyduk ya Nebî
Bizler Seni görmeden sevenlerdeniz
Sözlerine iman edenlerdeniz
Bizleri de kendine ümmet kabûl et,
"Kardeşlerim"* dediğin ihvanlardan et
Sana bu çağlardan selâm ey Nebî
Selâm ne güzel bir kelam ey Nebî
Ağlar seni yazan kalem ey Nebî
Essalâtü vesselâm aleyke ya Habîbî

***

Ya Rasûlallah lûtfedin, elinizi öpelim
O mübarek elle Siz'e, biât edelim...
O el ki elsize imdâd eylemiş
Yetimi okşamış, tesellî vermiş
Lâl olan dilleri dile getirmiş
Görmeyen gözleri görür eylemiş

O elde taş zikir eder; zikirhane Sübhanî
Toprak gülle gibi fırlar; cephâne-i Rabbânî
Yaralı ve hastalara, eczâhâne Rahmânî
Dâim ona kuvvet verir, ol kudret-i İlâhî

Celâl ile ile kalktığında, ayı ikiye böler
Cemal ile döndüğünde, kevser gibi su döker
On parmağında on musluk, sanki rahmet çeşmesi
Dua için açtığında, bulutlardan su iner

Dilsiz taşlar dile gelir, ol Server'in elinde
Ağaçlar secdeye gider, saygı ile önünde
Diktiği yıl meyve verir, günü gelmeden önce
Dağlar, taşlar selâmlarlar, önlerinden geçince
Kuru kütük için için, ağlar ayrı düşünce

Hani ya bir zamanlar, Seyyid Ahmet Rufâî (ks)
Ziyaret eylemişti, Medine'de Nebî'yi
Öpmek isteyice, nurlu elini
Lûtfedip te kabrinden, uzatmıştı ol Nebî (sav)
Öpmüş idi Rufâî, mübarek eli

Yed-i Emîn'dir o el, biz de tutalım
Biât edip o ele, eman bulalım
Parmağından akan sudan, içip kanalım
Ol mübarek eli bırakmayalım

Ya Nebî, o dehşetli mahşer gününde
Şefâat et ne olur, bu mücrime de!
Buluşalım Sen'inle, Havz-ı Kevser'de
İkrâm eyle Kevser'den, lûtfet bize de!..

Binler salât ü selâm, ey kutlu Nebî Siz'e
Salât ü selâm olsun, hem Ehl-i Beyt'inize
Salât selâm Efendim, nurlu Sahâbeniz'e
Salât ü selâm olsun, mübarek neslinize
Essalât ü vesselâm Muhammed Ümmeti'ne

(Allahümme salli alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammed)

Yazarın Diğer Yazıları