Sana geldim İstanbul
Ey koca şehir
Ey kocamayan şehir!..
Bizler koca olduk
Dede, ana, baba...
Torunlarımızla kucak kucağa
Ama sen hep aynı yaşta
Aşıkların var
Kimi onbeş
Kimi doksanbeş yaşında
Ve İstanbul'da dostlar
Ve davetkâr çağrılar
Ama bizlerde hep aynı maval;
"Hemen dönmem lâzım abi,
Acele işim var!?"
Kim bilir kaç yıl oldu İstanbul
Martı çığlıklarına karışmayalı?
Deniz yosunlu havanı
Koklamayalı?
Kaç tur attı dünyamız
Kapını çalmayalı?
Fatih'te, Eyüp Sultan'da
Secdeye kapanmayalı?..
Sahaflar Çarşısı yine Beyazıt'ta mı?
Çınaraltı halâ
Sohbetlere mekân mı?
Gün batımlarında camileşen siluetini boydan boya
Beton duvarlar mı sardı?
Beyazıt, Küllük, Marmara
Kardeşin kardeşi vurduğu yıllar
İçimde halâ yara!
Oyun aynı oyun İstanbul
Kuklacı başı en başta
Kuklalar değişti şimdi
Ümmet-i Muhammed (sav) yasta!
Ümmet seni bekliyor İstanbul
Ve mahzun Ayasofya...
Biliyorum sen de soruyorsun bana;
"Fatihler kaç yaşında?"
-Kimi onbeş kimi doksanbeş yaşında
Sen bahtısın Ayasofya milletin
Açılsan, açılacak bahtı ümmetin
Ayasofya!
Sen ümitle beklenensin
Aç kapılarını Ayasofya!
İstanbul'dan Medîne'ye yol gitsin
Minarelerinde Ezân-ı Muhammedî (sav)
Kâbe ezanlarıyla beraber inlesin
Aç kapılarını Ayasofya!
Kudüs de dinlesin
Aç kapılarını Ayasofya!
Türkistan, Arakan... ümitlensin
Aç kapılarını Ayasofya!
Tekbirler arşa değsin
Aç kapılarını Ayasofya!
İstanbul yeniden fethedilsin
Ayasofya!
Sen ümitle beklenensin
Şevket Özsoy
