Bu ev kadınları adeta bir fabrika

Kastamonu'da kooperatif çatısı altında bir araya gelen 100'den fazla kadın, ürettikleri coğrafi işaretli ürünler ile yöresel lezzetleri Türkiye'nin dört bir yanına gönderiyor.

  • 1029
Bu ev kadınları adeta bir fabrika

Kastamonu’da kooperatif çatısı altında bir araya gelen 100’den fazla kadın, ürettikleri coğrafi işaretli iğne oyası, taş baskı, çarşaf bağı gibi ürünler ile yöresel lezzetleri Türkiye’nin dört bir yanına gönderiyor.

Kastamonu’da bir araya gelen çok sayıda kadın, 2019’da kooperatif çatısı altında yetiştirdikleri sebze ve meyveleri katma değerli ürüne dönüştürme kararı aldı.

Kadınlar kısa sürede Kastamonu Sanat İşleyen Eller ve Yöresel Lezzetler Kadın Kooperatifi’nin kuruluşunu tamamlayarak, hazırladıkları ürünleri pazarlamaya başladı.

Coğrafi işaretli iğne oyası, çarşaf bağı, taş baskı gibi ürünlerin yanı sıra, Atabey Konağı’nda yöresel lezzetlerden tarhana, akdene göce çorbası, ekşili pilav gibi yemekler de yapan kadınlar, ürettikleri ürünleri Türkiye’nin dört bir yanından müşterilerine satıyor.

5 yıldır faaliyetlerini yürüten kadınlar, Kuzey Anadolu Kalkınma Ajansı’nın destekleri ile hayata geçirilen proje çerçevesinde yöresel ürünler, gıda ve hijyen, kooperatifçilik, girişimcilik, pazarlama, iş güvenliği ve sağlığı gibi çeşitli konularda aldıkları eğitimlerle becerilerini geliştirdi. Daha sonra Kastamonu, Çankırı ve Sinop’ta kurulan 14 kadın kooperatifi bir araya gelerek oluşturdukları birlik sayesinde e-ticaret sitelerini kurdu. Kurulan e-ticaret sitesinde onlarca kadın, evlerinde yaptıkları ürünlerin satışını yaparak gelir sağlamaya başladı.

“Ürettiğimiz ürünleri Türkiye’nin birçok iline, hatta bazı ülkelere göndermeyi başardık”

Çalışmaları ile ilgili bilgi veren Kastamonu Sanat İşleyen Eller ve Yöresel Lezzetler Kadın Kooperatifi Başkanı Serpil Durgut, “5 yıldır Atabey Konağı’nda kadınlarımızla birlikte Kastamonu kadınına ve turizmine destek verme çabasındayız. Bu çabada en çok destek vermeyi hedeflediğimiz kitle kadın gruplarımızdır. Dezavantajlı kelimesini sevmiyoruz ama dezavantajlı kadınlarımız üreten kadınlarımıza her daim konağımızın kapıları açık oldu. Hanımlarla birlikte geleneksel baskı, geleneksel el sanatlarımızı yaşatmaktayız. Yöresel lezzetlerimizi konağımızda her şekilde sunmaktayız." dedi.

"100’den fazla çalıştığımız ve üye olmayan kadınlarımız var"

100’den fazla kadının kooperatif altında üretim yaptığını belirten Durgut, "Bu ürünleri Türkiye’nin birçok iline ve bazı ülkelere göndermeyi başardık. Kadın kooperatifi olarak 25 asil üyemiz bulunuyor, fakat 100’den fazla çalıştığımız ve üye olmayan kadınlarımız var. Bu kadınlar genellikle evlerde coğrafi işaretli el sanatımız tırnak bağı yapıyor, dikişler dikiyor, iğne oyası. Gıda alanındaki bütün faaliyetlerimiz ise konakta üretim iznimize tabi olarak yapılıyor. Fakat el sanatlarını evlerinde hanımlar sipariş geldiğinde yapıyorlar. Farklı gruplarımız var, örgü gruplarımız, iğne oyası gruplarımız, dikiş gruplarımız var. Bu sayede kadınlara hem maddi katkı sağlıyoruz hem de kendi özgüvenlerini, üretmenin mutluluğunu, üretirken yeni inovasyon ekleyerek ürünlerini çoğaltmalarına sebebiyet veriyoruz. Bu çalışmalarımızı daha da çok güçlendirerek bize bugüne kadar çok katkı sağlamış, destek vermiş KUZKA ile birlikte Türkiye’de 4’üncüsü olan bir kadın birliği kuruldu Sinop, Kastamonu ve Çankırı olarak. Şu anda kurulmuş olan ’gücümemeğim’ web sitesi adı altında 14 tane kadın kooperatifimizin ürünlerinin satışa sunulduğu bir web sitemiz var. Bundan da çok mutluyuz. Kastamonu kadın kooperatiflerine çok destek verdi. Bunun için minnettarız. Tabii ki bizler de böyle bir desteğin altında kalmak istemiyoruz, çalışmalarımıza daha çok aktivite ekleyerek teşekkür etmek istiyoruz.” diye konuştu.

“Evde boşa zaman harcarken, şimdi zamanımı dolu dolu geçiriyorum”

Kooperatif çatısı altında üretim yapan ev hanımı Hilal Özkan, “Serpil Hanım kadın kooperatifinde atölyesinde bana iş imkanı sundu, 'Burada ürünlerini istediğin gibi yapabilirsin' dedi. Ben de burada çalışmaya başladım. Ustalık belgemi de burada aldım. Serpil hocamızın 'Tesadüf yoktur, tevafuk vardır' diye bir lafı vardı. Biz de tevafuk üzerine tanıştık. Buraya yolumuz düştü, konağa gelen diğer kadınlarla birlikte huzurlu bir ortamda çalışıyoruz. Burada olmak bana iyi geliyor. Kurslar veriyoruz, taş baskı ürünleri, masa, örtü, çanta gibi sipariş durumuna göre ürünler yapıyoruz.” şeklinde konuştu.

“Evde oturmaktansa konakta vakit geçirip faydalı olmak hoşuma gidiyor”

Emekli öğretmen Özlem Şenel de, “İhsangazi’nin coğrafi işaretli siyez buğdayından çeşitli ürünler hazırlıyoruz. Genellikle üyelerimizle birlikte toplu olarak yemeklerimizi yapıyoruz. Sadece üyelerimiz değil, dışarıdan da kadınlarımız kooperatifimizde görev alıyor. Yöresel ürünler çarşaf bağı, iğne oyası gibi işlemeler yapıyorlar. Yine kooperatifimizde yöresel ürün ve serpme kahvaltı veriyoruz. Emekli öğretmenim, evde oturmaktansa konakta vakit geçirmek, insanlara faydalı olmak, bir şeyler öğretmek gerçekten hoşuma gidiyor. Çok mutlu oluyorum.” ifadelerini kullandı.

Kooperatifin proje koordinatörü Mine Telli ise, “Ekşili pilav, konağımıza gelip yiyenlerin çok beğenmesi sonucu ortaya çıktı. Bizler de düşündük ne yapabiliriz diye. Ardından kurutarak paket haline getirdik. Pakette 5 tane doğadan toplanan kuru otumuz ve çok fazla ismi duyulan siyez bulguru var. Hepsi birleşip lezzetli bir ürün haline geldi. Tencerede 40 dakikayı geçmeyecek şekilde yıkama derdi olmayacak şekilde hazırlanan bir üründür. Bu üründe 10 tane kadının eli bulunuyor. Nanesini bir kadın, ısırgan otunu diğer bir kadın, yaprağını başka bir kadın, bulgurunu başka bir kadın, yani 10 kadın ile birlikte yapılmış bir üründür. Yine yöresel akdene göce çorbamız, bağışıklık sistemi için çok önemli olan bir çorba çeşididir. Yapımı çok kolay, kuru gıda olarak saklanır. Her iki ürünümüzde de katkı maddesi bulunmuyor.” dedi.