Pelenkoğlu'ndan tatlı sert!

Nöbetçi Sahne Sanatları Genel Koordinatörü Ahmet Pelenkoğlu, profesyonel sanatçılığa dikkat çekerek açıklamalarda bulundu.

  • 1957
Pelenkoğlu'ndan tatlı sert!

Nöbetçi Sahne Sanatları Genel Koordinatörü Ahmet Pelenkoğlu, profesyonel sanatçılığın gerektirdiklerine dikkat çekerek, kurum, kuruluş ve şahıslara yönelik bilgilendirici açıklamada bulundu.

"Bu açıklamamı, sanattan gelir elde etmek isteyen kişileri ve söz konusu kişilere ödeme yapacak kurum ve kuruluşları bilgilendirme amacı ile yapıyorum" diyen Pelenkoğlu şöyle devam etti:

"Öncelikle, profesyonel tiyatro ile amatör tiyatroların, birbirlerinden ayrılması gerekmektedir. Amatör tiyatrolar, gönüllülük esası ile bu sanata merakı olanlar tarafından, parasal kazanç gözetmeksizin oluşturulan topluluklardır.

Tiyatronun profesyonel olabilmesi için evvela tacir statüsünde olması, ticari sicil kaydının bulunması, Ticaret Odasına üye olması, vergi mükellefliği gibi sorumlulukları yerine getirmesi ve teşvik primlerinden istifade edebilmeleri için Kültür Bakanlığının profesyonel tiyatrolar listesinde yer alması gerekir.

Fatura kesemeyen amatör tiyatroların her oyuncusuna ayrı ayrı veya bir kişi üzerinden hazırlanan harcama pusulası veya gider pusulası ile tiyatro gösterisinin bedeli ödenemez. Gönüllülük esası ile oluşturulan amatör tiyatrolara ücret ödenmez.

Özellikle kamu çalışanlarının bu hususa, ehemmiyetle hassasiyet göstermelerini temenni ediyorum.

Amatör tiyatrolar, afiş ve dijital reklam gelirleri dahil hiçbir gelir elde edemez. Bu usulsüzlüğe sponsor olan firmalar da iştirak etmiş olur ve mali cezaya maruz kalabilir.

Bu günlerde sık sık dillendirilen IBAN mevzusu, vergiden kaçmanın farklı bir yöntemidir. Bu sebepten dolayı, tiyatro biletinin ücreti, IBAN hesabına gönderilemez.

Amatör tiyatroların, dernek ve vakıf yararına gerçekleştirecekleri etkinlikler, 2860 sayılı Yardım Toplama Kanunu esasınca gerçekleştirilmelidir ve elde edilen gelirlerin amaca uygun harcandığı mutlaka takip edilmelidir.

Bu güne kadar haktan, hukuktan bahsedip amatör tiyatrolara dolaylı yollarla para ödeyenlere ve amatör tiyatro olup da kazanç elde etmek isteyenlere karşı sanata olan ilginin körelmemesi adına sessiz kaldım.

Organizasyon ve/veya reklam firmalarına fatura kestiren amatör tiyatroların, amatör tiyatrolar adına fatura kesen firmaların ve dahi bu yöntemle ödeme yapan kurum ve kuruluşların; her türlü zorluklara rağmen emek veren ve mücadele eden sanatçı dostlarım adına takipçisi olmak zorunda olduğumu hatırlatıyor, Kastamonu halkından ve kamuoyundan destek bekliyorum."

"Tiyatro sanatı eğlence değil, eğitimdir"

Pelenkoğlu, "Çocuk veya yetişkin, hangi tiyatro eserine katılacaksanız, biletlerin üzerinde ücretinin belirtilip belirtilmediğine ve Maliye Bakanlığının mührü olup olmadığına dikkat ediniz. Üzerinde ücreti yazılmayan ve Maliye Bakanlığının kaşesi bulunmayan veya IBAN hesabı veren hiçbir tiyatro biletine, vergisini ödeyen gerçek sanatçının hakkını almamak adına, lütfen ücret ödemeyin.

Çocuklarınızın izleyeceği oyunlar için okul idaresinden, okul aile birliklerinden ya da gösteriyi gerçekleştiren kurum ya da kuruluştan, eserin psikiyatrist pedagog raporu veya yerleşkenin mülki amirliğince verilen 'OLUR' onayı ya da Milli Eğitim Genel Müdürlüğünün ilgili mevzuatlarına yönelik uygunluk belgesinin olup olmadığını lütfen araştırınız.

Çocuk oyunları, ders saatleri ve okul dışındaki salonlarda sahnelenecekse; bu mevzuatın sorumluluğu, salon sahibi olan kurum, kuruluş ya da şahıslara aittir.

Biz; 'Kastamonu’nun profesyonel tek tiyatrosuyuz' diyebilmek için çok fedakarlıklarda bulunduk. Pandemi dönemi dahil olmak üzere, Kahramanmaraş merkezli deprem afetinden bu yana hiçbir kazanç elde edemedik. Lakin devletimize vergimizi, mali müşavirimize ve Ticaret odamıza aidatlarımızı, iş yeri kiramızı ödemeye devam ettik. Sanatçılarımız çok zor durumda kaldı. Daha fazla mağduriyet yaşanmaması için önce saray kostümlerimizi, sonra enstrümanlarımızı, daha sonra ulaşım araçlarımızı satılığa çıkarttık. Yıllarca emek vermiş profesyonel oyuncularımız dahi farklı kollarda iş aramaya mecbur kaldı. Oysaki en az emek verenin, yirmi yıllık sanat hayatı vardı.

Nöbetçi ekip; 30 yıl önce, memleketlerine hizmet etmek isteyen gençler tarafından girişimde bulunulmuş güzel bir sanat teşebbüsüdür. Bu insanların en genç olanı bu gün elli yaşında. Ve ben; aradan geçen otuz yılın ardından, halen daha verilen mücadelenin zorluğu konusunda, kamuoyunun dikkatini çekmeye çalışıyorum.

İşin marifeti, profesyonel olabilmekten ziyade, profesyonel kalabilmekten geçer. Çünkü ekonomik krizler, pandemi, afet gibi durumlarda evvela sanatın dalları kırılmaktadır. Devlet vergi ister, odalar ve mali müşavir aidat, mülk sahibi kira istemeye devam eder. Sigortasını yatırmakla ve evine ekmek götürmesine mükellef olduğun oyuncu ve teknik personelin, eline bakar.

Nöbetçi tiyatro olarak; amatör tiyatrolara, zaten her zaman destek oluyoruz. Yine oluruz ama bu işten kazanç elde etmek isteniyorsa, gerekli şartların yerine getirilmesi mecburi olacaktır. Vergi vermeden kazanç elde etmeye çalışanları, sanatçı olarak kabul etmemiz mümkün değildir; çünkü işini aşk ile yapan bir sanatçı için vergi; 'Vatan' demektir.

Bu yazıyı okuyan herkesin; emek uğruna verilen mücadelede, elini vicdanına götürmesi en büyük arzum. Çünkü otuz sene; anlayamayanlar için hakikaten de dile kolaydır." diye konuştu.