Selde evini kaybedenlere AFAD'ın 'çadır kent'i kucak açtı

Bozkurt'ta yaşanan sel felaketinin ardından vatandaşlar AFAD tarafından kurulan çadır kentte barınma ihtiyaçlarını karşılıyor.

  • 1070
Selde evini kaybedenlere AFAD'ın 'çadır kent'i kucak açtı

Sel felaketinin yaşandığı Kastamonu'nun Bozkurt ilçesinde evlerini kaybeden, evleri hasar gören, evlerine girilemeyecek durumda olan vatandaşlar AFAD tarafından kurulan çadır kentte konaklıyor.

Şiddetli yağışın ardından 11 Ağustos'ta Ezine Çayı'nın taşması sonucu iş yerleri ile çok sayıda evin su ve balçık altında kaldığı, binaların yıkıldığı ilçede barınma sorunu yaşanıyor.

Bozkurt'a 3 kilometre uzaklıktaki Abana ilçesinde vatandaşların barınma ihtiyacını karşılamak için AFAD ekiplerince üç ayrı noktaya 90 çadır kuruldu.

Çadır kentte 35 kişi kalırken bu sayının ilerleyen günlerde artması bekleniyor.

Sel nedeniyle evlerini kaybeden ve korku dolu anlar yaşayan vatandaşlar çadır kentte kendilerine gösterilen ilgiden ve ihtiyaçlarının giderilmesinden memnun.

Çadır kentte kalan Mehmet Korkut, selde ailesinin Bozkurt'ta mahsur kaldığını kendisinin de ilçeye giremediğini söyledi.

Ailesinin helikopterle kurtarıldığını anlatan Korkut, "Hükumetimizden, devletimizden İçişleri Bakanımızdan Allah razı olsun. Gereken ilgiyi gösteriyorlar. İnşallah bir an önce düzelir ve kendi evimize döneriz." diye konuştu.

"Çatıda akşama kadar kaldık"

Afetzede Hatice Çelik de sel felaketinin yaşandığı gün kız kardeşinin kendilerini uyardığını söyledi.

Sel nedeniyle apartmandan çıkamadıklarını anlatan Çelik, "Çatıda akşama kadar kaldık. Aşağıya inemedik. Kartonların üzerinde uyuduk. Korkudan titredik. Çok üzüldük, çok ağladık. Yağmur yağıyor, şimşek çakıyor biz çatıdayız. Çok korktuk. Binayı boşaltıyoruz dediler. Kepçeyle bizi aldılar." dedi.

"Burada hiçbir sorunumuz yok, bize yardım ediyorlar"

Çadır kentten memnun olduğunu ifade eden Çelik, ekiplere teşekkür etti.

Selzede Hüsniye Korkut ise sel felaketinin bu kadar yıkıcı olacağını tahmin etmediğini vurgulayarak, şunları dile getirdi:

"Sanki bir okyanusun içinde gibi olduk. Çok korktuk. İkinci, üçüncü kata kadar balçık doldu. Kurtarılmayı bekledik. Kapıya çıkmamız mümkün değildi. Bacaklarımızın üst kısımlarına kadar balçığa battık. Köprüler yıkıldı. Helikopterle kurtarıldım. Daha sonra çadır kente geldim. Burada hiçbir sorunumuz yok, bize yardım ediyorlar."